kuran-ı kerim'in net ifadesi ile neredeyse münafıklık seviyesindeki samimiyettir. tüm islam alimlerinin aynı derecede önem verdiği türbanı neredeyse islam'ın bir emri gibi değilmiş gibi gösterip, üstelik "türban takanları da görüyoruz, onlar neler yapıyor neler, insanın kalbi temiz olmalı" gibi kişiler eyleminden ideolojiye saldırma gafleti de gösteriyorlar. kuran'da bu tür insanlar için cehennem ödülü vardır. kuran'daki hiçbir şey değiştirilemez, tartışılamaz. hal böyle iken çıkıp saçma çeviriler ile kuranda türbanın olmadığını iddia etmek, allah'a şirk koşmaktan daha büyük bir günahtır. allah korusun.
türban islamın ilk emri değildir.
ama birileri hala türbanı islam hatta imanın şartları arasında varmış gibi, hatta bu islam ve iman şartlarından üstünmüş gibi gösterme cehaletinde.
türbandan öte kul hakkı yeme haram yeme kıstasları islamın en büyük emir ve yasaklarıdır.
ama bu zihniyet bu kul hakkı yiyenleri pek görmek istemediği için, genelde türban diye ortada dolaşırlar.
türban islamın ilk emri, allahın tek emri, türbana hede diyen şirk koşar, hödö olur.
lan herkes islam alimi olmuş memlekette.
bu kadar ahlak ve iman sahibi olanlar keşke birazcık olsa iman ve türban deyip, namus ve inancım deyip, o türbanını yani iman ve namus dediğini abd de sergileyen merve kavakçı gibi şarlatanlara laf yetiştirse.
veya allah deyip dindar insanları soyan deniz fenerine.
aa ama pardon. türban allahın ilk ve tek emri ya, kim takar kul hakkını.
cehennem bile bu insanlar için ödüldür. büyük alim said nursi hazretleri risale-i nur'da bu konuda: " her canlı sonsuza kadar yaşama isteği ile yaratılmıştır, allah cehennemlikleri bile, sonsuza kadar cehennemde olsa dahi varlığını devam ettirme lutfu ile onları ödüllendirir" buyurmuştur. islam hakkında en ufak bilgisi olmayan kıytırık yazarlar varsın anlamadıkları isim tamlamaları ile ayar vermeye çalişsin.
türban takıp, her türlü dini ortamda bulunup, müslümanlığı bilmeyen ya da gereklerini yapmayan veya sadece görüntü olarak yapandan daha iyidir diye düşünüyorum. hiç değile bizim islamiyetimizde bu şekil bir anlayış vardır. sofuların islamını bilemiyorum ilgilenmiyorum da o uydurma muhabbetle!ayrıca bir şeyin iç yüzünü allah'tan daha iyi bileceğini, ibadetlerin kendine yapılan bir şeymiş gibi değerlendirilmesinin de kendine bırakıldığını sanan kişilerin müslümanlığı tartışılsa bu başlık ve türevleri kadar saçma olmaz hiç değilse aynaya bakarsınız görürseniz tabi!
ne insanlar gördüm üzerinde elbisesi yok , ne elbiseler gördüm içinde insan yok felsefesiyle ilerlersek islamiyet gibi yüce bir dini herhangi bir kıyafetle samimileştirmek veya samimiyetsizleştirmek ne kadar akılcıdır tartışılır. Türbanı samimiyetsiz takan olabileceği gibi samimi müslüman olup türban takmayan da olabilir. normaldir.
ilk önce islamın felsefesine bakarsak tamamiyle kişiyle allah arasındadır. Kimsenin kimsenin müslümanlığını eleştircek cürreti allah kimseye vermemiştir. Görüldüğü üzere bi takım kendini en iyi müslüman adleden kişiler hala bu huylarından vazgeçemiyerek dikkat çekme çabasındalar. Kendini kurtarmış en mükemmel müslüman olmuş sonra milletin uçkurunun peşine saçının telini peşine düşmüş insancıklar. Yapma ya!! Madem bu kadar müslümansın allahın yerine yorum yapıp insanlara cehenneme gideceksin diyosun kimsin sen güzel kardeşim cürmün ne senin. Herkezin aklı fikri kafası çalışıyor. Böyle insanlara ''Sanamı düştü milletin müslümanlığını sorgulamak kerkenez'' diyerek def etmek en iyisidir.
Ne ararsın Tanrı ile aramda
Sen kimsin ki orucumu sorarsın?
Hakikaten gözün yoksa haramda
Başı açığa neden türban sorarsın?
...
Neyzen Tevfik vermiş cevabını.
bu samimiyeti sorgulamak kimsenin haddi değildir. sorgulayan açık şekilde provakatördür. sigara içen insan cehennemlikmidir mesela herkes günah işleyebilir. bu günahından ötürü de kimse münafık olmaz. günah sahibi olur. günahı olmayan insanda yoktur. erkekler de her gün dar giyinen kızalr görünce hiç mi bakmıyorlar. bulunduğumuz çağ itibari ile sokakta gezmek dahi günahkar olmaya yeterlidir halbu iken kimse kimseyi günah işledi diye münafık ilan etme hakkına sahip değildir. bunu yapanlar bozguncular olabilir zannımca.
başlığı açanın samimiyetine nazaran daha üst bir level dadır orası kesin.
bu tip provokatif başlıkları açanların islam'a verdikleri zararı göz önünde bulundurunca, bu kimselerin samimi olmalarını geçtim - müslüman olduklarından bile şüphe ediyorum. belki bunlar da ergenekon'un bir uzantısı filandır ne biliyim.
bu konu her aklima geldiginde veya birisi bir elestiri yazdiginda aklima hep nazli ilicak gelir. "benim basortum gonlumde derdi." refah partisinden milletvekili de olunca bu olaya tamamen baska bir gozle bakmami sagladi. belki en dogrusu degil ama samimiyetin dista degil icte oldugunu gosteren guzel bir ornek kendisi, hep takdir ederim.
türban takan kıza göre daha fazla olan samimiyettir.islamı türban sanan zihniyetin o zamanın şartlarını günümüzle karşılaştırmak gibi bir yeteneği yoktur.
(bkz: o köprünün altından çok sular aktı)
zoraki tanım: herhangi bir insanın müslümanlık samimiyetinden farksız olandır.
yazarın tamamen kişisel notu: başlık altı ayar vermekten hiç hazzetmiyorum ama bazen dayanılmaz bir hal alıyor bu durum.
bu düşünce yapısındakilerden daha samimi olduğu kesindir. Allah hangi kuluna vermiş böyle yargılayıp yaftalama hakkını?
kim ne hakla insanların inancını, samimiyetini sorgulayabilir.. peygamberler bile kalkışmamış bu işe, sana mı düştü insanların içini, samimiyetini bilmek, buna dair ahkam kesmek! ayrıca bu türban olayını kadınlardan çok erkekler dert ediyor, kadınlardan çok erkekler bu konuda tartışıyor.. sana ne arkadaşım, seni ne ilgilendirir.. din benim, inanç benim, keyif benim.. ister takarım, ister takmam.. sen Allah mısın benim inancımı, samimiyetimi sorguluyorsun, beni yaftalayıp yargılıyorsun? sen her şeyi tam yaptın, alkol, seks, sigara, yalan vs gibi dinen günah olan olayların hiç birine girmedin de sıra benim başımın açık/kapalı olmasına mı geldi? bu kadar mı battı sana, bu kadar mı gerdi? din Allahla kul arasındadır, sadece direk o kişileri bağlar. herkes kendi inancına, hayatına bakıcak. gerisi kimseyi ilgilendirmez!
anlaşılmadığı için tekrar yazmak zorunda hissettiğim 2. açıklama
burda tartışılmıcak kadar dinimizde önemli yeri olan türbanı samimiyet yazısı altında aslen samimiyetsizce irdelemek ne kadar samimi anlamında yazmıştım fakat ; samimiyet kişinin kalben yaptığı bir şeydir bunu ne benim nede bir başka beynin irdeleyip ne kadarı samimi ne kadarı sahte demeye hakkı olmadığını düşündüğüm için konu açılımlarında ki boş ve anlamsız konu başlıklarını kınıyorum anlamında bir yazı idi ama sanırım 2 cümleden anlayamayanlar için uzun yazmam gerekmiş.
tartışacak başka konusu kalmayanların samimiyetsizce ortaya açtığı başlık olarak nitelendirilebilir. mühim olan takmak ya da takmamak değil, ölçülü inanmak ya da inanmamaktır... ötesi yalandır...
kimseyi ilgilendirmeyendir. din, kulla allah arasındadır ve kişi, içindeki inancın ne kadar samimi olduğunun hesabını da yine allah'a verecektir. samimiyet ölçmek diğer kulların haddine değildir. aynı zamanda fazla merak da iyi değildir. unutulmamalıdır ki insanın başına ne gelirse meraktan gelir..