Kendi ile alakalı hiçbir amacı olmayan, hep başkası için yaşayan, birinden yüz bulamayınca başkasına aşık olan fakat tüm bunlara kılıf uydurabilen kızdır.
çünkü başka fonksiyonu, hayattan beklentisi yok. bunlar anadolunun bilmem hangi köyünde gerici ailelerde doğarlar sonra da bunlara küçüklükten beri aşılanan evliliktir. evlilik ütopyasıyla çok mutlu olacağını düşünürler ama hayvan muamelesi görüp kocasına gık bile diyemeden evliliğini sürdürürler. çünkü bu tipler genelde çalışıp kendini geliştirmemiş, koca eline bakıp asalak gibi yaşamaya kendini programlamış, tek derdi aşk ve evlilik olan tipler.
toplumsal hayata atılmayıp evde camış gibi de yatar bunlar. bide bunlar kapağı atınca ömür boyu bu asalakları beslemek zorundasın ha, eğer beslemezsen devlet sana nafakayı kitleyip her türlü o asalağı beslemeni sağlıyor. öyle de bir devlet anlayışımız var.
Eskiden böyle kızları yerin dibine sokar sokar çıkarırdım. Büyük konuşmamak lazımmış *
Aşk, şu dünyadaki her duygudan daha yoğun ve kuvvetlidir. Güzelken güzeldir ama aksi bir durumda insanın tüm amaçlarını, hayallerini alıp götürür. Ruh gibi gezer insan. Yaşamak yüktür omzuna. Yemek yese yiyemez. Boğazından geçmez.
Böyle bir yoğun duyguyu yaşamadıysanız bari millete bok atmayın. Bi yaşayan bilir içinde yanan kor alevleri.
Birbirimizi kandırmayalım. Yalan konuşmayalım. ikiyüzlülük yapmayalım.
Böyle bir kız yok. Olamaz da. Bir gün öyle olur iki gün öyle olur üçüncü gün kendini gratiste, mangoda hamallık yaparken bulursun. Belki de askılık bulursun, kim bilir.