kipalı yahudi avukat kaynayan amerika'yı örnek alıp özgürleşen ülkede göze Çarpmaya başlayacak bir arka plandır. Normaldir. Gerginliklerin boş olduğunun kanıtıdır.
karşı kutuplar birbirinden beslenir. arada biz eziliyoruz. böyle bakalım türbanlı avukata da.
yine bi girizgahı önyargıyı kırmak adına benzer şekilde başlatalım. peygamberlere, dinlere inanmıyorum.
yıllarca türbanlılara, kürtlere, eşcinsellere, hatta türklere baskı yaptık biz. en ufak bi "farklılığı" olanı sabitlemeye çalıştık. ama olmadı, olmaz. bir kere sen dünyanın en dandik yerinde kurulmuş 30000 nüfuslu bü ülke olsan istediğin gibi at koşturursun. ancak bu coğrafyada, geçmişi olan, geleceğe "ha" dese yön verebilecek bi ülkedeysen, senin bu zaafın kullanılır.
şimdi durum ne? türbanlıların, kürtlerin egemenliğinde bir tasfiye var. bu kez belki aynı baskı türklere, laik devlet yanlılarına uygulanıyor.
ve sebep? yıllarca özgürlüklerimiz elimizden alındı, şimdi devir bizim devrimiz.
aga umrumda değil. insanların türban takması, küpe takması, duruşmalara öyle girip çıkması umrumda değil! taksın abi. ya türbandan devlet mi yıkılır? türbandan rejim mi değişir? değişirse de ben öyle rejimin amına koyim aga kimse kusura bakmasın. sen yıllarca buna izin verme, adamlar doğal olarak bunu siyasal simge yapsın sonra türbana hayır.
bi de şöyle diyorlar ya "ama onlar türbanı inançtan değil siyasi simge olarak takıyorlar". ee takarlar aga, senle ben yaptık bunu. birlikte yaptık.
80 yıl sonra devran döner yine. eskiye döner. yine bir kutup baskın olur, diğeri mağdur.
ama n'oluyor biliyor musun? olan bizim gibilere oluyor. biz herkese özgürlük desek de kim gelse yine bizim özgürlüğümüz gidiyor elden. dün kendine ulusalcı diyenlere koşuyorduk mülakatlar için, bugün kendine dinci diyenlere.
ben niye birilerine koşayım aga! devlet böyle bi şey mi? dün türbanlı duruşmalara alınmazken alınıyor bugün. dün içki içmek sorun değilken, bugün namaza gidip camide boy göstermen bir çok şeyi daha kolay kılıyor.
devlet böyle bir şey mi aga? eğer böyle değil diyorsan sen de, ülkemize bakalım. 11 yaşındaki çocuk kafasıyla yönetiliyor. dün küstü, bugün kanka oluyor, yarın top benim maça almıyorum seni şişman diyecek belki.
karşı kutuplar birbirini güçlendiriyor. bi biri çıkıyor tepeme, bi diğeri. benim devletim neden hep beni, benim gibileri altta bırakıyor?
öncelikle kamu avukatı olmadığı sürece bütün avukatlar sadece müvekkilerin temsilcileridir, devletin baktığı nazar budur yani herhangi bir avukat devleti simge etmez. zatımın hukuk fakültesiyle yakinen ilişkisi olması sebebiyle, yazmıyayım tutayım kendimi diyorum ancak batıyor bir takım şeyler. herhangi bir hakim, hukuk üstünlüğü ile yönetilen bir ülkede, savunma makamın kafasındaki kumaş parçasına göre hükm edecekse o ülke zaten bitmiş okey dönüyordur. hukuk herkese eşitlik vaad ediyorsa, ne şekilde mahkeme salona geleceği ancak avukatı bağlar. özgürlük kavramını ben tartışmıyorum bile. bu gibi konuları kendimize gündem edinmek bile bizi bayağılaştırmaz da ne yapar ?! asıl burda kendimize gündem edindiğimiz türbanlı herhangi bir avukatın neden ötekileştirildiği biz yine kadını belli bir form' a sokmakta neden diretiyoruz ki ! neden ilk baktığımız düşüncelerinden ziyade ne giydiği ! yapmayın Allah' ın aşkına hukuk dediğiniz yengame her insanı aynı gördüğünüz ölçede yaşatılır, sen buna izin vermezsen orda hukuk değil basmakalıp düşünce sistemi yerini alır.
olması gerekendir isteyen istediğini yapabilir belirli kurallar çerçevesinde. şuraya bunun bir sonraki adımı haremlik selamlıktır, daha işin başı, başı bağlı yargının temsilcisidir yazıp başka başlığa gidip özgürlüğü demokrasiyi savunanları anlamıyorum hem özgürlüğü demokrasiyi savunursunuz hemde isteyenin ibadet özgürlüğünü istediği şekilde yapmasına laf söylersiniz nasıl bir demokrasi anlayışınız var anlayabilmiş değilim. onu her kafasına takan yobaz değildir, insanlarla konuşmadan etmeden yargılıyorsunuz şu an içinde bulunduğumuz durumunda en büyük sebebi bu konuşmadan etmeden direk ipi çekişimizdir. isteyen istediğini yapsın sana bir zararı olmadığı sürece sanane.
eğitimlidir.
yıllarını boş işlerle, onun bunun yaşantısını, kıyafetini eleştirerek değil eğitim alarak geçirmiştir. istediği kıyafet ile çalışması da bir lütuf değil en doğal hakkıdır.
Avukattir. Demokrasi cumhuriyet ayaklariyla basa gecip halkin tum ozgorluklerine yabancilar adina ipotek koyanlara buyuk sair tevfik fikret gelmis gecmis en iyi siir olan doksan bese dogru ile ne mal olduklarini bildirmistir.
girecektir o mahkemeye. Hakimin yedi sulalesi haci hoca da olsa turbana iltimas gecmeyecektir. Gecerse oyle hakimin mina koymak gerekir.
Vaktiyle Bu memleketi kurtarmak icin can vermis milyonlar turbanlilarin cocuklaridir. Konsomatris gibi giyinenlerin degil. Bu vatanin gercek sahipleri olarak Kimsenin skinin keyfine gore cikarmak zorunda degillerdir basortulerini.
bir özgürlüktür. şimdi başka bir konuya gelicem avukata tamam eyvallah peki türbanlı hakim olabilir mi ? şimdi ben islama hakaret suçundan dava edildim diyelim duruşmaya çıktım beni yargılayacak hakim türbanlı burada eşit ve önyargısız bir adalet sağlanabilir mi? ben zannetmiyorum çünkü bu hakime dışarıdan baktığınızda müslüman olduğunu anlıyorsunuz ve yargılandığınız konu hakimin inandığı dine hakaret burada hakimin doğru karar verebileceğine inanmıyorum.
normal şartlarda bir avukat devlet görevlisi değildir haliyle istediği kılık kıyafetle üzerine avukat cübbesi giymek kaydı şartıyla mahkeme salonuna da girer.
nasıl ki davalı davacı yurtaşlar için mahkeme salonunda herhangi bir kılık kıyafet şartı yoksa avukatlar içinde olması düşünülemez.
ancak devletin memuru olan hakim savcı mübaşir vs gibi kamu görevlileri hiçbir inancı referans gösterecek kılık kıyafet içinde olamazlar.
bu iki konuyu iyi ayırt etmek lazımdır. kamusal alan diye meşhur bir ifade vardır bu çok yanlış bir tanımlamadır çünkü kamusal alan yoktur kamusal insan vardır yani kamu personeli vardır.
ve devleti temsil eden hiçbir kamu personeli görevleri sırasında ne giyim kuşamlarıyla ne de davranışlarıyla hiçbir inanca yakın duramazlar çünkü devlet tüm inançlar karşısında kör olmak zorundadır.laikliğin gereğidir bu.
çünkü devlet tüm yurttaşlarına eşit mesafede olmak zorundadır.filanca inancın mensupları fazla diye o inancı devlet sahiplenirse açıkça eşitlik ilkesine aykırı davranmış olur.sadece dini inançlar konusunda değil hiçbir konuda çoğunluğun azınlığa yada bir grubun diğer bir gruba tahakküm kurması kabul edilemez.aksi halde o devlet devlet olmaktan çıkar.çatışma kaçınılmaz olur.devlet herkesin devleti olabilmesi için asgari müşterekte birleşmek zaruridir.
sonuç olarak avukat yada bir üniversite öğrencisi kamu personeli değildir.dolayısı ile nasıl ki yurttaşlar bir devlet hastanesine, vergi dairesine yada mahkemeye diledikleri kılık kıyafetle gidiyorlarsa pekala avukatlar da aynı hakka sahip olmalılar.
ancak işte iktidarın yapmaya çalıştığı şey başka.türban filan umurlarında bile değil mütedeyyin kitlelerle bağlarını korumak için bu kitlelerde karşılığı olan türban vb konuları
sık sık gündemde tutmayı amaçlıyorlar.
özgürlüktür, ancak burada başörtüsünü savunanların çoğunun özgürlükle ilgilerinin olmadığı açıktır çhd baskınından sonra ama onlar terörö diyen andavallar özgürlük diyince çok saçma duruyor.
mevcuttur efendim. hatta bir tanesi bana dava kazandırmıştır. demek ki başının açık ya da kapalı olmasıyla alakalı değilmiş bu işler. değil mi özgürlükçü(!) demokrat(!) vatandaşlar?