ikinci dünya savaşı sonrası hızlandırılmış bu sistem, günümüzde hızla hayatımıza yerleştirildiğini görmemek için kör olmak gerekir.
insanlara devletçiliği ve milliyetçiliği, oluşturulan savaşlar sayesinde bir duygu haline getirelerek, insanların bu duyguyu benimseyip kölesi olması sağlandı veya sağlanıyor. amaç bireylerin direncini kırıp sisteme karşı olmalarını engellemek. bu bir paranoya değil gerçeğin ta kendisidir. adı da bir nevi modern köleliktir.
bireyler önceleri 3 gruba ayrılırlardı; zengin, orta gelir ve fakir. bu da gelecekte oluşturulacak kapitalist düzenin alt yapısıydı. şimdi sistem de kademe atlanıp orta gelirli birey yok edildi ve edilmeye devam ediyor. dilediğiniz kadar zeki ve yetenekli olun sisteme karşı durmamanız için her türlü alt yapı hazır ve duramayacaksınız zaten. bu öyle uydurulmuş illuminatinin falan işi değil devletlerin işidir. kaldı ki devleti oluşturan artık bireyler değil, zenginler oluşturuyor. kapitalizmin büyük silahı da bilinen üzere paradır.
bunları görmek için çok uzaklara bakmayın. köşe başınızda ki bakkallara bakınız. sistem gereği insanların kendi yağında kavrulma dönemi bitirilmiş olup, küçük esnafın yok olması sağlanmıştır. yani herkesin bir patronu olmalı daha da doğrusu sahibi olması hedeflendi.
kısaca özetlemek gerekirse; köy enstitüleri yok edilip, zeki ve kendi geçimini sağlayabilecek bireyler yok edilip herkes birilerine muhtaç edilmiştir. bu sistemde nasıl mı yer edinebiliriz? çok kolay, şanslı doğmak. demem odur ki, boşuna götünüzü yırtıp devletçilik, milliyetçilik oynamayın.