sanrılar içinde kendinden gayrı olanı zavallı niteleyen kendini bilmez insanların açtığı nice başlıktan biri daha, yaradan kimseyi küçük görmez kul kulu küçük görür bu ne yaman çelişkidir ki küçük gören kendini rabbe yakın sanır...
yazmasam gönül razı değil ondan yazıyorum elif şafak aşk kitabında anlatmış, mevlana'yı, dini, iyiliği, en basit ve en yüce kuralları, kutsal kitapları idrak edemeyenler belki ham'lıktan bir nebze kurtulmak için bu kitabı anlamayı deneyebilirler.. ne yazık bu umudum çelimsizdir zira kendini bilmeyip bilmişlik taslayan oku'maya aç okuyamaz dolayısıyla okuduğunu anlayıp kendi yolculuğuna dair yeni bir adım atamaz... ama biliyorum ya bildirmem gerek suya yazsam dahi...
gereksiz bi konu.cennetin tekeli kimde kimin gidip gidemeyecegini bi türbanamı ölceceğiz yav adam namaz kılmıyosa her tarafı türbanlıysa ne çıkar.bundan daha önemli işlerle ilgilenin.
türban takmadan cennete gidilmeyeceğini ima eden insandan hallicedir.
türbansız ve inançları oturmamış kimi insanları ise kendilerinden umutlarını kesmeye yönelten bi cümledir bu. lafın nereye gittiğine, kimi nereye götürdüğüne dikkat etmeden fütursuzca sarfedilmiştir.
kendisine vahiy gelmişcesine konuşup, savunduğu düşünceyi temellendirmeyen insan ne kadar inandırıcıysa o kadar inandırıcıdır. hele bi de 'ben böyle düşünüyorum', 'bana göre', 'bence' gibi subjektifliği ortaya koyan sözlerle başlamışsa cümleye yazdıkları ne inandırıcı olabilir ne de uyarıcı.
asıl garip olan türban takmanın cennete girmenin tek şartı olduğunu düşünerek türban takanlardır. sığınmamak lazım böyle şeylere, asıl din sevgisi yürektedir, kafadaki türbanda değil.
o türbanın düğümünden ötürü beynine oksijen gitmeyen insan öner*mesidir. yazıktır yahu. cennete gitmenin göstermelik ibadetle mümkün olacağını zanneden cahil bünyelerin deli şaçmalarıdır bunlar.
sadece türban takanların cennete alınacağını sanan dallamaya sormak farz oldu: cennete sadece islam dini mensupları mı alınacak?
yanıt evetse; diğerleri ne olacak, hristiyanı var yahudisi budisti....
lütfen dar görüşlülüğünü dayatma kimseye. allah ıslah etsin senin gibileri de yaradanın işine karışmaman gerektiğini iyice bir öğrenesin ve öğretesin.
bunu kimse bilemez, allah ın uktesindedir ama gerçek olan şudur ki başörtüsü allah ın emridir, ama başını örtmeyen kişi dinden çıkmaz, allah ı ve resulunü reddetmedikce kimse dinden çıkmaz, ama başörtüsü dinde yoktur demek, allah ın emrini reddetmektir dinden çıkmaya sebeb olur, dinin emri oldugunu kabul eder ama takmaz o ayrı.
siyah ve beyaz bu ayrımı yapan kaybeder nice türbanlılar ve nice türbansızlar cennetlik olacak ancak belki yorum kişi olamıyacak .. son nefeste iman sahibi olmadıktan sonra boş işler bunlar.
ölüm bütün dünyeviliklerden sıyrılıp allah katına, allahın karşısına doğum anındaki gibi çırılçıplak çıkmaktır. ne ruhu, ne de bedeni gizleyecek bir şey yoktur ölümden sonra. kafanın üzerinde duranlar değil, içinden geçenler önem kazanır bu durumda. kafana ister şapka, ister fes, ister başörtüsü ya da türban tak, beynen, fikren kötülükten arınmamışsan senin için yol tek yöndür, o yön de cennet değildir.
Türban konusunda çok ısrar edenlerin,din konusunda eksik olduğunun kanıtı olan zihinsel sorudur..
Yaratan o kadar büyüktür ki,inançsız birinin,inançlı birinden daha fazla yaptığı ile bile cennetine girmesi muhtemeldir..
turban takilarak cennete girilebilecegini sanmak, cennete girmenin sınırlarını kafasında namaz kılmakla çok aşırı bağdaştırmış zihniyetin dar bakış acısının sonucudur.
oysaki her dinin temelinde bir felsefe yatar. bu felsefeyi öğrenebilmek için çok ama çok okumak ve en önemlisi bilenlere çok ama çok sormak gerekir. şöyle bir mantık yapalım; eğer ülkemizde turban takmayan yüzde 1 kadın namaz kılıyorsa yüzde 99 ne yaparsa yapsın kesin cehennemlik demektir çünkü namaz kılmıyorlar. turban takanlarda ise hiç bir sorun oluşmamış çünkü onların kesin kes 5 vakit namaz kıldığı * yargısı değiştirilemez sonuç olarak beynimize kazınmıştır.
bir problemimiz var burada; yaptığımız düz mantık ve kesin yargıyla * kimse cennete alınamayacağı gibi, Allah in adaleti ve terazisini bu kadar küçük görmeye hakkimizin olmadığını da düşünüyorum. namaz kılmak cennetin kapılarını sadece aralar.
cennetin kapılarını açmanın yolu ise, çok daha fazla irade gerektiren ve önümüze altın tepside sunulan bazı dünyalık zevkleri reddetmekten geçer. bununla da biteceğine inanmıyorum. Allan in bize saf bir şekilde verdiği bu ruhu ne kadar çok saflığına zarar vermeden beslersek ve olgunlastirisak o derece cennet bize yaklaşacak demektir.
namaz kılmaya gelince; o saf ruhu kirletmişsen eğer sabaha kadar yat kalk istersen anca jimnastik yapmış olursun o da faydalı tabii. namaz kılan kişinin temizliğinden çok ruhunun temizliği ve yüreğinin iyiliğidir namazı ibadet yapan.
turban ise daha başka; çul ve çaput asla cennetin anahtarı olamaz, temiz bir kalp ve iyi bir ahlak yanında. olsa olsa başkalarına bir ilandır. bakin ben cennetliğim çünkü çok spor yapıyorum diye.
tüm bunlardan başka bu baslığı açanın özellikle bayan olduğunu ummamak istiyorum çünkü adama demezler mi sen kendi türünü adam et de bizim çaputlarımıza sonra bakarsın diye. ne de olsa hacıların ve hocaların küçük kızlara tecavüzden yargılandığı * bir ülkede yaşıyoruz. turban takmayipta namaz kılanların sayısı kimin umurunda...
