tum kötü adamlari ekarte edip rehineyi kurtarma klisesi olacaktı fakat malum sebepten ötürü olmadı neyse. *
türk filmlerinin olsun, cavur filmlerinin olsun vazgeçilmez klişesidir.
kahramanımızın yavukluyusu kötü adamlar tarafından kaçırılır. inşaat olsun, uzun yıllardan beri kullanılmayan fabrika olsun ücra köşelerde bi yerlere götürülür. kahramanımız kötü adamlardan birini son anda yakalar ve konuşması için fiziksel baskı uygular ve nereye gittiklerini öğrenir. öğrendikten sonra da adamın işini oracıkta bitirir. daha sonra mekana girmeden önce kapıda bekleyen 2 salak adamın icabına bakar. daha sonra yavaş yavaş sevdiceğine yaklaşır. kızın yanında bulunan büyük patron adamın geldiğini haber alır ve öldürülmesini emreder fakat nafile.. kahramanımız bütün engelleri bir bir aşmakta ve sevgilisine adım adım yaklaşmaktadır.
son olarak; çetedeki elemanlardan sorumlu adamı uzun bir kapışmanın ardından biraz da yara alarak ekarte eder ve büyük patronla yüzleşir. büyük patron kızın boğazına bıçağı dayar ve kaçmak için çırpınır. o sırada kız, sevgilisini görmenin verdiği gazla büyük patronun hayalarına "ulan bu saate kadar neden yapmadın" dedirten muhteşem vuruşu sergiler. ve büyük patron yerle bir olur o sırada polis ve ambulansın siren sesleri eşliğinde kız ve oğlan sevişirken görüntüye gelir. işte böyle garip bir klişedir. illa ki siren sesi olacak yoksa sevişemez manyaklar...
insanı heyecanın doruklarına ulaştıran klişedir. ekran başında ya da oyun oynarken ne olacak kurtulacak mı diye meraktan ölüp ölüp dirilirsiniz. film bitince bir rahatlık gelir ne diye kendime dert ediniyorum ki diye hayıflanırsınız ama biten bitmiştir zaten.
rusların kazma ötesi anti-terörist birlikleri olan alpha group bu film klişesini 2002'deki moskova tiyatro baskını ve 1 eylül 2004'teki kuzey osetya okul baskınında denemiştir akabinde bu macerasever amcalar sağolsun ilkinde çoğunluğu masum rehinelerden oluşan en az 170 kişi, ikincisinde ise büyük bölümü çoluk çocuk olan 350 civarı kişi ölmüştür.
kullanacağınız ak-101'e sıçayım dedirtir.