an itibari ile tüm bünyeyi saran histir. şükür akşam oldu inzivaya çekilebildik. yarına yeni bir gün sabahtan akşama kadar kademe kademe artan yeni bir tükenme hissi arkasından mesai bitimi ile gelen yenilenme ve özgür olmanın vereceği rahatlama hissi.
hayat tüm bu tükenmişliklere rağmen güzel sanki be.
bütün her şeyini harcayarak değildir aslında tükenmek. harcamayarak tükenmek var ya. o işte illet olanı, kötü olanı. ya da kendini tüketmektir bu bilemedim. ama bildiğim bir şey var. bile bile kendi hayatınıza zarar vermek kadar kötü bir şey yok. çevreden gelen olumsuz etmenler hani bizi üzer ya bazen. hiç değilmiş. asıl insan kendi kendini üzmesin, mahfetmesin, izin vermesin ki, ondan sonra kendini koruyabilsin.
maddi şeyler tükenir kimi zaman.
paranız tükenir. birikimleriniz, kaleminizin mürekkepi, diş macununuz tükenir.
bazen de manevi şeylerdir tükenen.
sabrınız tükenir örneğin. hevesiniz, beklentileriniz, umudunuz, sevginiz tükenir.
tüketmek kolaydır, tükenmiş olmaya katlanmak bir o kadar zor.
lakin tüketir insan, hayat tüketir.
şartlar el verirse, maddi şeyler edinilebilir yeniden, konur eski yerine.
ama yoktur bir yedeği tükenmiş umudun örneğin.
hayat bazen yerine konamayacak bu gibi şeyler tükendiğinde, siz farkına varamasanız da, bir çırpıda bitiverir.
var olanların yitirilmesi, ellerinin arasından kayıp gitmesidir. bitkinliğin her hücrene yayılması, parmak uçlarının hissizleşmesidir tükenmek..bitmektir..
maddi olarak bir miktar etkilesede aslında en çok insanın lafını anlatamamasından, anlatsada takanın olmamasından, sözünün geçmemesidir insanı tüketen.
kurt sürüsünde tüm kurtların dişi varken sizin dişleriniz kırıkmış hissi gibidir.
hesap soran değil genelde hesap sorulan insanlardır...
insanın; hayatın zorluklarına karşı , bütün duygu birikimlerini kullanarak, sonuçsuz kalma durumu.
tabii bu söylediğim tam manasıyla bir tükenme. ama insan, kendini bildiğini ve yeterince mücadele ettiği kanısına vararak tükendiğini sanıyor, lakin bu düşünce teslim olma, kendini bırakma bence.