bugün

Hava savunma sistemini, uçak üretim ve yazılımını, tank motoru üretmeyi Vestel telefon ve televizyonları ile bir tutmazsınız umarım.

Bunlar zaman ve teknoloji ile bilgi birikimi gerektiren konulardır.
Ha deyince yapabileceğin şeyler değildir.

Ki bu tecrübeye sahip ülkeler bile yeni nesil bir ürünü ancak 10-15 senede tam anlamıyla seri üretime alabiliyorlar.
Dışa bağımlı olmamızın esas nedenlerinden biri.
bende de tam tersi olan çılgınlık. aldığım bir nesneden maksimum performansı ve ömrü alana kadar kullanmak. bu da benim çılgınlığım. ben bu tüketim çılgınlığını 2010 yılında bıraktım. bıraktım bıraktım da bana pinti diyenler oldu. ulan bir jeani 3 yıl giymenin nesi pintilik? veya bir telefonu 4-5 yıl kullanmanın?

çok da s*kimde. tam şu anda giydiğim gömlek 4-5 yıllık, ayakkabım 2 yıllık. telefonum 2015 model.

edit: en yeni jeanimi 2 ay önce almışım. ondan bir öncekini 7 sene önce almışım.
Dolabım dolup taşıyor giymediklerimi sürekli atıyorum hala yer yok. Belki 10 tane siyah tişört, 4-5 siyah tayt, 10’a yakın ceketim var hala almaya devam ediyorum böyle olduğumun farkında değildim. 2 adet aynı boyda, aynı renkte biri bisiklet yaka diğeri fermuarlı elbisem var geçen gün aynı boyda ve aynı renkte v yaka elbise sipariş ettim ne aptalca değil mi? iptal ettim daha sonra. Onlarca aksesuar ve takmadığım saatlerle dolu ev. bir sürü kazağım ve sewatshirtüm var ama ben hala beyaz bir sweatshirt istiyorum çünkü kazayağı ceketimle çok güzel gider. Cidden aptalca. Her sene mont ve bot alırım ihtiyacım olmamasına rağmen. Bu sene gri kaban almayı planlıyorum oysa evde 1 kazayağı, 1 krem rengi kaban ve bir siyah montum var. Bir tane botum var ne gerek var ikiye üçe veya dörde. 6 spor ayakkabım var ama ben hala bir tane daha ihtiyacım olduğunu düşünüyorum. 8-9 çantam var ama hala almak istiyorum.

Evden taşınırken ve eve yerleşirken eşyaların çokluğu ve gereksizliği yeni farkettirdi bu tipten biri olduğumu. Arkadaşım söylerdi ama yanıldığını düşünmüştüm. insan bir şeylerin yavaş yavaş farkına varıyor ben de bu durumu eleştirmeme rağmen aynı durumun içinde olduğumu yeni farkettim. Hiçbir değeri ve yararı olmayan akılsızca aynı zamanda da bilinçsizce yapılan alışveriş.
dışarda tantuni yemeyi ozlemek gibi yiyip tuketememekkkk.
insanoğlunun başına ne geliyorsa hep bundandır. Sebebi kendinde ara başka bir yerde değil.
Bizim Türklere ve Amerikalı vatandaşlara özel çılgınlık.

Bizde sosyal medyada olay yayılır
Millet koşa koşa makarna alır

Yada adam asgarî ücretli indirimi iPhone plus bilmem ne bulur
Gider kredi kartı ile onu alır..

Bu tüketim böyle bir şey işte
illa o ürünü sana aldıracak

Ulan işsiz güçsüz üniversite öğrencilerine bakıyorum cebindeki tel en az 3000 liralık
Yada bütün gün evde müge anlı izleyen başı boş kadın cebinde iPhone plus x bilmem ne ile dolaşıyor.

Bazen diyorum kendi kendime acaba biri benden habersiz sokakta para mı dağıtıyor..
Elime 50 tl geçti mi bitirmeden duramıyorum.
Bir kısmını kişisel bakım ürünlerine harcadıysam artanına reçel alayım da kahvaltıda süreyim en basitinden.
dünya yetmez bize.
Yeniliği teşvik eden ancak insan ruhunu sömüren durum.
Bugün bizim evin tadilatı vardı.55-60 yaşlarında ki yevmiyeli çalışan usta 8.kata rahat bir 10 defa götünden soluya soluya moloz indirip çıkarken de kum,çimento taşımıştır.
Muhabbet arasında 4 bin liraya iphone 8 aldığını öğrenmemle içimden "bir vay aq salağı" çekmem bir oldu.
"Dayı neden daha ucuza bir telefon almadın" dedim. En iyisi o ama" dedi.
beni son yillarda hayli rahatsiz eden sey.
hani zamaninda henry ford amcamiz millet esek gibi calisiyor, para harcayacak zamani olmuyor e o zaman ne yapalim calisma saatlerini azaltalim, millet güzel güzel tüketsin, ekonomi carki dönsün demisti ya Korkarim ki bu iste bence ibreyi kacirdik. gerektigi kadar tüketen cok az insan görüyorum ben.
milletin guzellik ve lüks takintisi ile birlikte daha bir desinlerci olmaya basladi toplum, bunlar hep statüyü yükselme cabalari. sirf güzel görünsün diye zara´dan kumasi dandik modeli guzel kiyafetle ederi etmeyecek paralar vermek(kadin kisminin büyük cogunlugu kumasa bakmaz, modeline bakar), gratis´in kampanyalari sonucu orda igne atsan yere dusmemesi ve genc kizlarimizin boya badana yaptiklarini farketmeden güzel olduklarini düsünmesi. misal sadece babasi calisan ve isci olan arkadasimin iphone 8 istemesi de neyin nesi?
bilemiyorum, ben insanlarin dogal ve tutumlu olmasini özledim. sanirim bu cagin adami degilim.
maalesef tüm dünyayı sarmış vaziyettedir. geçenlerde bir avm'ye gittim -büyükçeydi- oysa avmlere gitmeyeli epey zaman olmuştu. kitap mağazaları ağzına kadar doluydu. ilk önce kendime sordum: "insanlarımız bu kadar okusa bu halde olur muyduk?" sonra düşündüm. insanlar kitabı okumak için değil, satın almış olmak için ve göstermek için alıyor! işte bu çılgınlıktı. sonra aradığımız kitaplar stoklarda kalmıyor...
kıyafetler de öyle maalesef. bir kişinin 30 gömleği, 20 ayakkabısı olmamalı efendim. insanlar giymese bile alıyor. indirimde mi? al al, giyilir belki. oysa giyilmiyor... sadece topluma alışmış insanlar paralarını akıtıyor.
Parçası olmaktan kaçınamadığımız utanç verici şartlanma.

Dünden beri ortalığı toplamaya çalışıyorum. Bir türlü bitmiyor.
Bir sürü gereksiz, paketinden bile çıkartılmadan saklanmakta olan şey Hayatımı kalabalıklaştırmaktan başka işe yaramıyor.
Ekonomik Durum belirsiz olduğundan zamanında Stok yapayım diye almışım ya da hediye verilmiş.
Kozmetiklerin Son kullanma Tarihi geçmiş. Giysilerin Modası geçmiş. Oyuncakların Pilleri akmış. Çantaların derisi kuruyup çatlamış. Elektronik aletlerin teknolojileri geri kalmış.
Atsan atılmaz. Satsan satılmaz. Kimisinin hatırası var dersin. Bazısına esek yüküyle para vermişsindir. işe yarar gibi olanlar bir gün lazım olur da bulamazsan üzer.
Modern insanın çıkmazı.
Ciddi bir psikiyatrik bozukluk olmasına rağmen kapitalizmin yetiştirdiği doktorlar kapitalizmin bu en önemli parçasına karşı çalışmalarını beklemek hayalperestlik olur.
Kapitalizmin mucizevi oyuncağı iphone un yarattığı muhteşem etki. Zira sosyalizmin beşiği rusyada ruslar bile apple köpeği olmuş durumda
Sıkıysa dur: çekirdek.
çağın hastalığıdır.ye babam ye hiç düşünme nerden gelir.
kapitalizmin göbek attığı çılgınlıktır. her çılgının cebine koyar.
eşittir noel ve nail baba. para tuzağı.
Gelişmemiş toplumlarda sık görülendir. (Gelişmemiş ülke demiyorum)
bence, bugün ulaştığı boyut, kapitalizmin inovasyona dayalı güçlenmesinden dolayı değil tamamen sosyolojik nedenlerledir.

herkes hemfikir sanırım, iletişim çağı dedikleri çağda iletişimsizlik hat safhada. yalnızlıklar içinde kıvranan, iki kelam etmeye muhtaç insanoğlunun başvurduğu binlerce site, uygulama, program türedi. Anında intibaya dayalı iletişime geçebilecek insan arayanların uğradığı yerler. Tanımadan, huy bilmeden, kültür seviyesi gözetmeden yani tamamen hazoid*, tüketmek üstüne kurulu bir sistem. peki bu iş internete kadar neden düştü ? neden bunca site yayıldı ve milyonlarca kullanıcı sayısına ulaştı ? çünkü insanlar günlük hayatlarında çok fazla yer değiştirmeye başladılar ve kimsenin kimseyi uzun uzadıya tanıma imkanı kalmadı. bugün gördüğü insanı 3 hafta görememeye başladı, sürekli yeni insanlarla tokalaşmak, çalıştığı iş arkadaşını sürekli değiştirmek zorunda kaldı. Rüzgar nereye eserse oraya gitmek zorundaydı çünkü. 2000li yılların başında uzun yıllar sonunda edinilen prestijle kazanılan saygının hürmetin yerini narsizme dayalı anlık intiba aldı. ilk görüş dedikleri şey her şey oldu, zaman ve derman yoktu ve ele geçen kullanılmak zorundaydı. böyle düşünmeye başladı insanlar. okulda, dernekte, kulüpte, iş yerinde, sokakta, pazarda birbiriyle tanışma imkanı kalmayan insanlar çıkış yolunu nesnelere karakter atfetmekte buldular. Her metanın yansıttığı bir tarzın var olduğu algısı yaratıldı. ilk intibalar ve hitap edilecek kitle, bu karakter yüklenen metaların edinilmesiyle belirlenecekti. iletişime geçilme imkanı bulunduğunda dünya görüşü dahil her şey, karakter eğilimi, estetik beğeni, müzik kültürü, edebi kültür, dini eğilim her şeyi ama her şeyi eksiksiz yansıtacak metaların tamamı edinilmeli ve şans artırılmalıydı. eşyalar adeta bir tavsiye mektubu niteliğinde görülmeye başlandı ve bu algı oturdukça da eski kafaların yani prestij yanlılarının, yorulanların, sevgi ve aşkı uğruna çile çekmeyi göze almışların şansı giderek azalmaya başladı. çünkü artık onlar için yorulacak, yorulmayı göze alacak, emek verecek insan sayısı giderek azalmaya başladı. bu noktada kurulan kapan, iki neslin geçiş formuna denk gelmiş insanları bile içine çekmeye başladı ve yok etmesi yakındır.

inovasyon da işte bu aldanan ve kendini artık içinden çekip çıkaramayacağı sisteme teslim edenlerin artmasıyla başladı. sonuçta çeşit arttı, çeşidin artması demek tüketicisi için daha çok ayrıntı ve kısa zamanda daha net algılanmak anlamına geldi. ve bugün gelinen noktada üzgünüm ki bu iş önü alınamayacak boyutlara ulaştı.

konu çok çapraşık benden bu kadar...
gerzek toplumlarda geçerli olan çılgınlık.sonu hem ülkeyi çıkmaza sürükler hem de toplumdaki fertleri.köleliğe gönüllü geçişin baş aktörlerindendir.
kredi kartları, krediler kolaylıklar insanlara yeniyi kullandırma yeniye yönlendirme çalışmalarıyla insanlar tamamen borç batağını in içine çekilmesi durumu.
işin özü noktasında kastedilen ihtiyacı karşılayanın değil, en yeni çıkanın, en ekzentrik özelliklisinin, en gösterişlisinin tercihidir.

telefonlardan örnek veriyim.
yanlış anlamayın, almayın demiyorum alın. ama sürekli en yenisini, en özelliklisini alacağım diye kendinizi kasıpta bütçenizi zorlamayın. siz bütçenizi yabancı kaynaklı tüketici elektroniğiyle her zorladığınızda, T.C.D. 'de kendi bütçesini aynı oranda zorlamakta. seviyorsanız ,özellikli ve en yeni uygulamaları çalıştıran telefon istiyorsanız, bunları çalıştıran telefon alın, marka olup olmamasına daha az özen gösterin.

--spoiler--
zihniyetini değiştirmeyi başarmış birisi olarak kendimden örnek veriyim
ben parası olupta ne gerek var bu da işimi görüyor tarzı düşünen insanlardan değilim, birisi türkiye'de birisi bulunduğum ülkede olmak üzere iki adet spor arabam var ama ben kullanıyorum, hobim bu benim. bu hobimi bırakıyorum önümüzdeki ay dolayısıyla bu arabalar benim gereksinimlerimin fazlası olacak. anlatılmak istenen olay nedir? olay şu ki kardeşim ben bu arabayı satmayıp hava atmak için kullanabilirim, ama gelecek ay arabamı satıp küçük motorlu, işimi gören ve gösterişsiz bir araba alacağım. neden? çünkü bu daha fazla benzin, daha fazla co2, daha fazla israf, egomu daha fazla tatmin, hatta birilerinin egolarını tatmin için yaptığıma özenmesi demek ki bu hiç güzel bir örnek değil.
--spoiler--
para çokomel eğrisinin bütünüyle sağa doğru kaymasından kaynaklanmaktadır.