esas olarak ölçüm ve istatislik için varlar.
ama yaptıkları hatalı ölçüm ile bu topluma çok büyük zararlar veriyorlar.
nasıl mı ? biraz açıklamaya çalışayım.
ekonomi öyle bir halde ki ; fiyat artışları almış başını gitmiş,
bunlara yetişmek mümkün değil.
paranın satınalma gücü çok zayıflamış durumda.
insanlar kira vermekte, geçinmekte, ihtiyaçlarını gidermekte,
hayallerinin peşinde koşmakta, bişeyler almakta çok zorlanıyorlar....
bugün hal öyle bir duruma gelmiş ki ; mahalle arasındaki camii wc 'si
kullanım olarak 3 TL istiyor sizden...
insanlar bu hayat pahalılığına karşı bir nebze gelirlerini korumak istediklerinde
maaş artışı için referans alınan enflasyon ölçümü onların yaralarına derman olmuyor.
artık kira - yemek - giyim- sağlık -eğitim vs. bir çok şey çok pahalı.
yanlık ölçülen oran ile zam alan insanlar , ekonomik sıkışmışlığın içinde psikolojik sorunlar yaşıyorlar.
adam evini geçindiremiyor, arabası var kullanmaya ekonomisi yetmiyor.
evin temel ihtiyaçlarını karşılamakta zorlanıyor.
yetemediği yerde psikolojik sorunlar yaşıyor.
evde hanımına ,çocuğuna istekleklerini veremediği durumda mutsuz ve huzursuz oluyor ve hatta öfke kontrolünü kaybederek etrafıyla problemler yaşıyor.
hepimizin dikkatini çekiyordur, artık şiddet apartmanda, mahallede,
sokakta, trafikte ve her yerde. insanlar bu sıkışmışlık arasında patlamalar yaşıyor.
bu patlamalar sosyal hayatı etkiliyor.
insanlar sinir küpü...
bu ve benzeri bir çok resmin oluşmasına neden oluyor yanlış enflasyon rakamları.
salt rakam olarak bakmayın.
bu rakamlar toplumun huzuru mutluluğu demek aslında
rakamlar yanlış olunca , toplumun beslendiği tüm damarlar zarar görüyor.
bizim yaşadığım süreç tam olarak bu...
etrafınıza bakın aslında bu ekonomik sıkışmışlığın dışa vurumu....
çok uzun örneklerle yazabilir açıklayabilirim ama yazı uzun olunca okunmuyor
bundan dolayı özetlemek istedim.
TÜiK ölüm istatistiklerini açıkladı. 2019 yılında 435 bin kişi ölürken, pandeminin etkili olduğu 2020 yılında 507 bin 938 ve 2021 yılında 565 bin594 kişi hayatını kaybetti.
muhtemelen enflasyon oranlarını verirken hazırlanan dönemde en az kullanılan ürünleri baz alıyorlar son dönemde. yoksa çarşı pazar gezen insanın kabul edebileceği oranlar değil bunlar.
Türkiye istatistik Kurumu, Türkiye'de doğuşta beklenen yaşam süresinin 78,3'den, 77,7 yıla gerilediğini açıkladı. Yeni doğmuş bireyin mevcut ölümlülük risklerine maruz kalması durumunda yaşaması beklenen ortalama yıl sayısı olarak hesaplanan "Doğuşta beklenen yaşam süresi" 2018-2020 yılları arasında 78,3 iken, 2019-2021 yılları arasında 77,7 olarak belirlendi.
benim bildiğim gerçi-okuduğum kadarı ile çalışanların %80'i namazında niyazında orucunda mütedeyyin ve muhafazakar insanlar, içlerinde milliyetçi olanlarda epey fazla.
mazbut yalanı dolanı sevmeyen müminler. allah başımızdan eksik etmesin.
yalnız içlerine üç-beş solcu5-6 cehape'li sızmış, enflasyon oranlarını da onlar belirliyor, yalan dolan işleri.
bu solcu-chp'li tayfa temizlensin tuik'ten enflasyon oranları tam olacak, emekliye, memura, işçiye hakkı verilecek.
2028'i bekleyelim şükür ederek, rahata ereceğiz.
--spoiler--
Süt ve et ürünlerinde üretimin azalması fiyatların tırmansına neden oluyor. Bu durum gıda enflasyonunu tetikliyor. Üretimdeki azalış ilerleyen dönemlerde fiyatların artmasına neden olacak.
Verilere göre, ocak-temmuz döneminde bir önceki yılın aynı dönemine göre tavuk yumurtası üretimi yüzde 4,2 artarken; tavuk eti üretimi yüzde 4,3, kesilen tavuk sayısı yüzde 7,5 ve hindi eti üretimi yüzde 8,7 azaldı.
Temmuz ayında bir önceki yılın aynı ayına göre tavuk yumurtası üretimi yüzde 7,4, tavuk eti üretimi yüzde 3,3 ve kesilen tavuk sayısı yüzde 1,1 artarken; hindi eti üretimi yüzde 11,4 azaldı.
--spoiler--
