din ve vicdan hürriyetini kısıtlamayı meşrulaştırma gayretiyle birilerinin var olduğunu iddia ettiği farklardır. küçük beyinleri ancak 1 metrekarelik bez paçası üzerine düşünmelerine izin verdiğinden böyle bir ayrım yapmaya kalkarlar. demokrasiden nasibini almamış tiplerdir.
türban 1960'larda ortaya çıkan ve 60'ların sonlarında türkiye'ye giren siyasal islam'ın sembolü olan bir örtüdür. türbanda tek bir saç bile gözükmez, gözükemez çünkü erkeği tahrik ettiği düşünülür. yani yere saç teli düşürülse ona bakıp azacak adamlar heralde. türban işte bu derece hastalıklı ve obsesif kompülsif bozukluk örneği olabilecek bir takıntı ve rahatsızlıktır. ama çözümü olmadığı için ben üniversitelerde serbest bırakılmasından yanayım. zira hastalıklı insanları baskıyla değil özgürlükle iyileştirebiliriz. neyse baş örtüsü ise geleneksel olarak anadolu kadınının kullandığı (nuri iyem'in tablolarında görülebilir)örtüdür ve saçın tamamını kapatacak gibi bir takıntısı yoktur.
birini varlığından rahatsız olanlar kullanır*, diğerini ise varlığını kabul edenler *.
daha açık bir deyişle, yoktur fark mark. birilerinin kalabalık ağzındaki mezedir sadece. kendileri bile inandı artık böyle bir fark olduğuna. yazık ulan harbiden yazık.
aradaki farkın kimin nasıl ayırt ettiğini anlamadığım farktır.biri din için takıyor o başörtüsü diğeri siyaset için takıyor diyor tıkanıyor nasıl işte anlat denilen bir garip başlık.türkiye'de bu kadar şekilci kılık kıyafetçi irandaki gibi irşat polisi verken kim hangi soldan bahsediyor kim hangi deniz baykaldan şikayet ediyor.imam osurursa cemaat sı..r.
birilerinin görsel örneklerle somutlaştırmasını istediğim farklardır. yani bağlama şeklinden mi başa bağlanan şeyin kalitesinden,renginden mi kaynaklanır bu farklar? insanlar yolda giderken başı örtülü iki bayan gördüğünde ''aa bu türbanlı bir yobaz .bak edepsize nasıl da alet etmiş siyasete başındaki örtüyü; ama öbürü öyle mi sadece inancı için takmış.'' diyerek analiz mi yapıyorlar? ya da doğru soru, nasıl ayırt ediyorlar? merak ettiğim bir durumdur.*
başörtüsü başörtüsüdür, islam dinin gereğidir*. türban ise "ya başörtüsüyle savaşırsak dini, dolayısıyla halkı karşımıza alırız onun yerine bir türevini bulalım" şeklinde kafada yaratılmış sanal bir düsmandır. sonuçta bir dökümünü alsak şu anki siyasetçilerindir sanatçılarındır hedelerindir çook büyük bir kısmının annesi babannesi başörtülüdur. e bunlar da kendi annelerinin babannelerinin başörtülerine laf edemeyecekleri için "ya biz başörtüsüyle değil türbanla savaşıyoruz ehe mehe" şeklinde bir kılıf bulmuşlardır.**
en basta zihniyet farkı olarak tanımlanabilecek bir fark mevcuttur ki, zaten olayı boka sardıran da budur.
biri velevki siyasi simgedir, yapaydır, üzümü yemeyip bağcıyı dövendir, kapitalizme uşaklık edip özgürlükten bahsedendir..
diğeri ise samimidir, halkındır..
onu tanımlamaya bile gerek yoktur..
türban boynu açıkta bırakan ve aksesuar olarak kullanılır, çoğu insanın başörtüyü örtme şekli ve takma zihniyeti itibariyle ters düştüğünü söyleyemeyiz ama allah'ın emri üzerine takılan başörtüsüyle türbanı aynı kefeye koymak yanlıştır, kısacası birbirinden çok farklı olan şeylerdir ama her ikisinede bez parçası olarak bakan insanlar için( bu allah'ın emri üzerine takılmış olan başörtüsü içinde geçerli) aradaki farkı görmek ve anlamak o kadar da önemli değildir.
laikçi kesimin iddia ettiği farklardır. genelde bilinçli müslüman ile adetten örtünen müslüman arasındaki farkı da ortaya koyabilir, bu türban veya başörtüsünden çok kafaya bağlanan bezin ne şekilde bağlandığı ile alakalıdır. çünkü laikçilerin başörtüsü dediği bezi de islami emirlere uygun olarak tam olması gerektiği gibi bağlayanlar vardır (örnek: bursa dağ köylüleri), aynı şekilde yarım yamalak adetten bağlayanlar da (örnek: 90 döneminde bulgaristan'dan göçmüş muhacir teyzeler).
laikçiler tarafından ortaya konulması da anlamlı farklardır çünkü bu kişiler hazımsızlıklarından ve kendi yaşam alanlarının başka dünya görüşleri tarafından paylaşılmasından rahatsız olan kişilerdir. "göz zevklerinin bozulması" bile bu kişiler için yeterli bir sebeptir. göz zevkimizi bozan çirkin kadınlar veya erkekler de zaten hitler dönemindeki gibi genetiği korumak adına katledilmelidir bunların bilinçaltına göre.
evet türban siyasi simgedir. ama önce şunu bilmemiz lasım laik, demokratik, sosyal türkiye cumhuriyetinde siyaset yasaklanmışmıdır ki, insanların simgelerine karışıyosunuz. burada asıl aranan (bkz: tavuk mu yumurtadan çıkmış yumurta mı tavuktan)
türban birilerine yaranmak için, onların görüşünden olduğunu göstermek için takılan siyasi bi simgedir; başörütüsü ise sadece Allah rızası için onun emrettiği biçimde takılır.