tüm kadın müşterilerine adriana lima muamelesi yapan kuaför.
iltifatlar, güzelliğe hayran kalmalar, övgüler, tırnağa, saça, buruna, dudağa, her organa ayrı övgü... hepsi gırla efendim.
e o zaman kadın biraz ego tatmini için gidecek bu herife.
maksat fön çektirmek değil, maksat biraz egonun okşanması zannımca.
kadınlarda ruh ereksiyonunun gereğini bildiği ve mesleği icabı uygulamak zorunda olduğu için yerinde bir işletme eylemi. ulan bütün müşterisiyle arası iyi olmasa o kuaför hangi kadın gider.
mesleği gereği her kadına bakım yaptırmanın kendisine çok yakıştırdığını saçlarının bu hali daha güzel olur ya da şöyle yaparsan süper olursun ya da gelecek sefeer şöyle deneyelim diyerek bir sonraki çalışmayı garantiye alan ekmeğinin derdindeki emekçi piçtir.
candır. kuaförün ve barmenin tek işi kendi işini yapmak olmadığından, dünyanın heryerinde bu meslek grubundaki insanların ikincil görevi terapi olduğundan, olması gerekeni yapan kuafördür. föne oturursunuz, yarım saat orda boş boş oturacak haliniz yok, kuaför ilgiliyse anlatır durursunuz. çok keyiflidir. güzelleşmenizin yanı sıra bir yandan dertleşirsiniz de. tadından yenmez.
-aşkım kuaför saçlarımı çok beğendi.
-hah???
-aşkım kuafor gözlerin çok güzel dedi.
-nee???
-aşkım kuaför fiziğiminde güzel oldunu söyledi bi ajansa başvurmalıymışım.
-bidaha kuaföre gitmiyosun...
şeklinde sonuçlanacak bir muhabbettir.
daha fazla para kazanmak için pazarlama tekniklerini iyi kullanan kuafördür. bunlarda dükkan hızla büyür ve bugün kuaför zincirine dönüşür. ticari olarak başarıdır ve fakat insanlık anlamında sahtekarlıktır.
