türban görünce, kırmızı görmüş boğaya dönen bünyelerden bahsediyoruz. nedir bu arkadaşım, size bu kadar niye dokunuyor, zorla insanların kıyafelerini düzenleme veya inançlarını kendinize benzetme hakkını nereden alıyorsunuz?
ne var yani, soru soramaz mı? soru sorarken, siyasi tepkisini gösteremez mi? ilk defa televizyona çıkacağım diye heyecanlanıp, ak diyecekken kara diyemez mi?
bu bir hastalık, başka bir şey değil. türbanlılar, birilerinin uykularını kaçırıyor. insan hakları, inanç özgürlüğü gibi ilaçlar bu bünyelerde işe yaramıyor. teneşir paklasın efenim..
elbette böyle tipler vardır, ancak türbanlıların başkalarına karşı akıl almaz gafları bir başka hastalıktır. zira türbanı siyasi simge haline getirip neredeyse bayrağı yapacak olana değil de laiklik ilkesini doğru uygulayana karşı saygısızlardır.
kesinlikle rahatsız olanların bir kısmı hastalık derecesinde tepki vermektedirler. bizzat şahit oldum referandumdan sonra memur olan uzaktan bir akrabamın istemediği halde görev yeri değiştirildi ve eşi bu durumun türbanlılar yüzünden olduğunu iddia etmişti. cidden enteresan.
--spoiler--
zorla insanların kıyafelerini düzenleme veya inançlarını kendinize benzetme hakkını nereden alıyorsunuz
--spoiler--
rahatsızlığın sebebini, kıyafetleri ve inançlarını kendimize göre benzetme hakkı ile ilişkilendirilmesi son derece saçma olan bir düşüncedir. sen türbanlı olmayan bir insana bakıp "bu kesin mormondur" falan mı diyorsun ? öyleyse, kişinin türbanı savunmamasını nasıl olur da kendi inançlarına göre değiştirme çabasında olduğunu savunursun.
şimdi o her uzatılan mikrofonda ağızdan boşalıp "ay demokrasi, türban, özgürüz biz ya. karışmayın millete of" gibi cümleler kuracağınıza, "demokrasi" anlayışınızı ve özgürlüklerin uzun solukta nasıl değerlendirileceğini uzun uzun düşünün. daha önce bahsettim, bunu düşünürken gene başka sığ bir özgürlük tanımlaması olan "başkalarına zarar vermeyecek şekilde özgürlük" tanımı ile demokrasiyi ilişkilendirirken, dikkat etmenizi tavsiye ediyorum.
ve özgürlükten bahsederken, serbest olması istenilenin arkasındaki dayanağa bakıp, özgürlüğü tekrar yorumlamanızı dilerim. *
inanc ozgurlugu diye bir sey var, saygim sonsuz. benim akrabalarim da turban takar; onlara da saygim sonsuz.
ama ben korkuyorum.
nasil bir zihin nasil bir sapiklik bunu karisina, kizina ,(kadinlar icin) kendine yapabilir?
kadinlar birer cinsel obje degildir. onlari gercekten kendisi gibi algilayan, vucutlarini degil beyinlerini onemseyen kisi icin sacinin basinin bir onemi yoktur.
madem hicbirimiz oyle bakmiyoruz etrafimizdakilere o zaman neden bu kadar sagliksiz bir seyi onaylayalim ki ? neden kadinlari yazin o sicaginda , trafikte araba kullanirken(ki tehlikelidir), giyinirken, evde otururken (biri glecek diye her daim tetikte olmak), butun cocukluguyla denize girip serinlemek isterken...vs bu iskenceye maruz birakalim???
bizler her zaman inanc ozgurlugu hakkini sakli tutmaliyiz.
ama bir yandan da kadini birey yapmanin ve gercekten kendi hur iradesiyle hareket etmesinin yollarini aramaliyiz.
sadece kadinlar icin gecerli degil bu. herkes dunyanin onlarca farkli kaynaginda onlarca farkli kulturu hakkinda bilgi edinmeli. dunyayi tanimali, okumali.
iste o zaman da eger ortunmeyi tercih edecekse, kimsenin hicbir sey demeye hakki yoktur.
zorla ortuyu basindan cikarmak ne kadar aptalcaysa, insanlarin dogustan belli bir anlayisin baskisi altinda oldugu boyle bir sistemde de
"bu kisinin kendi tercihidir" demek de o kadar aptalcadir.
mecburi edit : yazinin en basini okuyup, gerisiyle ilgilenmeyen arkadaslara duyrulur. yazi turbanlilardan korkmadigimi, turbana mahkum etmek isteyen zihniyetten korktugumu aciklamaktadir.
mecburi edit2 : turbanin "bir ozgurluk" olarak gorulmesi sacmalik oldugu gibi; insanlarin bedenlerini pazarlayacak olcude degersizlestirmesi de sacmaliktir.
sorun kapitalizmin hangi din olursa olsun kadini ve tum degerlerimizi metalastirmasi, degersizlestirmesidir.