zengin hastalığı.
son dönemde sıradan bir çalışanın bir kaç yılda kazanacağı parayı bir bölümde kazananların yakalandığı "hastalık". charles barkley'in bir sözü vardır muhabir sorar "charles stres yaşıyor musunuz" barkley'i ise "stres'i evini geçindirmek için asgari ücretle çalışan kişi yaşar" der. dürüst olun lan.
çok para kazananınca yakalanılmayacağı sanılan hastalık. bu işler parayla değil sırayla arkadaşım. hem ne demişler, parayla sendromun kimde olduğu bilinmez.
sanırım bende de var amına koyayım. adını koymadığım bir bok vardı ama...meryem sendroma yakalanınca adını da öğrenmiş olduk.
askerlik mesleğindeki kişilerin sürekli olarak monotonlaşan bürokrasiyle çevrelenmiş iş ve toplumsal yaşamlarından dolayı muzdarip olduğunu düşündüğüm haleti ruhiye. askerlikteki intihar vakalarının artmasını en genel sebebi bu olabilir.
Muhteşem Yüzyıl'ın hürrem sultanı meryem uzerli hanımefendinin yoğun iş temposu nedeniyle yakalandığı rahatsızlık.
bölüm başına anasının nikahı kadar para kazanan,yediği önünde yemediği arkasında olan bu arkadaşın böyle bir sendromla karşı karşıya kalması, yıllardır içersinde bulunduğum yarrağı yemişlik sendromununun etkisini azaltıyor. bak diyorum neler var dünyada otur oturduğun yerde bok yema!
Kişinin sürekli aynı işlerle uğraşması sonucu işinden sıkılma, kronik yorgunluk, duyarsızlaşma, kişisel başarıda düşme gibi faktörlerin kişide görülmesidir. En çok görüldüğü sektör sağlık sektörüdür. Bunun nedeni, çalışanların zor şartlarda işlerini yürütmeye çalışmaları ve hastalarla yüz yüze gelmeleri olarak tanımlanabilir. http://www.saglikpersonel...sendromu-makalesi-19.html
saatlere bağlı hayatlar, kendini ispat çabası, sürekli taltif edilme isteği, 'yaptıklarım görülsün' duygusu, her şeye yetişme arzusu, kapasitesinin üzerinde iş-görev yüklenme, yüksek beklentiler ve kendisine dikte edilen başarı duygusunu bulamama, zamanla insana tükenmişlik hissi verir. buna tükenmişlik sendromu denir.
çocuk yaştan itibaren yarış atı gibi hazırlanılan sınavlar gün gelip bitecek ve hayal edilen mesleğe adım atıldığından rahata kavuşulacak sanıyoruz. ancak günümüzün çalışma şartları ne yazık ki bir parça dahi olsun rahatlamaya izin vermediği gibi sürekli daha fazla efor sarf etmemizi istiyor. uzun mesai saatleri, iş yerine ulaşmak için trafikte geçirilen bitmek bilmeyen saatler, çekişmeli geçen yıl sonu performans değerlendirmeleri, giderek artan yüksek başarı ihtiyacı ve aynı iş için çok sayıda potansiyel çalışanın var olması günümüz çalışma şartlarının zorluklarının ne yazık ki sadece bir bölümü. hal böyle olunca çağımızın salgın tükenmişlik, sinsi bir şekilde birçok insanın hayatını etkisi altına alıyor.
ilk olarak 1974 yılında klinik psikolog herbert freudenberg tarafından tanımlanmıştır.
işinde mesleki tatmine ulaşamayıp, giderek işe gelme konusunda isteksizlik ve ayakların geri geri gitmesi, motivasyon azalması, sabahları uyanamama, herşeyden vazgeçme şeklinde kendini gösteren, her türlü meslek gruplarında gözlenebilse de genellikle idealizmin ağır bastığı sağlık personeli arasında yaygın olan, bitmek, bezmek, tükenmekle karakterize psikiyatrik bir bozukluk olup bir diğer adı burnout sendrom dur.