para adı verilen suni "değerlerin" el değiştirmesi ile yapılan ve genel olarak karşılığında sınırlı doğal kaynakların ya da emeğin "satın alındığı" harcama şekli. büyük bir yabancılaşma* içerisinde salt olarak gerçek-dışı satın alımlar da bu sürece* dahildir ve olayın asıl korkutucu boyutunu meydana getir.
hiçbir şey için hiçbir şey ya da her şey için hiçbir şey.
(bkz: kıyamet alametleri)
tüketim bir görüngüdür ha bak buraya yazıyorum . tüketim olmasaydı tuvalet de olmazdı. tuvalet metaforunu belki çok kullanıyorum evet . ama hiç birisi de çıkıp sormadı niye diye?
el cevap: tüketimin dibine vurdum da ondan be . tükettiğimin somutlaşmasıdır. evet sadece yiyecekleri anlıyorum . eleştir bakalım beni.
tüketim demek bir anlamda şu demektir:
" bedenimi alabilirsin tabi ruhumu da".
e o halde tekrar döngünün diyalektiğine gidiyoruz demektir,
buyrun: (bkz: üretim)
insanı mutlu eder.
para harcamak olsun, kıyafet, ayakkabı, gömlek, araba vb gibi bir şeyler almak olsun veyahut da duygular olsun, beğenmek gibi, hoşlanmak gibi, itiraf etmek gibi.
insan tükettikçe var oluyor ama keşke duyguları da para gibi hızlı tüketmeseydik.
Malların, isteklerin karşılanmasında doğrudan doğruya kullanılmasına tüketim (consumption) denir. Bu tanımdan da anlaşılacağı gibi; tüketim, ekmek, gömlek ve buzdolabı gibi istekleri doğrudan doğruya karşılayan tüketim mallarına yönelik bir kavramdır. Diğer taraftan kömür, elektrik, su gibi bazı ara mallar, hem kişiler tarafından istekleri doğrudan doğruya karşılamak amacıyla, hem de üreticiler tarafından istekleri dolaylı biçimde karşılamak amacıyla kullanılırlar. Örneğin; elektrik, hem evlerde aydınlatma amacıyla hem de fırında ekmek üretiminde kullanılır. Tüketim kavramı, ara mallarının kişiler tarafından, isteklerin doğrudan doğruya karşılanması amacıyla kullanılmasını da kapsar. Tüm toplumlardaki iktisadi faaliyetlerin amacı, tüketimi ve böylece refah düzeyini zaman içinde istikrarlı bir biçimde arttırmaktır. Ancak bu ilk bakışta göründüğü kadar kolay bir iş değildir. Zira gelecekteki üretimin ve buna bağlı olarak tüketimin arttırılması, yatırım yapılmasını (yeni fabrikaların kurulmasını) ve dolayısıyla da bugünkü üretimin bir kısmının hemen tüketilmeyip tasarruf edilerek yatırıma (fabrikaya) dönüştürülmesini gerektirir. Bu yüzden de gelecekteki tüketimi artırmanın yolu, bugün daha az tüketmekten (bugün daha fazla tasarruf-yatırım yapmaktan) geçer. Bu husus kısaca tüketim-birikim değiş-tokuşu (consumption-accumulation trade off) diye nitelendirilir.