Deve hörgüçüne benzetilen bir örtü var.
Onunla ilgili bir hadisi şerif var.
Dileyen araştırır.
Beni şaşırtan yüce peygamberimizin o zamandan bunu görmesidir:
Şöyle buyurur:
Ateşlik iki sınıf insan ki ben onları henüz görmedim. Yanlarında sığır kuyruğu gibi kamcılar olup insanları onlarla döven topluluk ve biride bir takım kadınlar topluluğudurki bunlar giyinik, çıplaktırlar. Görenleri yoldan saptıran ve kendileri de haktan sapanlardır. Başları bir tarafa sarkan deve hörgücü gibi olacaktır. Bunlar cennete giremiyecekler, kokusu şu kadar! Şukadar! Yürüme mesafesinden alındığı halde bunlar cennetin kokusunu da bulup alamıyacaklardır. (Müslim - sahih bab: libas ve- zineh hadis nr.3971)
işi gücü olmayan insanları uğraştıkları bir fark. zira ikisi de aynı şeydir. çünkü kimin neyi ne için yaptığını ayırt edemiyorsun, edemezsin de. o zaman ikisini de aynı kabul etmekte fayda var. yok ayırt edemiyorsun diye de ikisinden de vazgeçilecek hali yok.
sorun; kanunen yasak olmamasına rağmen, üniversiteli kızların okullarına başı kapalı girememeleri. sonuçta üniversitede türban'a da, başörtüsü'ne de uygulanan kanun dışı bir uygulama var. neyin tartışması ki bu? ister ayrı olsun ister aynı olsun. sonuçta uygulanan bir kanunsuzluk var.
türban, başörtüsü, yaşmak, yemeni, tülbent, herhangi bir başı kapatan bez parçası, babaannelerimizin taktığı, annelerimizin taktığı ve genç kızlarımızın taktığı aynıdır. hiçbir farkları yoktur. farklı olsa ne fark eder hem. hadi diyelim ki bir fark bulundu ve türban yasak ama başörtüsüyle üniversiteye girebilirsiniz dendi. ne fark edecek. kafaların içindekiler değişecek mi o başına taktığı bezin bağlanma şekli değişince? bunların hepsi uydurmadır. karalamadır. başörtüsünün üniversitelere alınmaması için basit bahanelerdir.
