kafayı naylonumsu bir bezle örtünce hele ki altına bir de bone takılıyor ise zaten saç köklerinin havayla teması kesilmiş yağ dokuda ter ile birlikte harekete geçen koku aktivasyonu sağlanmış olunmuştur artık. zaten kan dolaşımı ve oksijenle teması kesilmiş saç kökleri gün geçtikçe zayıflar. kesilmesi daha doğrudur.
türbanlı, türbansız, alevi, sünni o bu diye ayrım yapan zihniyetler yüzünden bu vaziyette bu ülke. onun ayrımı bunun ayrımı. yok çocuklar dindar olsun. umre turu yapalım onu yapalım.
önce çıkar adam gibi din dersi koyarsın. öyle diğer dinleri bir derste anlatıp yıllarca islam dersi adı altında "her ders cin, kıl, tüy muhabbetine izin veren hocalar" ile eğitim vermek yerine bu işin eğitimini almış insanlarla öğretirsin. felsefesini öğretirsin önce.
inanmak nedir? tanrı nedir? diye bi zaman öğrencilerin kafasına sorular sokarsın. sonra din kavramını anlatırsın. dinleri anlatırsın. islamı anlatırsın. ama adam gibi.
mesela öyle anlatacaksın ki islamı, çocuk hükümetin pis işlerini görebilecek. islamın hoşgörü dini olduğunu, türbanı takmayanın da takan kadar bayan olduğunu anlayacak o çocuk. insanların önce saçına başına örtüsüne değil düşüncelerine bakabilecek. yolsuzluğun kötü bir şey olduğunu görebilecek. düşünce özgürlüğünün islamda olduğu halde ülkemizde olmadığını görebilecektir.
Türban meselesine ilginç bir çözüm önerisidir ancak, ötede bu çözüm önerisini yazarın neresinden sokarlar onu ben kestiremedim kestirebilen varsa seri bir şekilde eksilesin.
öneriyi getiren zihniyetin maskesini çıkarmasının anti tezidir.
imdi; bir kafa düşününki kafasına yüklenen tüm datalar yabancı menşeili olsun,
içinden çıktığı kültürün bir fenomenine karşı yabancı menşeili kaynaklarından taklidi olarak edindiği temel paradigmaları da kendisi bile idrak edemeden münferid bir perspektiften bakarak garip önerilere varacak bir taşmışlığa varsın.
öncesinde varolan bir şeyin üstüne toprak atmaya çalışıp adeta gömme ritüelinin gerçekleşmemesi karşısında ağızda oluşan köpüğe benzer sıvıyla sanki sonra icad olunan bir gerçeklikmişçesine yeni bir zuhur gibi sunmaya kalksın.
o örtüsüz kafa da tasarlanan örtülü fikirlerle temelden beslendiğini düşündüğü paradigmalarına ihanet edişini farkedemeyişinden vazgeçtim, insanların cinselliği konusunda kendi bedenini kullanma özgürlüğünü toplumsal yararlılık gerçekliğini ve ezici sonuçlara yolaçabilirliğini sorgulamaksızın engin bir hoşgörü ile karşılarken, diğer bir insanın kendi bedeniyle ilgili bir tasarrufuna sataşmayı en doğal hak olarak görüyor olsun. sonra bunun adını modernizm kendisini de modern olarak görme sanrısıyla yaşamını idame ettiredursun.
o insanın içinde yer alan ezbere edilen ideolojiyle kendisi gibi olmayan insanlara karşı her türlü saldırıyı mübah görme anlayışının tepkisellikle birlikte kendisine bir koca kazık olarak dönmesi karşısında ise yine o temel paradigmalarına bir dönüşle dönüversin ve ne kadar haklı olduğundan dem vursun.
evet, eleştiriyse ne ala, aşağılamakla bir yarar umuluyorsa, bunun ardında güçlü bir fikir edinmiş kişi değil yemekleri çiğnemeden yutan ve midesinde oluşan gazı düşünce adı altında dışa salan insan akla gelir.
ayakkabı giymemek için ayaklarını kesmek vb.. örnekler aynı kapıya çıkmaz efendim. ayakkabının ülkemizde herhangi bir yasağı yoktur. ya da ayakkabı giyen insan kimliği teşhis edilemez bir hale gelmemektedir. bir insanın saçına bakış açısı ''görünmemesi gereken kıl kümesi'' ise bunu koltuk altı tüyleri ile eşdeğer tutmak daha mantıklı bir örnek olur. onlar da görünmesi ayıp olan saklanmaya çalışılan kıl kökleridir. kurtulmak için ya jiletle kökten kazımak onlar için nekadar mantıklıysa saça bakış açısı aynı yönde olan insanlarında saçlarına da aynı uygulamayı gerçekleştirmeleri gayet doğaldır. (bkz: eksilerle yaşıyorum)
(Bkz: fazla düşünce özgürlüğünün zararları)
fazla dusununce beyninden bazi parcalarin oynamasiyla dusunebilecek hede. zira bunlar boyle, biri kafayi kazit der, biri maymundan geldik der...
şimdi yazacaklarımı kimse üstüne alınmasın, bir tanıdığıma cevaptır;
ha yavrum senin geri kafalı kabadan bozma aklın yüzünden türban takmasınmış ta saçını kazıtsınmış, özel hayata türban ile zaten karışıyorsunuz şimdide saçını kazıtsın diyebilyorsunuz aferim ya;
hayır senin ayrıcalığın ne ben senin kısa, sarı dip boyası gelmiş mındar saçını eleştiriyor muyum? umuruma bile takmıyorum niye özgürlük burada çünkü çağdaşlık burada ondan,
hep ikinci sınıf yobaz cahil köylü gördükleriniz tarafından 10 yıldır yönetiliyorsunuz bu sizin ayıbınız, hakir göre göre kendinizden nefret ettirdiniz.