"Ey Peygamber! Hanımlarına, kızlarına ve müminlerin kadınlarına (bir ihtiyaç için dışarı çıktıkları zaman) dış örtülerini üstlerine almalarını söyle. Onların tanınması ve incitilmemesi için en elverişli olan budur. Allah bağışlayandır, esirgeyendir." (Ahzab 59)
insanların görmemizi istediği şekilde dünyayı görmüyor olmaktan dolayı bereket tanrısına şükürler olsun.bunu da savunanlar sanırım başörtüsü satıyordur çarşıda pazarda.ya da saçı açık birini gördüğünde çadırı kuruyordur.başörtüsünün ithalatçısı mısın üreticisi misin nesin?
öyle her cümlenin sonuna "bağışlayandır esirgeyendir" koyunca dünya daha güzel bir yer olmuyor şeker oğlan.
Saçın, cinsel dürtüleri hareketlendirici bir unsur olarak görenlerin; takılmasını savunduğu bez parça. Acaba hangi erkek vardır ki, bir bayanın saçlarını görerek cinsel bakımdan doyuma ulaşsın ve tahrik olsun ? Öyle şeyler şampuan reklamlarında olur olsa olsa, değil mi... Dünya'yı tekdüze dimağlarıyla inceleyen kişilere ne söylense azdır bu konularda. Atalarımız güzel söylemişler ; "Anlayana sivrisinek saz, anlamayana davul zurna az."
Zil çaldı, dağılabilirsiniz.
dikkat çekmekten kastımın cinsel dürtüleri hareketlendirmek anlamında bir dikkat çekmek oluşunun farkına varılmasını isterim,bu bir.
ikincisi,kadının hor görülmesi hakkındadır.Allah c.c. katında din islam'dır,hak dinin getirdiği bir sosyal düzen ve anlayış biçimi elbette olacaktır.islam hayatın her alanını hakça düzenleyen prensiplerin mevcut olduğu dindir.toplum hayatında kadına ve erkeğe farklı roller vermiştir Allah c.c.Biz bu farklı rolleri,yıllardır eğitim aldığımız ve belli bir ideolojinin benimsetildiği okulları,popüler kültürün kendini yaygınlaştırma aracı televizyonu,islam'ın neye tekabül ettiğini bilmeyen çevremizi ve her türlü modern kültür araçlarını baz alarak algılayamayız.islam'ın gerek kadın-erkek meselesine getirdiği bakışı,gerekse sosyal,siyasie,konomik vb. alanlar hakkındaki hükümlerini algılayabilmenin tek yolu,Müslüman bir kafayla olayları değerlendirmekten geçer.zira islam,teftiş olsun diye araştırılacak bir din değildir,islam'ı komünizmi,faşizmi ya da bir ödevi araştırdığımız gibi araştırmamız ve değerlendirmemiz mümkün değildir,islam doğru bilgi demektir,hakikatin ta kendisi demektir.
mesele kadının islam toplumlarında geri planda olması değildir,mesele kadının modern kültürde oldukça ön plana itilmesidir,gazeteler,televizyonlar,internet,sokaklar,aklımıza gelebilecek her türlü modernite olgusu kadının değersizleştirildiği ve özünden koparıldığı örneklerle doludur.
islam toplumu demek,içinde salt müslümanların yaşadığı toplum demek değildir.islam toplumu demek,içinde yaşayan Müslümanların,islam'ın sosyal,siyasi ve ekonomik düzenini tam manasıyla pratiğe yansıtabildikleri toplum demektir,yeryüzünde böyle bir toplum örneği asla mevcut değildir,nitekim hakim küresel sistem her devleti etkisi altına almıştır.
Allah c.c. kadın ve erkeği birbirinden farklı fiziksel ve psikolojik özelliklerle donatmıştır,bunun sonucunda da onların sosyal konumlarının farklı olması son derece doğaldır,bu durum adaletin ta kendisidir.ama modernite dayatmalarından kafasını kaldıramayanların,islam hakkında daraltılmış zihinle hüküm vermeleri şaşılacak bir durum değildir.
benazir butto'ya gelince,kendisi başındaki eşarbı geleneksel manası itibariyle takmıştır,islami bir gerekçesi yoktur.zaten kendisi de"islam'da tesettür olduğuna inanmıyorum"demişti,olan biteni iyi takip etmeden alakasız örnekler vermeyelim.
tesettürün farz olduğunu kanıtlayan birçok entryim var,isteyen bakabilir,istemeyen bakmaz.Kur'ana bamayan benim entryme niye öğrenme amaçlı baksın ki?
Söylenene göre sadece ve sadece 'Dikkat çekmemek' üzere yapılan tesettürün, Türkiye'deki en yaygın şekli.
Madem konu dikkat çekmemek, dışarıdaki izlenimlerim ile hareketle, tesettürlü bayanlar, olmayanlara göre çok daha fazla dikkat çekmekte benim gözümde. Modern giyim-kuşam sahibi ve kıyafet ile aksesuar konusunda çağcıl insanlara gözümüz daha aşinâydı son 3-4 yıla kadar. Onu geçtim, örtünmeyen bir bayan nasıl olur da bazı kesimlerce toplumda "cinsel obje" olarak adlandırılabilir ve meta olarak bahsedilebilir, bunu aklıma almıyor açıkçası. Buna ilâveten, kadın madem değerli ise ve bu değeri, örtünmesi ile ilintili ise; neden bunca senedir islâm Devletlerinde kadın hor görülmüş, hep ikinci plana itilmiş ve poligaminin ana öğesi olmuştur ?
Suriye ve Pakistan Devletleri'ni, laik Türkiye Cumhuriyeti'ne nazaran daha din ağırlıklı ülkeler olarak bilmekteyiz. Ben, özellikle Esma Esad ve rahmetli Benazir Butto ile sayın başbakanımızın eşini karşılaştıramıyorum doğrusu. Konu tesettür olunca, birilerinden birileri Kur'an-ı Kerim'e uymuyor sanırım.
başörtüsünün tek emrediliş saikinin namus kompleksi olduğunu düşünenlerin de yazdığı konu başlığı.
kabul etmediği kavramlar hakkında neden sonuç ilişkisi kurarak aklınca tesettür emrini tek boyuta hapsedip bi haber yaşayanlara duyurlur ki,tesettürün emredilişinin tek sebebi "dikkat çekmemek"tir.çünkü kadın değerlidir ve cinsel obje olarak toplumun merkezine yerleştirilmesi,onun metalaşması anlamını taşımaktadır.
konumuza dönecek olursak;günümüzde tesettürün dejenere edilmiş versiyonunu benimseyen sözde tesettürlüler yüzünden bu kavram amacından sapar hale getirilmiştir.bu sebeple her yolda gördüğümüz başörtülüyü namuslu,her başörtüsüzü namussuz ilan etme hakkı kimsede yoktur,bu bir saçmalık olacaktır.
mesele elimizde bir namus-ölçer olup olmadığı değildir,mesele tesettürün açık bir şekilde Allah c.c.'ın emri oluşudur.(Nur Suresi 31.Ayet ve onlarca Hadis-i Şerif)tesettür meselesinde bir sınıflandırmaya gideceksek,tesettürlüler tesettürlü olma konusunda mütesettir olmayanların önünde 1-0 öndedir,yoksa bu bir namus ölçme aracı değildir,lakin bu durum onun Allah c.c.'ın mutlak emri olduğu gerçeğine de halel getirmez.nokta.
Gerçi şimdilerde bir siyasal obje haline geldi ama, diğer bir kısım için namusun korunması ile eş tutuluyor. Hatta değerli şahsiyet cüneyt zapsu bile itiraf etti ; "Türbanı çıkar demek donunu çıkar demektir." Ne denir daha...
Tanıma gelince; başa bağlanan ve göze hoş gelmeyen bez parçası.
namusla alakasız bir durumdur. ufacık da olsa bir beyine sahip olan kişi kolaylıkla ayırt edecektir durumu. kapalı kız da orospu olabilir açık kızda. olay tamamen bundan ibarettir.
--spoiler--
Hz. Peygamber in sünnetinde de örtünmenin dinî ve ah-lâkî cephesi sürekli vurgulanmış, giyim ve kuşamda sade-lik, tabiilik ve temizlik tavsiye edilmiş, elbisenin vücudun hatlarını belli etmemesi ve içini göstermemesi üzerinde durulmuş, cinsler arası farklılık ve diğer din mensuplarına benzememe ilke olarak benimsenmiş, erkek ve kadının örtünme sınırlarıyla ilgili olarak da fıkıh doktrinindeki görüşlere kaynaklık yapacak birtakım ölçü ve açıklamalar yer almıştır. Meselâ bir hadiste Hz. Peygamber şöyle buyurur: (Cehennemliklerden iki sınıf vardır ki, ben onları dünyada görmedim: Birincisi ellerindeki öküz kuyruğu gibi kırbaçlarla halkı kırbaçlayan kimselerdir. ikincisi giyinmiş çıplak, kalçasını oynatarak, kırıtarak, salınarak yürüyen, başları deve hörgücü gibi kadınlardır. Bunlar cennete giremezler, onun kokusunu da alamazlar. Hal-buki onun kokusu çok uzun mesafelerden alınır) (Müslim, Libâs, 125). Bir başka hadiste de Resûl-i Ekrem ince bir elbise giymiş olan baldızı Esmâ ya (Ey Esmâ! Bulûğa erdikten sonra kadının -yüz ve ellerine işaret ederek- şu ve şundan başka yerlerinin görülmesi doğru olmaz) buyur-muştur (Ebû Dâvûd, Libâs, 31). Sünnette yer alan belir-lemelerde o günkü toplumun telakkilerinin, bölgesel şartların ve toplumsal ahlâkın belli bir payı bulunmakla birlikte, örtünme hadisesi ağırlıklı olarak insan tabia-tıyla ve cinsler arası iletişim ve etkileşimle ilgili bir konu olduğundan konunun evrensel ve kalıcı boyutu da ihmal edilemez ölçektedir.
--spoiler--
cehennemliklerden ikincisi çok tanıdık geliyor, sokaklar bunlarla dolu. sıktırmalı kot giyip, kırıtarak yürüyen, türbanından dolayı da deve hörgücü başlı olan göstermelikler de dahil.
islam'ı temsil edebilme hakkının sadece Peygamber s.a.v.'de olduğunu hatırlatan konu başlığıdır aynı zamanda.
ne necmettin erbakan islamcıdır,ne recep tayyip erdoğan,bunlar sadece siyasetçilerdir.türkiye'de ve dünyanın hiçbir yerinde.Efendimiz s.a.v. dönemi ve 4 halife devirleri hariç hiçbir dönemde islam tam manasıyla temsil edilememiştir,nitekim Resulullah s.a.v."benden sonra hilafet 30 yıldır,gerisi ısırıcı saltanattır"buyuruyor.
islam'a dair bir fikriniz varsa ortaya koyun,yoksa her zamanki gibi olayı şahsileştirerek bizleri güldürmeye devam edin.
içimden "birisi zekat konusunu açsa da yazıp paylaşsak"dedirten konu başlığı.
birtakım zevatın her zamanki gibi konuyu farklı mecralara çekme gayretleri,bu konuda hassasiyeti olan olmayan herkesin dikkatinde olsa gerek.nitekim hakarete varan ifadeler de kullanılmış,tatlı su-acı su gibi kimyevi yorumlar cabası,olsun,demekle olunmaz vesselam.
zekat konusunda daha yeni yorum yazmıştım,sınıf konusuyla bağlantılı olarak.islam'da zengin-fakir ayrımının elbette olduğunu,lakin sınıf demenin"ekonomik üstünlüğün toplum içinde siyasi ve hukuki imtiyazlar doğurmasıyla sonuçlandığını,ancak islam'da en zenginin de en fakirin de yargıdan muaf olmadıklarını,aynı kefeye konarak yargılandırklarını ve yek diğerinin kayırılmadığını anlatmıştım,demek ki hakaretler yağdırmadan önce sözlüğü dikkatli takip etmek ve fikire fikirle karşılık vermek gerekiyormuş.
şimdi ben diyorum ki,Nur Suresi 31.Ayeti'nde başörtüsü emredilmiştir,hem de "hımar"yani başörtüsü kelimesi bizzat kullanılarak,işte ıspatı:"Başörtülerini ta yakalarının üzerine kadar salsınlar"diyor bahsettiğim Ayet-i Kerime mealinde,haydi özdemir ince okurları,benimle ayet yarıştırmak gafletine de sahip olun,bunlar son çırpınışlar,zaten hiç meşruiyetiniz yoktu,işiniz gücünüz demagojiydi,bakalım size gökten bir ayet inecek mi!
müslüman olan insan zaktını her daim verir. kime zekat verilir, kime verilmez. ne kadar parası olan zekat verir bilinmesi gerekir. mesela sokakda oyun oynayan ve oynamaya devam eden kendini bilmez onun bunun azından aldığı kelimeler ile müslümanlara bok atmaya çalışan coluk cocuğa zekat verilmez. sopa verilir en meşe olanından.
bir an önce kamu alanlarında da serbest bırakılmasını istediğim bir tür örtü. bu kampanya taraftarlarını desteklediğimden değil . türkiye'nin işsizlik , iç ve dış borçlar , terör, eğitim , adalet gibi bir çok sorunu varken tek derdimizin türban takılıp takılmaması olmasından bıktım. arkadaş herkesin inancı kendine isteyen taksın isteyen çıkarsın ama bu olay üstünden türkiye'nin iki kampa bölünmesi ve tüm sorunlarını unutup bununla uğraşması benim canımı sıkıyor. bırakın yahu takacaklarsa taksınlar da daha önemli meselelerle uğraşalım.
islamın şartlarından olmamasına rağmen, beş şartı tam anlamıyla yerine getirmeyen kişilerin dahi inanılmaz ilgisine ve desteğine mazhar olan örtünme objesi.
türban suvunucuları! allahın emrini, islamın gereklerini pek iyi biliyorsunuz maşallah. bir de şu zekat meselesine ilgi gösterseniz de, aç sefil kimse kalmasa ortada.
haydi, islamın şartlarından biri olan zekat ibadetinin gereğince yerine getirilmesi, yaygınlaşması için de katkıda bulunun biraz ne olur!
(bkz: muslumanlarin zekat vermekten hazzetmemesi)
edit: türbancılar! nereye dağıldınız lan? işinize gelmedi yine değil mi? sizi gidi tatlı su müslümanları sizii!
başörtüsü dememek,diyememek için uydurulmuş kelime.
nitekim başörtüsü dendiği anda bu konunun Allah'ın açık seçik emri olduğu ortaya çıkacaktır,birtakım insanların bunu gölgeleyebilmek ve konu dışı hale getirebilmek için kavram kargaşası üretmesi gerekecektir,türban kelimesi de bu kargaşa isteğinin uzantısı bir kelimedir.
Kur'an-ı Kerim bir fihrist kitabı değildir,bir tarif kitabı değildir,bir tanım kitabı değildir.Kur'an-ı Kerim,bize Müslüman olmanın yolunu açan hidayet rehberidir.Lakin bir yolun açılması,o yolun rahatlıkla,engellere takılmadan yürünebileceği anlamına gelmez.Kur'an-ı Kerim Allah kelamıdır ve bir ifadeyle birden çok anlamı da kastediyor olabilir,görünen tek bir zahiri anlamı da olabilir.Kur'an-ı Kerim'in neyi ifade ettiğini en kolay ve en sağlam yoldan anlayabilmenin tek yolu,Hz.Ayşe'nin ifadesiyle"yürüyen Kur'an"olan Hz.Peygamber'in hayatındaki uygulamalara bakmaktan geçer.Kur'an-ı Kerim sayesinde önündeki engelleri kaldırma imtiyazına kavuşan Müslüman,Resulullah s.a.v.'in Kur'an-ı Kerim'in hükümlerini nasıl uyguladığını da bi-hakkın öğrenerek yolu tam manasıyla yürünebilir kılabilir.Ama Hz.Peygamber s.a.v.'in sünnetini,yani O'nun Allah c.c. aracılığıyla bize taşıdıklarının pratik hayattaki yerini görmeden ve uygulamadan islami bir çerçeveye ulaşabilmemiz imkan dahilinde değildir.
Peygamberimiz s.a.v.'in hanımları elbette ki bu konuda en sağlam ölçüdür,Onların nasıl tesettürlü oldukları da ayan beyan ortadadır,hiç de kavram kargaşasına yol açmayacak derecede..
Netice-i kelam,tesettür Allah c.c.'ın açık bir emridir,bu emrin icrasının mahiyeti de gayet nettir.türban gibi sulandırılmış kavramlar,bizim başörtüsüne başörtüsü demememizi gerektirmez.
bir rivayete göre,hz. muhammed zamanında kötü kadınlarla iyi kadınların birbirinden ayırd edilebilmesi için allah tarafından gönderilmiş vahiyle, takılması öngörülmüş tesettür. siyasi amaçlı kullanıldığında türban, inanç açısından kullanıldığında baş örtüsü diye de adlandırılıyor günümüzde.
günümüzde bir çok hatun kimsenin yüz hatlarını tamamen dışarıya çıkardığı için sadece ama sadece bir aksesuar olarak kullanmaya başladığı, basit bir bez parçasıdır. lakin gerçekten türban denilen olayı örtünen hatun kimselerde vardır ki; bu hatun kimseler açısından bakınca bu tanım tamamen değişip, dini bir gereksinim halini alan bir şeydir.
sanal gündem. iktidar yolunda basamak. yılbaşı gecesinde taksimde gördüğümüz gibi çok müslümanız ya, herşeyimiz biter türbanımız başlar. açlık biter, asgari ücret biter, okullardaki öğretmen açığı, eğitim yetersizliği, peşkeşe dönen ihaleler biter, küle dönen ormanlar biter, tvlerde dayatılan televole kültürü biter, bencillik, sahtekarlık biter türban başlar... türkiye'de din üzerinde yasak, baskı hatta zulum varmış, vay beee.. adam başına iki kuran kursu, iki camii düşen, yüzlerce imamhatip bulunan, bankası, televizyon kanalları, üniversiteleri, gazeteleri olan finansal gücü inanılmaz boyutlara ulaşmış tarikatların bulunduğu laik(!) türkiye'de... mustafa kemal'e sövenlerin milletvekili, bakan olduğu türkiye'de... erbakan hocanız derdi ya, size ondan buyuruyorum; hadi ordan, hadi ordan...!
pozitif ayrımcılık kumaşıdır. kullandığında devlet dairelerine atanman kolaylaşacaktır , eşin kullandığında her kapı kolaylıkla açılacak ihaleler önüne serilecek , hele bir de malezya islam üniversitesinde bir süre görev yaptıysan hayal bile edemeyeceğin yerlere geleceksindir.
türban günümüzün modasıdır , nasıl takılırsa takılsın , sadece takılması yeterli olmaktadır. saçın saklanması saygı görmeniz için yeterlidir. türban artık ezik edebiyatı malzemesi değildir. türban artık üstünlüktür , ezmektir , türban beyninize takımaya çalışılan yeni bayrağınızdır. hayırlı olsun.
temcit pilavı gibi devamlı önüme çıkmasından gına gelmiştir ki keza bununla birlikte kardeşi olan laiklik ilkesi de;
bre kardeşim laiklik nedir ; din ve devlet işlerinin ayrılması ve din ve vicdan özgürlğünün sağlanması. peki tamam sen bunun birisini yap birisni yapma ee ne oldu sonra laik düzen güvende ; ulan laikilğin açılımının içine sıçıyorsun din ve vicdan özgürlüğü tanımıyrosun sonra da abuk subuk kendini vuruyorsun ilerleyen tarihlerde *
kusura bakma ama çok komik oluyorsun ; walla bak ...