iktisat biliminin asıl nedeni olan durumdur. efendim iktisat neydi hatırlayalım kısaca. sınırsız insan ihtiyaçlarının kıt kaynaklardan karşılanması ve bununla ilgili eylemler bütünü... diye devam eder giderdi böyle.
şimdı irdeleyerek açıklayalım. sınırsız ihtiyaçların kıt kaynaklarla karşılanması demek; tüketimin üretimin içine sığdırlıması demektir. yani tüketimi üretimden az tutmaktır.
tüketim her zaman üretimden fazla olduğu için kaynaklar kıt kabul edilir. eğer tüketim=üretim olsaydı hiç bir kıtlıktan bahsedilemezdi. o zaman kıt kaynaklara değil kaynakların geri dönüşümüne vurgu yapılırdı.
bunun sebebi üretim olmamasından çok tüketim çılgınlığıdır. kapitalin ''tüket tükettikçe varsın tüketemezsen ölürsün, tüketemezsen sana gerek yok!'' mottosu ile sadece tüketime yönlendirilen bireyin karşılığında doğaya hiç bir + etkisi olmama durumudur.
daha fazla üretimle çözüme kavuşturulabilecek bir sorundur ama türkiye'nin birçok sorunu vardır bu noktada. ihtiyaçlardan önce bir zihniyet dönüşümü gereklidir. özel sektör şu anda türkiye'de tekel olmuş durumdadır, bir bu sorun. pazarı bu tekelciler belirliyor, piyasayı onlar belirliyor, paraya hükmediyorlar. bugün vatandaşa sorsanız vergiyi kim veriyor diye, fakir halk veriyor cevabını alırsınız. zenginden devlet vergi alamıyor, burada bir hukuk ihlali var, adalet dötümüze giriyor ve toplum bu noktada daha ilk etapta çaresiz bırakılıyor. adaletin olmadığı yerde kalkınma olmaz. imf ekonomimizin dizginlerini hala elinde tutuyor ve oradan gelecek takdirler bizim için çok önemli. bu dışa bağımlılık. yasal tefecilik almış başını gitmiş ve bu hukuki bir zemine oturtulmuş bankacılık sektörü eliyle. aman bankalarımız batmasın, kriz bizi teğet geçsin denilerek sıradan vatandaş ezilmiştir. ölçü ve tartıda, malın değeri noktasında, paranın dolaşımı ve yönetimi noktasında ortaya bir sistem koyamamışız. haliyle üretim ve tüketim arasındaki uçurum da bunlardan etkileniyor. biz üretilen mal ile tüketici arasında sağlam bir ağ kurabilirsek ihtiyaçlar daha kolay karşılanabilir ve insanlar sağlıklı beslenir. tarla çıkışı 30 kuruş olan bir marul bir süpermarkette 2 tl'ye satılıyorsa sağlıklı bir üretim tüketim ilişkisinden söz edemeyiz. ayrıca bunların hepsinden daha önemli bir sorun var, soygunun püf noktası (bkz: faiz)