bu ne zavallıktır bu ne hadsizliktir.. en anlamadığımda bunlar kendini ne zannediyor çok merak ediyorum.. cumhuriyetin arkasına sığınıp aslen cumhuriyetten çok uzaklaşan insancıklar.. linki veriyorum buyrun bakın..
her b.ku atatürke ve dine bağlayan sanki çok biliyorlarmış gibi kendince yasaklar koyan ve kendilerini bilmiş zaneden bir zihniyetin ürünü.
(bkz: bizden adam olmaz)
--spoiler--
1. Ailesinde türban olan herkesle tüm ilişkiler kesilecek.
2. Sahip olduğumuz dükkanlar mağazalar evimiz işyerimiz KAMUSAL ALAN ilan edilecek.
3. yasa teklifi: Annesi sıkmabaş olan çocuklar özel bir sınıflarda toplanarak 2 kat atatürkçülük eğitimi verilecek
--spoiler--
bir atatürkçülük kalmıştı yozlaştırmadığınız.
tekrar söylüyorum, atatürkçülük kendisini benimsediğini söyleyenlerle yargılanmamalı ama; böyle insanların atatürkçü kisvesi altına bürünmelerine izin verilmemeli.
edit: bazı arkadaşlar anlayamamış galiba. siz birinin "dini inancım" dediği şeye, kamusal alan haricinde dokunamazsınız. "Ailesinde türban olan herkesle tüm ilişkiler kesilecek" tümcesi nasıl bir zihniyetin ürünüdür? lafa gelince; "hoşgörülü bir milletin torunuyuz" diyerek mangalda kül bırakmayan siz değil misiniz!
temellendirilememiş, abartılmış ve yanlış açıklanmış, bu nedenlerle de sonuçsuz kalacak çabadır. Karşı olunan şey türban değil, onun siyasi simgesi olmalıdır. kafasınıın içi örümcek ağıyla dolu, perukla üniversitele giren öğrenciler görüntü kirliliği yaratıyor ve türbana hayır düşüncesi sonuçsuz kalıyor. işte türbanlı ama kafasının içi tertemiz olanlar da bu yaşların yanında yanıyor. Sonuç olarak şekil bahanedir, esas olan kafaları değiştirmek, bugün maalesef türkiye'de hakim olan gerici, antidemokratik cumhuriyet karşıtlarını alt etmektir.
acziyetin, insanların degerlerine saldırarak prim yapmanın bir bok oldugunu sanan üç beş dallamanın atatürk etiketi arkasına sıgınarak kendi çaplarında ki çapları oldugundan bile emin degilim yapmaya çalıştıkları sirk atraksiyonlarını andıran bir eylem.
ben burdan bazı yerinde duramayan arkadaşlara şunu sormayı bir borç bilirim;
türban sizin neyinizi rahatsız ediyor acaba?
halbuki ipekten filan yapıyorlar rahat hareket eder.
yumuşak yumuşak.
bu ne rezalettir.
bu ne insan bile olamamaktır.
--spoiler--
Sevgili dostlar, bugun eksi sozluktede hakkimizda yuzun uzerinde yazi yazilmasinin ardindan tirajimiz onbinlere vurdu. ancak farkli tepkiler nedeniyle kisa sureli bir karar alarak ozdemir arkadasimizin yazisini kaldirdik ve hemen ardindan acil toplantiduzenleyerek bu konuyu tartistik saatlerce. ben yurtdisindan msn ile katildim toplantiya. bu toplantida cok sayida ilginc kararlarda aldik. bunlari onumuzdeki gunlerde sizlerle elbette paylasacagiz. ama bir konuyu acikca ifade etmek istiyorum:
--spoiler--
sevgili, atatürkçü düşünce derneği olduğunu söyleyen, fakat "dahi anlamına gelen de ayrı yazılır." kuralından haberdar olmayan, kendince grup kurmaya çalışan birkaç kişinin hezeyanı.
insanlar ne kadar açık saçık olursa o kadar atatürkçü olur, başı kapalı ise atatürk düşmanı olur diyen zihniyettir. bunu diyenlerin büyük ihtimalle ya annesinin ya da anneannesinin başı kapalıdır. *
durup bi besmele cekip, aklimizi basimiza devsirip degerlendirmemiz gereken bir kampanya. internette isteyen istedigi adla web sitesi alabildigi ve istedigi icerigi yayinlayabildigi icin, kimin yaptigi, ne icin yaptigi belli olmayan birseyi ataturkculukle bagdastirmak cok yanlis. web sitelerine basitce goz atan birisi bile bunu yapanlarin ataturkcu dusunce dernegi ile ilgisi olmadigini anlayabilir. hele bi durun hemen galeyana gelmeyin mumin kardeslerim.
gelen tepkiler üzerine siteye birbirinden malca yazım hataları ile dolu bir açıklama yazısı koymuş bu sözde atatürkçü faşistler. atatürk'e, "çağdaşlık uğruna başı kapalı kadınlardan başlarını açmalarını rica etmesi" gibi tamamen götten uydurma bir iftira atacaklarına onun çok daha önem verdiği "türkçe"'ye biraz olsun önem verselerdi hem onu zan altında bırakmamış olacak hem de kişisel gelişimlerine az da olsa faydalı olacaklardı. bunların beyinlerine fayda etmez bişey ya neyse.
bizim kampanyamiza turbancilarin karsi cikmasini zaten bekliyorduk
turbancilar nasıl bir gruptur? nasıl bu ulkeyi bolebileceksin anlayamadim, sen misin ataturkcu dusunen.
bu nasıl bir dusuncedir, insan insani nasil kisitlayabilir belki sadece bu baslik altinda satirlarca yazi yazabilirdim ama kaale alınmamasi gereken kisiler tarafindan baslatilmis bir kampanya;
+ozge msnini açmış asl demiş
+kapatmış türbana hayır yazmış msnine
+hale bana vermedi çok gerikafali
+ahmet abiyle barıştık kampanyamiza destek verdi.
ne kadar gereksiz insanlar var ya.
"bu ulkede turbanin yeri yoktur. isteyen evinde turbanini takabilir, bu konunun asirilik oldugunada karar verdik. isteyen rurbanini taksin evinde duasini etsin ya da kilacaksa namaz kilsin, ama bunu turkiyenin imajini bozan bir unsur olarak caddelerde sokaklarda kullanmasin" bu ne demektir ya. Kişinin direk bireysel hak ve özgürlüklerine karışmaktır. Kimse gücenmesin ama insanlar bu hakkı nasıl oluyor da kendilerinde buluyorlar. kimin ne giyip takacağına kimse karışamaz. çağdaşlık türbanla,başörtüsüyle değil kafayla olur."Başörtüsü ya da türban takan gericidir" demek bir defa önyargıların en büyüğüdür **.Türban takan gerici değil inançlı kişinin yapacağı hadisedir. inançlı olmak ne zamandan beri gericiliktir. Biz inanç özgürlüğü olan bir ülkede yaşıyoruz.haç takan insanı da,türban takan kızı da yargılamaya kimsenin hakkı yoktur. Artık insanları birşeylere karşı kışkırtmayı bırakın. Ortalığı karıştırıpta sonra Atatürk ün arkasına saklanmayıda.
zihniyetsiz, idealsiz, hedefsiz, abuk sabuk bir ideolojinin, kendini akıllı zanneden aptalın 5 adım önde gidenlerin başlattıkları , bir bok elde edemeden derslerini alacakları bir kampanyadır.
sayın meclis başkanımız 'bülent arınç', ahkam kesen cumhurbaşkanımıza ''milletin içine bir girde milleti tanı ve saplantılarından kurtul'' düşüncesiyle kendisini siyasete davet etmesi bu zihniyete iyi bir ders olacaktır ama 'eşeğe altın semer' misali yinede adam olamamak gayretlerini sürdürmekte ve zihniyetsiz zihniyetleri nedeniyle ülke çük kadar ilerleme kaydedememektedir.
-inanın bu zihniyetsiz insanların memlekete zararı ''pkk'' denen terör örgütünden daha fazladır ve asıl vatan hainleri bu insanlardır.
-belki bir gün adam olurlar da insanların din,dil,ırk,mezhep v.s ayırt etmeksizin saygı göstermeyi ve sevmeyi öğrenirler diye sabırla bekliyoruz ama görüntüler içler acısı.
-birileri türbanlıları yobaz olarak, birileri açık bayanları orospu olarak nitelemeye çalışırsa bu onların kendi kişilik ve değerlerini yansıtır ki, o insanlara acımak gerek.
hepsine tavsiyemiz ''önce adam olun'' , sonra burnunuzu bu meselelere sokun ve türban, başörtüsü, çarşaf gibi insanların inanç değerlerine sevmeseniz bile saygı gösterin ki, onlarda sizin görüşlerinize saygı duysunlar. onu da yapamıyorsanız insan takliti yapın bari.
not: şimdi bu yazından ötürü bir çok kendini akıllı zanneden kişi, yine kendilerine göre insanları o aciz beyinleriyle değerlendirmeye çalışacaklar ama ben kendilerine şahsımdan bahsedeyim. benim ailem türbanlı değil, fanatik dindar da değilim. türbanı kendim tasvip etmiyorum ama kullananlara da en samimi duygularımla saygı duyarım. ben ulu önder mustafa kemal atatürk' aşığı olup ve onu samimiyetle benimsemiş olan herkezi taktir eder ve selamlarım. sevmeyenlere de saygı duyarım ama karşılığında da saygı duymalarını beklerim. komik olan bir gerçek şudur ki ; o kadar ahmak insanlar ki insanların değerleri üzerinden siyaset yapmaya ve oy toplamaya çalışıyorlar. kendilerine acıyor ve kınıyorum.
Yazık demek istiyorum size ne milletin türbanından şeyinden.Kendinize Kemalist diyorsunuz bir Kemalist olarak söylüyorum Atatürk örtüye karşı mıydı?Atatürk size dedi mi?Türbanlı insan 2.sınıf insandır diye.Size sadece Yazık diyebilirim.Nasıl Kemalist Düşüncesi bu?yazıktır yazık.
Özgürlük bu ülkede sizin gibi kuş kadar beyinleri olmayanlar tarafından yok edilmeyecektir.Yaşasın Atatürk ve Yaşasın islam...
Bu yazıyı yayınlamayacaklarını bilmeme rağmen yazdım.
kemalizm kisvesi altında inançlara saldıran belirli bir kesmin asıl amaçlarını gün yüzüne çıkaran olay. formata aykırı olmayan bir küfür arıyorum ama bulamadım, o yüzden içimden giydiriyorum.
(bkz: giydirmek)
türbanlılara karşı savaş planı oluşturan kampanyadır .
savaş planının ilk maddesi ;
" Ailesinde türban olan herkesle tüm ilişkiler kesilecek " (babaannelerde dahil)
eksi sozlukte hakkinda 70 entry girilmis kampanya. tabi orada en sacma kampanya gibi bir baslikta yer almiyor haliyle. ama cabalamak gerekir. bakin bu entry bile bi katkidir, bakmayi bilenin anlayacagi sekilde..
kemalist zihniyet adı altında başlatılan kampanyalardan biri olup, memlekete ve önderimiz atatürk'e yakışmayan ve maalesef onu rencide eden, küçük düşürenlerin başlatıkları kampanyalardır. atanın huzurunda bu insanlardan utanıyoruz. işin en kötü tarafı ise; bu insanlar yüzünden, mustafa kemal atatürk'ü tanımayan insanlar ondan nefret etmekte ve onu küçük görmektedir. bize koyan ise bu zihniyetsizlerin şunları az da olsa idrak edememesidir!!!
-bir kez daha hatırlatalım;
ATAMIZ'IN KiŞiSEL ÖZELLiKLERi
Büyük bir asker, büyük bir devlet adamı ve büyük bir devrimci…
Büyük bir adamı durmadan övmek, onun büyüklüğünü anlatmak demek değildir. Bu büyüklüğün nedenlerini ortaya koymak da gerekir. Büyük devrimcilerin kişiliğini var eden üç özellik vardır. Akıl özelliği, gönül özelliği, eylem özelliği. Atatürk'te bu üç özelliğin üçü de vardı. Atatürk'ün yaşamını gerektiği gibi inceleyenler çok iyi bilirler ki O'nun kişiliğini özleştiren varlıklardan biri düşüncelerinde, sözlerinde eylemlerinde beliren saydamlık, kesinliktir. O'nun şu kısa sözleri, bu gerçek için bir örnektir.
"iki Mustafa Kemal vardır. Biri ben, fani Mustafa Kemal, diğeri milletin daima içinde yaşattığı Mustafa Kemal idealidir." işte Atatürk bütün dünya olaylarını böyle, kesinlikle, saydamlıkla görüyor, bu olaylar karşısındaki davranışlarını da yine bu kesinlikle, saydamlıkla belirtiyordu.
Akıl Kişiliği
Atatürk'ün akıl kişiliğini yaratan özlerden biri olağanüstü diyebileceğimiz sezgi gücüdür. Atatürk sosyolog, psikolog değildi. Bu yolda direnmesi de yoktu. Ancak, kendisinde herhangi bir bilginde bulunmayan öyle bir sezgi gücü vardı ki, gerçekleri kavramakta, henüz olmamışların olabileceğini duymakta bilim adamlarını bile geçiyordu. işte bu büyük adamın milliyet anlayışı, dil anlayışı, sanat anlayışı bu görüşümüzün ne kadar doğru olduğunu gösteren belgelerdir.
Fikir Kişiliği
Atatürk'ün fikir kişiliğini incelerken devrimciliği üzerinde de durmak gerekmektedir. Kendisinden önce gelip geçenler arasında en çok yaygın olan düşünce yavaş yavaş gelişme düşüncesi idi. Ancak kendisi gibi devrimin yıkım ile başlayıp evrim ile sona ereceğini düşünenler yok gibi idi.
Atatürk yıkım ile başlamış, devrim evresine girmiş, hilafetin kaldırılması, harf devrimi, dil devrimi hep bu metotla yapılmıştır.
Gönül Kişiliği
Gönül kişiliğine gelince, Atatürk'ün çocukluğundan beri ola gelen bütün davranışlarında en çok göze çarpan, özelliği onuru, benliğidir. Bu özelliğini her davranışında buluyoruz. Atatürk'ün gönül zenginliğini belirten olaylardan biri de O'ndaki çocuk sevgisinin büyüklüğüdür. Nerede yetenekl, yoksul çocuk görse onu yetiştirip yükseltmek istemiştir. "Bir millet sanattan ve sanatkardan yoksunsa, tam bir yaşama malik olamaz. Böyle bir millet, bir ayağı topal, bir kolu çolak, sakat ve alil bir kimse gibidir. Sanatsız kalan bir milletin hayat damarlarından biri kopmuş demektir" diyen Atatürk, aynı zamanda bir sanatçıdır. Yeni Türkiye Devletine modern devlet ölçüleri kazandırırken, yeni Türk sanatının çağdaş anlamda gelişmesi ve ilerlemesi için yeni bir espri getirmiş ve yeni bir yol açmıştır. Atatürk'ü sanatçı yapan kişisel meziyetleri vardır.
Sanatçı psikolojisine sahiptir, yaratıcı bir yanı vardır ve kalbi insanlığa açıktır.
Yaratıcı ve yaşatıcı fikirler arasında konumuzla ilgili olanlardan ikisi şunlardır. "YAŞAMDA EN GERÇEK YOLGÖSTERiCi BiLiMDiR." "Yüksek bir insan cemiyetinin tarihi vazifesi, güzel sanatları sevmek ve onda yükselmektir."
Sanatçı karakteri
Sanat ve özgürlük, birbirine paralel yürüyen iki kavramdır. Özgürlük, Atatürk'ün temel karakteridir. Kendisi de bunu 'Hürriyet ve bağımsızlık benim karakterimdir" sözüyle belirtmektedir. Bu nokta da Atatürk'e sanatçı karakteri kazandıran ikinci özelliktir. Sanatçı, duygularını yansıtmakta özgür olmadığı an, ortaya bir eser koyamaz.
Bir gerçektir; bilim ve sanat insanlığın iki kanadıdır. Sanatçıların Atatürk'e diğer bütün sanat erbabından daha fazla şükran hisleriyle bağlı olması gerekir. Çünkü bu büyük insan sanatçıları, normal mahkemelerde bile şahit olarak kabul edilmedikleri bir ortamdan çekip çıkarmış, "Herkes mebus, vekil ve hatta reisicumhur olabilir. Fakat sanatkar olamaz" tarihi sözleriyle sanatkarlara toplumdaki yerini göstermiştir.
Kendi, çocukluğundan beri dinlediği alaturka müziği sevdiği halde, çok sesli müziğin batılaşmakta ve ileri uygarlıktaki fonksiyonunu gördüğünden kendi hislerini bir tarafa itmiş ve çok sesli müziğin memleketimizde yayılabilmesi için elinden gelen her şeyi yapmıştır. Ankara Devlet Konservatuarı, Cumhurbaşkanlığı Senfoni Orkestrası hep O'nun eseridir. Atatürk olmasaydı bütün Türkiye olarak iftihar ettiğimiz hangi sanatçımız ortaya çıkabilirdi ki?
En büyük asker
Bağımsızlık Savaşı'nın askerlik bakımından büyük olan önemi Gazi'yi tarihin en büyük askerleri düzeyine çıkartmıştır.
Fakat devlet adamı olarak savaş meydanlarındaki başarılarına daha güçlü başarılar katmasını bildiği için O insanlığın en güçlü eğitimcileri arasına yükselmiştir. Şurası bir gerçektir ki Cumhuriyet eğitimi, O'nun öncülüğünde kazandığı bu yeni değerleri Türk insanına, Türk varlığına mal etme savaşının ve çabalarının verimi olan bir eğitim dönemidir.
Başöğretmenlik
Başkomutanlık Meydan Savaşı'nın Dumlupınar'da yapılan kutlama törenindeki konuşmasından sonra, "Cumhurbaşkanı olmasaydınız ne olmak isterdiniz" diye soran bir gazeteciye : "Milli eğitimin başına geçmek isterdim" diye cevap vermesi Mustafa Kemal'in öğretim ve eğitimle olan ilişkilerini ifade etmektedir.
ickiyi yasaklamak, icki icenlerle konusup arkadaslik kurmamak, giyim tarzi farkli kizlari orospu diye nitelemek, kizini sadece dindar insanla evlendirmek, homoseksuellerden nefret etmek vs vs ile ayni kategoriye giren (aptalca kampanyalar kategorisi) ve yapanlarin ataturkcukle ilgisi olmayan kampanya. isteyenin istedigi web adresini alip istedigi icerigi yayinlayabildigi gunumuzde kendince bir halt isleyen bir iki kendini bilmezi tum ataturkculugun temsilcisi sananlarin baslattigi "ataturkculuge bok atma kampanyasi" da en sacma kampanyalarin onde gidenlerindendir.
yazılarda okuduğum kadarıyla kimseyi silah zoruyla kampanyaya dahil etmiyorlar. Sadece bir kişi çıkıp ben bunları bunları yapacağım, benimle aynı düşüncede olan kişilerinde katılımını bekliyorum manasında bir yazı yazmış. Bunda bu kadar şiddetle karşı çıkılacak bir şey göremiyorum aksine neden böyle tepkileri irtica tehlikesi getiren unsurlara veya dini alet ederek para toplayan kuruluşlara para kaptıran insanları azarlayan kişilere bu şiddetle tepkiler göstermeyip eğer sözlük sitelerine linki verilmese gayet kendi halinde bir kampanya olabilecek bir şeye **** gibi tanımlar yakıştırılıyorsa sonuna kadar inandığım şu bakınızı vermekten gurur duyarım.
(bkz: din beyinleri uyuşturan bir afyondur)
kamusal alanlar hariç, kimsenin türbanına karışılamıyacağı aşikardır. benimde canı gönülden kınadığım saçma sapan hatta salakça bir kampanyadır. bunların atatürkçü olduğuna inanmıyorum, inanasım gelmiyor.
