önce bir şeyi açıklığa kavuşturalım. bilanço da net gelirler diye bir kısım vardır ki bu şirketin yaptığı satışları ifade eder. ayrıca bir de net dönem karı kısmı vardır. bazı arkadaşlar gelir kelimisini kar olarak anlamakta haklı olsalarda gelir demek bildiğimiz manada ciro demektir.
bu önbilgiyle bakıldığında başlıktaki önerme doğrudur. yani tüpraş yarım yıllık gelirine satılmıştır. bunun normali şirketin piyasa değerinin 1 yıllık net satışlarına eşit olmasıdır ki sırf fd/ns rasyosuyla bakarsak tüpraş yarı fiyatına gitmiştir.
tüpraş'ın altı aylık gelirinin nakit 4.5 milyar dolar ettiğini iddia eden ve içimden "halamın bıyığı olsa jilet mak 3 kulllanırdı akabinde de arko traş kremi " tarzı cümleler oluşmasına sebebiyet veren başlık.
aynı cümleleri vaktiyle rahşan hanım da bahşetmişti bizlere, güney doğudaki arazilerin israillilere satıldığını basın mensuplarına şikayet ederek -ki hala sıcaklığını koruyan bir şehir efsanesidir-, sonra ne mi oldu ?
basın mensubu arakadaşlar;
-"rahşan hanım bu iddiayı neye dayanarak yapmaktasınız" deyince
"bu konularda yetkili bir bürokrattan bilgi aldım" cevabını verdi ... işin rengi sonradan ortaya çıktı, bu bilgiyi rahşan hanima veren ( ayak üstü yiyen) kişi eski tapu kadastro çalışanı yeni işçi partisi temsilcisi olan bir adamdı...tabi iddiaları destekleyecek kanıt da yoktu ortada !!!
hakkında kafamızı kurcalayan konu özelleştirmeden öte, tüpraş'ın çok ucuza satılıp satılmadığı ve türkiye aleyhine çalışan yabancı sermayederlerin eline geçip geçmeyeceğidir.
kimya mühendisleri odası bu konuda, tüpraş'ın ederinin en az 11.6 milyar dolar olduğunu ve çok ucuza satıldığını belirtmiştir.
türk telekom'u 2 yıllık karına satan, tüpraş'ı 6 aylık gelirine satan, tekel'i ederinin kat be kat altında satan, sattıktan sonra kurumlar vergisini düşüren ve neredeyse bedavaya satmış olan zihniyettir. bunun satışını eleştiren ulusalcılar ise statükoculuk yapmakla suçlanırlar. ulusalcı olmak suçtur bu zihniyete göre... bu zihniyetten her yerde mevcuttur ulusalcı başlığında da bu zihniyetten olan insanları görebilirsiniz...
telekominikasyon, madenler, petrol rafinerileri vb. statejik önemleri vardır satılamaz.
ancak ne mutlu bize ki ülkesini pazarlamakla yükümlü yöneticilerimiz var. onlar hepsini satarlar.
25 senelik, yatırım gerektiren teknoloji yenilemesi gerektiren tesisler, satılmakla devletin ileride borçlanma gerekliliği azaltılmıştır. ciro ile net karı karıştırmamak gerektir. belki de karıştırılmamıştır. sadece dikkat bir gerekliliği vurguladım.