milletinden korkan, kökü olmayan sopsuz zihniyetin düşlerinde altına işeten olaydır.
ayrıca kendini akılcı ve aydın bilir de bilmez ki yapılan araştırmalarda 'hilafet isteriz' diyecek kadar radikal insanlar %8'i geçmemektedir bu memlekette. merhaba seni gidi aydın, bunun aksini gösteren bilimsel bulgun var mı? yoksa? olamaz yoksa kafadan mı uyduruyorsun? o halde aklınla değil iç güdülerinle hareket ediyorsun!
yesinler senin aydınlığını... ey ezik zihin! başını kumdan çıkardığın an göreceksin etrafındaki karanlığı!
bu zihniyet kurtuluş mücadelesinde yer alan kadınların olduğu karelere bakamaz, gözleri yanar. o videoları izleyemez. çünkü gerçekleri görmekten men edilmiştir ciğerleri ve çürümüştür.
heryerde amerikanın uşağı olmaktan bahsedenler, kendi ülkelerinde türbana karşılar. siz sizdeki çelişkinin farkında mısınız? türk kadını türbanlıdır, amerikan kadınları açıktır. türk kadınının örfü adeti vardır, amerikalıların yoktur.
hem kendilerini amerikanlaştırıp hemde türbana karşıyız diyenler, satırlar arasında dinine ülkesine sahip çıkanları gerizekalılıkla itham ederler. kim gerizekalı?
okuldaki bazı aslı bozuk prof bozuntularının gazıyla hareket eden öğrenciler mi? takıldıkları türkü barların modlarına uyan koyun sürüsü mü? memleketi sevmeyenlerin verdiği gazla sağcıyım müslümanım demekten korkupta solcu olanlar mı? yoksa dobra dobra ben buyum diyenler mi? düşünsene bunu bir, işine gelmez değil mi?
türkiye'de ne dini bir bozukluk vardır vede alet olmaktadır, nede ekonomik bir sorun vardır. madem herşeyi biliyorsun aç bak türkiye dünyada ekonomi yönünden kaçıncı sıralara çıktı son yıllarda. türkiye'deki krizin nedeni, gerçekten bir kriz olmasımıydı? yoksa bazı şerefsiz medyanın kriz laflarıyla iç para akışının önünü kesmesi, insanları para harcamaktan korkutmak mı? bazı siyasi şarlatanların sırf muhalefet olsun diye kriz sözünü körüklemesimiydi? sen bunları duymazsın akıllı insan, görmezsin göremezsin.
olayı değerlendirken hala onlara uyar bize uymaz şeklinde savunulmaya çalışılan bir yasağın, belçika'da çiğnenmesi durumu. onların bizim gibi iltica sorunları yokmuş ondan dolayı girebilirmiş, ee demek ki her başını örten kişi de irtica yapmak için parlamentoya girmiyormuş, sözlükte tangasıyla, bikinisiyle uğraşılan başı kapalı kızlar da bir fikir bir düşünce yapısına sahip olabiliyormuş, hadi ülkemizde böyle bir iltica tehlikesinin olduğunu da kabul edelim, demek ki bizde ilticacı olmayan, çağdaş ancak başı kapalı bir takım kızın hakkını yiyormuşuz. olayın türkiye için en vahamet veren tarafı ise, söz konusu hanım kızın 26 (yirmi altı) yaşında olmasıdır, ama türkiye, bırakın başı örtülü kızlarını meclise almayı, hangi görüşte olursa olsun 30 yaşının altında bir vatandaşını kendisini temsil etmesine bile izin vermemektedir.
Acaba 1999'da Merve Kavakçı halkın meclisinden türbanıyla girdi diye kovulmasaydı. Türbanla yemin etseydi şimdiye kadar bu ülkede ne olurdu.
Acaba Türkiye iran'mı olurdu ?
Acaba Şeriat mi gelirdi ?
Yoksa Türkiye'nin demokratikleşme süreci gelişir , laiklik olgunlaşır , dinci laik kavgasi diye bir kavga kalmaz , ve türban sorunu ortadan kalkarmıydı.
Bnece Türkiye'nin en büyük sorunlarından biri belkide çözülmüş olabilirdi.
Bu ülkeye hiçbirzaman şeriatin gelmeyeceğini bu ülkenin hiçbirzaman iran olmayacağını sizce Türbana muhalif olan siyasiler bilmiyorlarmı ?
Çook iyi biliyorlar fakat eğer bu ülkede şeriat tehlikesi olmazsa bugün onlar bu ülkede asla oy alamazlar bunu çok iyi bildikleri için olmayan bir tehlikeyi var gibi gösterip bu yolla oy avcılığı yapıyorlar.
Ve ne yazıkki bizim insanınmız bu ülkenin önemli bir sorununun neden bazı kişiler tarafından çözümlenmesinin engellendiğini anlayamıyorlar. Birde üstüne onların oyununa gelip analarının taktığı baş örtüsüne dil uzatıyorlar.
bu milletin kadını yüzlerce yıldır başını örtüyor. sen bu milletin doğal davranışlarını rejim tehdidi olarak görüyorsan ya senin rejimin yanlış veya yanılıyorsun. üçüncü bir seçenek yok.
sevgideğer sözde aydın ve çağdaş kardeşciklerimize diyorum ki: bu ülkede rejimi değiştirme kafasındaki insan sayısı üniversitelerin yaptığı araştırmalara göre %8'dir ve düşmektedir. sen ne diye korkuyorsun o halde? aslında en rahat olması gereken bilimi rehber alan o sendeki kafadır. ama o nasıl kafaysa ' rejiminizin de anayasanızın da tehlikeye düşmesine neden olur' diyor. donkişot gibi kulelere saldırmaya devam ediyor bizimkiler ve aklınca laik rejimi düşünüyor. tehdidi de kendi uyduruyor savunmayı da. hey benim uyanık geçinen salağım hey!
bu ülkede çağdaş postuna girmiş cahillerin iddia ettiği gibi bir tehlike yoktur! bunu bilim söylüyor. ama bilimsiz bilim varken ve okumadan entel geçinmek varken bunları araştırmak sizin neyinize lazım? kahve muhabbetine devam.
Belçika'da yapılabilen (ki Belçika'nın birası dışında hiçbir şeyini sevmem) ama Türkiye'de yasak olan bir durum. Üstelik bu milletvekilimiz Belçika'nın Valon bölgesinin muhafazakar partisinden meclise girmiştir.
Darısı Türkiye'nin başına. Gelecekte eminim ki, Türkiye'de de türban yasağı kalkacak, ama AB'de bu yasak kalktıktan sonra. Anlaşılan her şeyde olduğu gibi, bu konuda da AB'den bir "emir" bekliyoruz.
belçika'nın demokrasi yönünden türkiye'nin önünde olduğunu gösteren olay. burdan çıkaracağımız sonuç belçika'da insanlar kafanın üstündeki örtüyle değil, içindekilerle ilgileniyor. orda insanlar o başörtülü kişiyle tokalaşırken binbir şekle girmeden insan ayırmadan gayet rahat tokalaşabiliyorlar. türkiye'nin de bu demokratik ortama geldiğini görebiliriz birgün umarım.
