son zamanlarda gündemi çokca meşgul eden, ülkemizin yeterince sorunu yokmuş gibi bunun serbest olmasını da sorun haline getiren kişilerin her nedense karşı olduğu sıradan bir örtü.
birey kulturunun olmadıgı bir toplumda cozumsuz kalacak sorunlardan biri.
secme yasının 18 e indirilmesine kimse itiraz etmiyor ama universitelerde
siyaset olmasın deniliyor.nasıl olacak o isler?
bu toplumda birey merkezli bir yasama kulturu yok.degil evin icinde kendine
ait ozel oda sofrada kendine ait bir tabagı olmayan cocuklardan olusan
onbinlerce aile var.sofrada ortaya bir tencere konuyor,herkes elindeki kasıkla
o tencereden yemege girisiyor.bizim araplardan farkımız elimizde bir kasık olması.
onlar cogunlukla kasıga da ihtiyac duymuyorlar,elleriyle yiyorlar.kabile kulturu.
bu yontemi cocukların beyinlerini yıkadıkları o tarikat evlerinde de kullanıyorlar.
ortada birey ve birey kulturu yok,sadece suru kulturu ve psikolojisi var.
o yuzden bu cocuklara birey olma sansının verilmesi lazım, meseleye biraz da
bu acıdan bakmak gerekiyor.ama bizim universitelerimizde de birey kulturu yok,
temel egitimden baslayarak birey merkezli bir egitim sistemine sahip degiliz.
bir sınıfın mevcudu 20-25 ogrenciden olusur.olması gereken standart budur.
eger o sınıf 50-60 ogrenciden olusuyorsa o sınıfta birey olmaz,o sınıf suru olur.
edit:bunu niye kotuledin,sen de mi o tarikat evlerinde yetistin?
ozgurluk kulturu olmayan,birey olamamıs,ozgurluk nedir bilmeyen insanlar
ozgurluk istiyorlar.o yuzden size once ozgurlugun ne oldugunu ogretmek lazım.
türbanlılara bile illallah dedirten sorun. necmettin erbakan`nın kanlı mı olacak, yoksa kansız mı şeklindeki meşhur konuşmasını bir an hatırladım sanki. bir defa ülkede ki bütün kadınların bir araya gelip, siyasetin cılkını çıkardığı bu sorun üzerinde bir birlik kurup deklarasyon yayınlamaları gerekir. erkekleri ilgilendirmeyen mevzularda nutuk atmaları engellenebilir. sorunu kendi aralarında tartışıp çözüm önerilerini, erkeklerden daha makul ve akilane bir biçimde çözeceklerinden hiç kuşkum yok.
çok bariz belli ki akp de bu işin öncüsü olmaktan pek hoşnut değil. seçim kampanyalarında verdiği bu sorunu çözme sözü, uzun vadede kendilerine artı mı yoksa eksi olarak döneceklerini çok kestiremiyorlar. ab yolunda ilerlerken türbanın çözümüne yönelik süreci mecburen sürünceme de bıraktılar. bu da onları destekleyen oy veren kesim tarafından hoş karşılanmadı ve bir an önce bu konuya eğilmeleri için baskı oluştu üstlerinde. akp ye olan eleştirilerde genel kanı, ab sürecinde bilerek ve isteyerek yavaşlatılan reform hareketlerinin nedeni olan türbandır.
muhafazakar zengin iş adamları ve güçlü sermaye grupları aslında isteseler bu sorunu çoktan çözerler. ekonomik olarak çoğu orta direk olan bu ailelerdeki türbanlı kızları fonlarla ve dernekler aracılığıyla çok rahat yurt dışında burslu olarak okutabilirler. malesef ki siyaset çevrelerinin oy uğruna, iktidar gücünü kaybetmemek için onları frenlediğini de belirtmek isterim.
yoksa zaten bu kızlarda üniversite kapısı önünde cop yiyip, tartaklanma sevdalısı değillerdir. çıkıpta eğitim ve öğretim hakkı gasp edilmiş bu insanları ilgilendiren bir konuda kim evet derse, kimin şerefli ve namuslu olduğu görülecek türevi açıklama yapan dangalak sürüsüne çok aldanmamak gerek.
"ülkücü bıyığı"
"komünist bıyığı"
"yesil kürklü parka" (kürklü bak hele bak)
"cervece sakal" (çevreli sakal da var)
"vs"
"arasında yasaklanmış tek sembol"müş. "türban siyasi simge değil"miş. "olsa bile yasaklanması demokrasiye aykırı"ymış.
bu başbakan-vari konuşmada konuşmacıların unuttuğu bir şey var ki,
devlet memuruna bunlar da yasak.
bir de ülkücü bıyığından çok fethullahcıların badem bıyıkları var piyasada. ama şimdi bıyığın boyutunu ölçmek için yeterli makinemiz yok, sakal dediğin de bırakırsan uzuyor, o yüzden kafa çalıştırınca yasaklanabilir olan şeyin yasaklandığını görebilir kendileri.
siyasi parti rozeti takarak herhangi bir devlet kurumuna girmek biz küçükken yasaktı. biz takamazdık yani. yoksa ceketimizden kırat, üç hilal, güvercin, altı ok'lar eksik olmazdı.
bu salak arkadaşlar, şimdi gelmiş, "velev ki siyasi simge, ne olmuş?" "bu durum da demokrasiye aykırı" diyorlar. e hadi o zaman üstümüzü parti rozetleri ile de dolduralım. "bak bu mehapeci", "bak bu cehapeci", "bak bu amerikacı" diye guruplanalım üniversitelerde de öyle eğitim görmeye çalışalım canım. belki hoca da bizim partiden, bizim türbancılardan / türbansızlardan çıkar da yüksek not alır geçeriz... 70'lerdeki buhranlarda olduğu gibi.
insanlarına arasına nifak sokmak, hele de böyle münasip yerlerine zevk verecek cinsel baskınlıkla ortaya çıkıyorsa, ne de hoşlarına gidiyor.
türkiye 80 darbesiyle sonuçlanan çatışmalara tekrar sürüklenmek isteniyor... göz yuman islamcı kesim, yarın altlarına altlık takılıp oynayan amerikan bebeklerine dönecek de, farkında bile değiller.
merak etmeyin, siz bir satırını bile anlamazsınız bu yazının. almaz kafanız!
dünya ekonomik krizlerle sarsılırken, ince sesli, badem bıyıklı erkeklerin bir araya gelip, nasıl bağlanacağı hakkında günlerce tartıştığı, bulantı veren bez parçası.
melekler erkek midir, dişi midir?...sorunsalı!
hangi siyasi partinin simgesi cozemedigim olaydir. akp nin mi, mhp nin mi? kim siyasi kazanc saglmak icin kullaniyor ha? yav birader tabiki sagci bir parti bu soruna deginecek chp ye kalsa sittin seneye hallolmaz.
ha aklin basinda degilse dini sorgulamak icin bahane arama, takildigin bir yer varsa ac tekrar oku. nur 31 ve ahzab 9 ayetlerinden ne anladigini soyle seni de dikkat alalim. ortaya laf atmak kolay, alimlere camur atmak kolay, hadi seni de gorelim. ne kadar arastirmacisin, yorum yapmaya beynin ne kadar el veriyor.
bir kadının cennete ya da cehenneme gideceğine karar veren şey buysa* ben bu dinide sorgularım, kitabınıda sorgularım, yaratanınıda sorgularım. ama maalesef insanlarımız "sorgulama itaat et" felsefesine sahip olduğu için bu tartışmalar ortaya çıkmaktadır.
islamiyeti kuran kurslarından, taraflı yazarlardan hatta sırlar dünyasından öğrenen bir milletten başka ne beklenebilirki. açın kuran-ı kerim'in mealini okuyun ama öyle dua okur gibi değil düşünerek, anlayarak, kendi yorumlarınızı katarak, örneklendirerek. nerde kime anltıyorum ben siz yine imam efendilerinizi dinleyin. unutmadan o dinlediğiniz imam efendilerin soylarını bir araştırsanız hangi tu kaka dinlerden geldiğini göreceksiniz.
islam dininde emir olan bir ortu degildir,yoruma acık bir durumdur.
isteyen istedigi gibi yorumlar.bugun islam dini bir din olmaktan cıkmıs
bir siyasi ogreti haline gelmistir.haliyle siyasi partileri de var bu dinin.
turban sorunu koyden kente gocle beraber baslamıstır,yaklasık kırk seneye
varan bir gecmisi vardır.sen devlet olarak hizmeti koye goturmezsen koylu
kalkar sırtında bohcasıyla sehirlere akar dogal olarak.altmıslarda karayolları
yapılmaya baslandı,yetmislerde televizyon ortaya cıktı.koylu bir kendi yasadıgı
hayata baktı,bir istanbula baktı.istanbulun tası topragı altın gorundu gozune.
bugun istanbulda anadoludaki ortalama bir tasra sehrinin nufusu kadar o sehirden
insan vardır.giresunun toplam nufusu kadar giresunlu istanbulda yasar.
kastamonunun nufusu kadar kastamonulu vs.vs.turkiyenin son yarım yuzyılda
yasadıgı siyasi calkantılarda ic gocun buyuk etkisi vardır.
bu insanlar basta istanbul olmak uzere buyuk sehirlerde gecekondu mahalleleri
olusturdular,kacak yapılasma boyle basladı.su yok, elektrik yok, yol yok,
kanalizasyon yok ama ortada binlerce derme catma yapılmıs evler-mahalleler var.
sonra o gecekondular rant kapısı oldu,apartmana tedavul edildi.
haliyle bu karmasanın icinde hukuk da yok,birey kulturu de yok.
koyden kalkıp sehre gelen koylu evlendigi kadını eve kapattı.
geldi gitti kadının uzerine coktu,saglıksız bir nesil olustu.
kadında da is yok guc yok, egitim yok meslek yok.el mecbur bu
efendi kole iliskisine katlanmak zorunda kaldı.kadın kocam beni dovuyor
diye karakolun yolunu tutsa bile karakoldaki polis kadını eve geri yolladı.
dinsel gericilik tarikatlar hep bu carpık saglıksız aile iliskilerinden beslendi.
simdi bu kadınlar pek evden cıkıp hayata katılamadılar ama onların cocukları
hayata katılmaya calısıyor.ve bu kızlar bir baskı ortamında yetistiler.
ve o baskıyı din aracılıyla icsellestirdiler.turbanlı bir nesil ortaya cıktı.
o yuzden turban ya da basortusu nerneyse,dinsel degil cinsel bir ortudur.
özgürlük diye tepinen insanların neden ısrarla karşı çıktıklarını anlamadığım,islam dininde emir olan örtü.madem bu kadar özgürlük, insan hakları die bi tarafınızı yırtıyosunuz o zaman inançlarını ''özgürce'' yaşamak isteyen insanları hangi hakla kısıtlamaya çalışıyosunuz anlamış değilim. özgürlük bunun neresinde??insanlar üniversitede türban takınca sizin özgürlüğünüz mü kısıtlanaıcak acaba böyle bi korkunuz mu var?
edit:kur'an da başörtüsü farzdır die kesin bir emir yoktur ama el ve yüz dışındaki yerlerin örtülmesi farz kılınmıştır kur'an a göre. islam dininde emir olan örtü diyerek anlatmak istediğim durum budur.
islamcıların boş yere ağızlarının suyunu akıtan ama hiçbir zaman (t.b.m.m.ya da halkın çoğunluğu istese dahi) üniversiteler dahil hiçbir eğitim kurumuna giremeyecek(hukuken imkansız) üç karışlık paçavradır,siyasi simgedir.
Ne kadar tahammülsüz bir milletiz, bir cinsiz. insanız, insanlıktan uzak hem de!
Aynı yerde yaşayan, çoğunluk olarak aynı inançları güden, politik amaçla gündeme geldiği dakikadan itibaren birbirimizi ayrıştıran ve ötekileştiren kocaman ahmaklarız bizler (!)
Utanılacak cinsiz, insanız biz (!)
Hala annelerimizin başında olan türbana bakış açımızı değiştiren olaya sorgulamadan bakmayı yeğ tutan cahilleriz biz (!)
içimizde olana, içimizden olana potansiyel suçlu olarak bakan özgüvensizleriz biz (!)
inancına tapana saygı duyan ama politik olayların galeyanına gelen inançsızlarız biz (!)
Türkün türkten başka dostu yoktur deyip, kutuplaşan şaşkınlarız biz (!)
dününü unutan, şimdisini anlamayan ve geleceğini oluşturmayan silik ve hamasetçi bir milletiz biz (!)
ben sizlerden farklıyım, insanım desek de; hala güdüleniz, güdeniz, kah insan olan, kah koyun olan biz (!)
Anlamayan, siyasetin politikasına alet olan kışkırtılmış biçareleriz biz (!)
herkesin özgürlükçü, sevgi kelebeği yanını ortaya çıkartan libas.
ne kadar açmışız özgürlüğe aman da hanimiş ne kadar severmişiz insanları. insanlar isterse istediği şeyi giyip istediği meclise dalarmış, buymuş özgürlük! aman da aman! yerim ben onu!
nasıl da sevgi kelebeğisiniz, manzara muhteşem, yakışır!
adam smith, "bırakınız yapsınlar bırakınız geçsinler" buyurmuş, atmış önümüze vahşi kapitalizmi. yedirmemiş yemiş, yiye yiye semirmiş bir sürü uluslararası monopol ile dünya idare olunur olmuş. adı da güzel hani, liberalizm!, özgürlükçülük! peh peh!
ilk başta o da sevgi kelebeği imiş, herkes istediği gibi piyasayı belirlesin, kafasına göre cirit atsın ortamlarda. ırak'ta bir milyon kişiyi katletmiş, ne uğruna? özgürlükler adına! bırakınız yapsınlar bırakınız işgal etsinler. orman yasaları!
biz ise ufacık dünyamızda iki satır yazı ile nasıl da şiriniz, isteyen istediğini giysin, burka da olur ferace de, kime ne? erkekler tarafından ortaya atılan ve yine erkeklerin yasaması ile kadın hayatı değişiyor. kadınlar ne diyor peki bu işe? yaşasın akp! ama yetmez miş doktor, avukat olduklarında da ayrılamazlarmış bu libastan. peki o neden? dinin gereği imiş?
alın size sahne!
süzme bıyıklıyı getirmişsiniz belediyenin başına, yeni eleman alacak, hanım kızımız takıyor türbanı, huooop iş cepte, diğer kızımız başı açık olduğu için saf dışı, yetenek metenek hak getire...
+ türbanın var mı? ...var...iyi, giy gel!...
hele ki örümcek kafalılar almışlar arkalarına %47'yi, örümcek ağı ile örüyorlar ana yurdu dört baştan, hanım kızımız işe başlayacak, karşısına türban takmayan biri gelecek, bugün git yarın gel! sıradaki türbanlı hanımın işini yapmak daha keyifli. eve giden kızımız da takacak türbanı geri dönecek iki dakikada iş tamam.
etraf örümcek ağı kokusu ile dolacak, nefes almak bir insan! için neredeyse olanaksız olacak, örümcek bütün kafalara ağ örecek ve türban diye geçecek! komplo teorisi değil, hep beraber göreceğiz, göreceksiniz, görecekler!
rte sever bünyeler adına bir lahika : şunu bilin ki prensim, tek bir sevgi kelebeği yazısını kötülemiş değilim, niyetim de yok. fikirdir, en azından iki kelam etmiştir. eyvallah! özgürlük tanımınıza uzaktan bakın bakalım bir? size mi ait o? en azından bir dakika düşünün, zor biliyorum ama deneyin en azından.
Gündemin hep kaynadığı anda dikkat çekilmesi olasılığının en kolay olduğu nesne.Örtünmeliyim-örtünmelisin-örtünmeli-örtünmeliyiz-örtünmelisiniz-örtünmeliler...gereklilik kipindeki çekimi de budur.Lakin ne kadar gerekli veya ne kadar gereksinim duyuluyor orasını bilemem.Ama ii gündem değiştirdiğini söyleyebilirim.