vakti zamanında dücane cündioğlu bir programda şöyle bir akıl yürütmesi yapmıştı. enfal 60'da şöyle bir ayet geçer: ''Siz de gücünüzün yettiği kadar onlara karşı her çeşitten kuvvet biriktirin ve cihad için atlar hazırlayın ki, onlarla hem Allah'ın düşmanlarını, hem de kendi düşmanlarınızı, ayrıca Allah'ın bilip de sizin bilmediğiniz daha başkalarını korkutasınız. Allah yolunda her ne harcarsanız onun sevabı size eksiksiz ödenir ve asla haksızlığa uğratılmazsınız.'' yani mealen şu deniliyor.
düşmanlarınıza karşı kendinizi korumak için besili atlar yetiştirin.
şimdi yıl olmuş 2014 ve uzay çağındayız. kendini besili atla korumaya çalışsan elin gavuru gelir atom bombasıyla kafanı parçalar. yani biz ayeti yazıldığı gibi alırsak muhtemelen ölürüz. eee 1400 yıl öncesinde de kendiniz korumak için atom bombası icat edin denilmeyeceğine göre, oradaki atın bir simge olduğunu gayet rahatlıkla çıkartabiliriz. gelelim türbanla ilişkisine türban ile ilgili ayet şudur:
''Mümin kadınlara da söyle: Gözlerini (harama bakmaktan) korusunlar; namus ve iffetlerini esirgesinler. Görünen kısımları müstesna olmak üzere, zinetlerini teşhir etmesinler. Baş örtülerini, yakalarının üzerine (kadar) örtsünler. Kocaları, babaları, kocalarının babaları, kendi oğulları, kocalarının oğulları, erkek kardeşleri, erkek kardeşlerinin oğulları, kız kardeşlerinin oğulları, kendi kadınları (mümin kadınlar), ellerinin altında bulunan (köleleri), erkeklerden, kadına ihtiyacı kalmamış (cinsî güçten düşmüş) hizmetçiler, yahut henüz kadınların gizli kadınlık hususiyetlerinin farkında olmayan çocuklardan başkasına zinetlerini göstermesinler. Gizlemekte oldukları zinetleri anlaşılsın diye, ayaklarını yere vurmasınlar. Ey müminler! Hep birden Allah'a tevbe ediniz ki, kurtuluşa eresiniz.''
bu ayetten ne çıkartıyoruz: iffetinizi korumak için örtününüz. yani korunacak ne iffet koruyan ne örtü. peki yukarı ki ayette bu durum nasıldı. korunan ne toprak/ kendi bölgen koruyan ne : at
dücane burada sade de geliyor. toprağı korumak için attan vazgeçilebiliyor. iffeti korumak için neden örtüden vazgeçilemiyor.
tabi bunu spekülatif birşey olarak söylüyor. yani kur'an'da türban falan yoktur demiyor. sadece böyle bir okuma da yapılabilir diyor. hem öte yandan bu gün örtünün de iffeti korumadığını herkes çok rahat söyleyebilir öyle değil mi? nice türbanlılar iffeti koruma gayesinde değiller. hatta bunu iffetinin pazarlamanın bir aracı olarak kullananlar bile var.
neyse sade de geliyorum. türban takılabilir. benim açımdan hiçbir sakıncası yok. hatta takılması aptallık diyene karşı türbanı da savunurum. yoktur efendim kur'an da o yüzden çıkarmalılar diyene de siktirgit derim. ancak kur'an da nihai olarak iffeti korumak emrediliyor. haliyle türban takmayanın efendim bu iffetsizdir denmemesi gerekiyor. yani iffeti korumanın tek aracı türban olmaması sonucu çıkartılmalı.
kardeşim siz sünnet diye bişey bilmez misiniz? nur suresinde bu ayet geçmiştir ancak insanlar bakmışlar ve nerelerini kapatacaklarını anlamamışlardır.ondan sonra peygamberimiz(sav)'ın eşleri veya kızları gibi kapanmışlarıdır.ve aynı zamanda herkesin istediği gibi inanır veya giyinir bu ülkede laiklik var.
laik bir sistem altinda yasiyorsak bunun din tarafindan mecburi kilinmasinin yada aksinin bir onemi yoktur.
insanlar kendi inanclarini ,kisisel yorumlarini katarak olabilecek en genis sinirlarda yasama ozgurlugune sahipdir.
islamda cocuklar arasinda esit miras bolusumu yada tek eslilik de yoktur , meseleye dini emirler acisindan yaklasirsaniz bu durumda muslumanlara baslarini acmalari karsiliginda dini hukumlerlerle yasama imkani da sunmak durumunda kalirsiniz.
birakin isteyen istedigi sekilde giyinsin, insanlarin baslarinin acik veya kapali olmasi sorun teskil etmemeli. bunun bir simge oldugunu ve kisilerin kendilerini bu sekilde ifade etdigini pesinen kabul ederek , ifade ozgurlugunun vazgecilmez insan haklarindan biri oldugunu da unutmamak gerekir.
bunu diyenin kalıbımı basarım kuranı bir kere açıp okumuşluğu yoktur.fetva vermeye gelince herekes din alimi maşalllah,Yanlız bu alimler dikkat etsinler ki verdikleri fetva kendilerini şirke götürür
Yav arkadaş, mesele; türban dinde var ya da yok ile ilgiliyse,
Kuranda, türban dışında farz olan, haram kılınan, daha da önemli şeyler var.
Mesela din kadına, erkeğin sesini, vücudunun bir yerlerinin gözükmesini,
duyguları ayağa kaldıracak müzikleri filan haram kılmamış mı?
Şimdi bir kadının, bir erkeğin sesini hiç duymaması demek, evinde oturması,
hiç çalışmaması demek değil mi?
Yani onca erkeğin arasında çalışmak, muhattap olmak da yasak değil mi?
Bunların hepsini ezip geçiyorsun, dinin bu ayağını yok sayıyosun,
türbana gelince ısrar ediyorsun.
Kesinlikle, türbanlılar otursun, evde koca beklesin demiyorum.Buna kimsenin hakkı yok.
ama evde oturmak istemiyorlarsa da, kamuda başlarını açmak zorundalar.
Türban, üniversitelerde, özgürlük şemsiyesinin altında belki bir nebze kendine yer bulabilir.
Ama, şimdi kara çarşafla, cüppe sarıkla gelen adam için de özgürlük demezler mi?
Tabi, bu cüppe, sarık, sakal ve kara çarşaftan dolayı türbanlıları sınırlamakta abes.
Ne olursa olsun, kamuda türban bence sakıncalıdır. Özellikle düşünsenize, çocuğunuzun öğretmeni
türbanlı. O yaşta çouğun rol model alacağı kişiyi o halde görmek, yönlendirme olur.
Şimdi bile, senin annen açık cehenneme gidicek yorumları dolaşıyorken, o zamanı düşünemiyorum.
peygamber efendimizin hanımlarına bakmak yeterli olacaktır. hepsi kapalıdır ve bu islamın gerekliliğidir. bilip bilmeden, 1 sayfa kur'an okumadan islam ile ilgili konuşmak ne kadar doğrudur ki? büyük günaha giriyorsunuz. eğer birisi sizin bu yorumlarınızı okuyup başını bağlamaktan vazgeçerse bunun günahı sizide etkileyecektir.
yani ne kadar basit bahanelere sığınıyorsunuz? yok "kur'an arapça'dan türkçe'ye çevirirken hata oluyormuşta ondan türban takmak gerekli değilmiş." yani araplar neden takıyor ozaman? onlar arapça bilmiyorlar mı? peki pakistanlılar neden takıyor ozaman? onların dilinede mi yanlış çevriliyor?
Tesettür konusu, ümmetin bin dört yüz yıllık zaman sürecinde uyguladığı ve islam alimlerinin ittifakla onayladığı bir konudur Bununla beraber, baş örtüsü ile ilgili Kur an ın hükmünü bir kez daha gözler önüne sermekte fayda vardır; ilgili ayetin meali şöyledir:
"Resulüm! Mümin kadınlara da söyle ki; bakışlarını kıssınlar ve edep yerlerini günahtan korusunlar, -mecburen görünen yerler hariç- zinetlerini teşhir etmesinler Başörtülerini yakalarının üzerini kapatacak şekilde örtsünler"(Nur, 24/31)
Arapça da emir kipi iki şekilde yapılır
Birincisi: ikinci tekil ve çoğul şahıslar için yapılan özel bir emir kipi biçimi Ayette şayet doğrudan kadınlara "Siz başınızı örtün"; denilseydi, bu kip kullanılacak ve Arapça metin, "Idr---- bi humürikünne" şeklinde olacaktı
ikincisi: -özellikle- üçüncü tekil ve çoğul şahıslar için kullanılan bir emir kipidir Bu ise, muzari fiilin başına emir lamı getirilerek yapılır Kur an da "Resulüm! Mümin kadınlara da söyle" mealindeki bir ifadeyle başladığından, ister istemez, emre muhatap olanlar için bu emir kipi kullanılacaktır Ve bu yüzdendir ki Kur an a bu ifadeden sonra "Başörtülerini -yakalarının üzerini kapatacak şekilde- örtsünler" mealinde olan"vel yadr----" emir kipine yer verilmiştir insan merak ediyor, hala bunu bir emir olarak görmeyenler, emir olması için nasıl bir emir üslubunu bekliyorlar?
- Hz Peygamber (asm) bu ilahî ifadeyi, bir emir olarak telakki etmiş ve bunu uygulamaya koymuştur Sahabeler, bunu bir emir olarak telakki etmişler ve öyle uygulamışlar Genel olarak on dört asır boyunca bütün islam alimleri tarafından, Kur’an’ın bu ifadesi bir emir olarak değerlendirilmiş ve bütün tefsir ve fıkıh kitaplarında bu doğrultudaki beyanlara yer verilmiştir.
Demek ki, Allah ın ve Elçisi'nin emrine, Müslümanların uygulamasına aykırı düşünenlere, değer vermemek gerekir.
Cahiliye devrinde başörtüsü vardı Ancak enselerine bağlar ve arkaya bırakırlardı Yakaları önden açılır, gerdanları ve boyunları görünürdü işte bu durumu düzeltmek için ayeti kerime, "Başörtülerini yakalarının üzerine vursunlar" buyurmuştur Bu örtünün şekli ve biçimi ise önce açık yer kalmayacak şekilde başı, boyun ve gerdanlığı örtmektir Sonra da ince ve çekici olmayan bir örtüyü kullanmaktır Mutlaka "şu ölçüde ve şöyle olmalıdır" demek doğru değildir (bk Hamdi YAZIR, Hak Dini, Nur Suresi 31 Ayetin Tefsiri)
görünen kısımları müstesna derken; istisna anlamına gelmektedir. Görünen kısımları istisna olmak üzere diyor ayet. Şimdi sen buradan yola çıkıp çarşaflılara açılın len, siz bokunu çıkartmışsınız diyor musunuz? bence hayır...
zinetlerini teşhir etmesinler; zinet sahip olunan mal mülk anlamınada gelir. Bahsettiği şey; 5'i 1 arada yahut altın bileziklerde olabilir.
ellerinin altında bulunan (köleleri): islam dininde köle var ama şimdi yok diyip köle satın almaya çalışan. 1400 yıl öncesiyle şimdiki zamanı aynı gören bir kaz kafalı mısınız? artık köle kalmadı diyip bu ayeti es geçerken, başörtüsüne bu denli takılmanın mantığı nedir?
Baş örtülerini, yakalarının üzerine (kadar) örtsünler; 600 yılındaki bir örtünme şekli o zamanlar başını örtmek namusu korumaya yetiyormuş demek ki. amma velakin;
Antalya sahilinde; üstsüz gezen bir kızın yanında, bikinili bir kıza pek bakan olmaz.
Konya ovasında; dekolteli gezen bir kızın yanında, başörtülü bir kıza pek bakan olmaz.
Mardin midyatta; başörtülü gezen bir kızın yanında, çarşaflı bir kıza pek bakan olmaz.
Çözüm yolu niye kadının kapanması? erkek bakmasın diyememiş mi yaradan? niçin namus olgusu sadece kadında da, erkekte değil?
başörtü nereyi kapatsın, çenenin oraya iğne takın vs gibi birşey denmiyor, ilerde üniversite açılacak oraya böyle girmek için diretin zaten bilimle din paraleldir ikisi aynı şey, hatta bu konuda diretin demiyor; çünkü 1400 yıl geçmiş üstünden. 2000'lerde çarşaflılar gezdiğine göre; insanlar bu cümleleri yanlış algılamış başka yerlere çekmiş demek oluyor bu...
yorumlamak için üstad olmaya gerek yok; açar okursunuz.
Hadi onu geçtim; kesin olarak kanıtlabilirliği olmayan bir olgu olan din. Ve bu inanışlardan birisi olan; islam dininin var olduğunu ispatlayacak, somut deliller gösterecek göz yok. Anca hurafe.
evet türban dinde yoktur. fakat günümüzde sanki varmış gibi gösterilip dinin bir gereğiymiş gibi lanse edilmektedir, siyasi bir simgedir, aynı zamanda çok güzel bir oy toplama aracıdır.
kuran da örtünmek vardır bunu başörtüsü,türbanla yapın diye bir ibare yoktur. ziynetlerini göstermemekten bahsedilir kuranda ve bunu ister başörtüyle yaparsın ister türbanla ister bir şapkayla. zaman içinde başörtü ortaya çıkmıştır ve kadınlar örtünmek için bunu kullanmışlardır. amaç saçı göstermemek ve bunu ne ile yaptığının bir önemi yok. politikacılarımızın prim kazanmak için sürekli vurguladığı türban konusunu burda da mesele haline getirmeye gerek yok diye düşünüyorum.
hadi diyelim türkçe'ye yanlış çevrildi. ingilizce'yede mi yanlış çevrildi? farsça'yada mı yanlış çevrildi? ulan bütün dünyada müslümanlar takıyor bu başörtüsünü. neden bahsediyorsunuz siz be. o kadar basit mi bu işler? 1500 senedir takılıyor bu örtü. kur'an 1500 senedir okunuyor neden bir arap çıkıpta "başörtüsü yokmuş" demiyor?
doğru önermedir.
türban dinde yoktur.
yani islam dini başınızı şu şekilde bağlayın, şuradan iğneleyin, bone takın falan dememiştir.
kuran'da kadının başını örtmesi ile yorumlanan tek bir ayet vardır o da nur suresi 31. ayettir.
ayetin türkçe mealine bakan bir çok kişi ''başörtüsü'' tabiri ile karşılaşır ki bu aslında teorik olarak yanlıştır.
çünkü kuran'da türban geçmediği gibi başörtüsü de geçmez.
sadece hımar kelimesi geçer.
o da ''yakalarının üstünü (kapatacak şekilde) koysunlar.'' şeklinde geçer.
gelelim hımarın ne olduğuna.
hımar genellikle çölde yaşayan inanların gerek kafalarına güneş geçmesin diye, gerekse olabilecek bir kum fırtınasında yüzünü ve gözünü kapatabileceği bir örtüdür.
bu örtü islam'dan önce de vardır.
hatta günümüzde güney doğu anadolu bölgesinde yaşayan erkekler bile buna benzer örtüler ile başlarını örtmektedirler.
kuran-ı kerim'in o dönemde ahlaki çöküntü içindeki arap halkının kadınlarına göğüslerini ve kadınlık göstergelerini teşir etmemesi için bir uyarı olarak değindiği bu konu bugünün en ateşli tartışma konularından biri olmuştur ne yazık ki.
türban kuran'da yoktur şeklinde düzeltildiğinde daha doğru olan düşüncedir. kuran'da bununla ilgili sadece "örtünün" fiili bulunur ve her kişi ya da yorumcu bunu bulunduğu mezhep ve düşünce tarzına göre yorumlar. zira türban son yüzyılda ortaya çıkmıştır, kuran'da ya da dinde olmasının da imkanı yoktur. düşünce sisteminde vardır türban ya da içi yorumlayan insanlarca kurulmuştur "örtünme" kavramının.