Şuurun ve bilincin yerini, gösteriş ve tatminsizlik aldığında oluşan toplumdur.
Tükettikçe acıkır, acıktıkça hunharca tüketirler.
Tüketirler de, huzur bulurlar mı, peki ya mutlu olurlar mı?
Kocaman bir hayır!
Zira Özü, anlamı ve derinliği unutan zihnin mutlu olması mümkün değildir!
ideolojilerin de artık sadece kişilerin marka çalışması olduğunu, onların da tüketim toplumunun parçası olmanın ötesinde bir değere sahip olmadığını söyleyen kitap.
kapitalizmin körüklenmesi halidir. insanların çoğu, hatta büyük kurumlar, özellikle, varlığını, aşırı tüketime borçludur. aşırı tüketimi de insanlarlar var ediyor zaten, belkide sen belkide ben belkide sen ben o biz siz onlar.
en iyi örneklerden biri artık türkiye'dir. hatta daha da iyi bir örnek bizim köydür.
geçen sene köye gittim. köy dediğime bakmayın, aslen merkezdenim ama merkeze bağlı köylerden birinden bahsedeceğim size.
komşular, akrabalar, tanıdıklar sağolsunlar iyi karşıladılar. ne de olsa büyükşehirden misafiriz biz. senede bir kere gelen adamlarız. neyse, bir gün çarşı geziliyor bir gün pazar. bir gece pancar tarlasında mangal, bir gece bahçede sohbet. derken bir gün "haydi filanca köyde yemek yemeye". bize uyar!
köye gittik ama köyün hiçbir yerinde cep telefonu çekmiyor. dolaştığım heryerde şahsen kontrol ediyorum, yok, yok, yok! yemekten önce oturduk köy kahvesine ve başladı hasbihal.
laf, biraz da benim sayemde döndü dolaştı telefon meselesine geldi. dedim ki "dayılar telefon çekmiyor mu bu köyde", "he öyledir yeğenim, çekmez" diyen herkes elini attı cebe, çıkardı birer tane kameralı telefon. benim yüzümün halini siz düşünün artık.
ulan madem çekmiyor o telefonlar ne? madem telefon aldın o kameralar ne? sen yönetmen misin? senin o telefonu alman için bir römork pancar satman lazım.
diyeceğim o ki, tüketim toplumu olmuşuz da kendimizi tüketmeye başlamışız haberimiz yok!
"Bize yeni moda blue jean'i, şu saati veya bu arabayı almakla elde edeceğimiz vaad edilen mutluluk, az sonra yeni bir ürün tarafından yok edilmekte ve o ancak yeni ürünü almakla yeniden mutlu olacağımız söylenmektedir. Tüketim toplumu, arzuları uyandırma, tatmin etme ve sonra yeniden uyandırmadan oluşan sonuçsuz bir süreci izler. Nihai huzura giden bir çabadan ziyade, bir tür bağımlılıktır."