Kitap, yali isminde bir yeni Gine yerlisinin çok basit bir sorusunun cevabıdır esasen. Soru basittir fakat cevabı basit değildir. Yazar yaklaşık 600 sayfa boyunca bu basit soruya gerek bilimsel gerek çıkarımsal cevaplar bulmaya çalışır. Genel olarak 13000 yıllık insanlık ve güç tarihi önünüze serilir. Yali’nin basit sorusu şudur: neden siz beyazların bu kadar çok eşyası var ve biz siyahların kendi eşyası neden bu kadar az?
Uzun zamandır baskısı yoktu. Pegasus yayınları Türkiye'ye özel önsözle baskı yapmış. kitap yurdunda 48,99 TL olarak satılıyor. Takipçilerine duyurulur. https://galeri.uludagsozluk.com/r/1743447/+
gavuristanda guns germs and steel adıyla geçen, jared diamond kitabı. kitap çok basit ve bir o kadar da ilgi çekici olan "neden avrupalılar amerika'yı keşfetti de amerikalılar avrupa'yı keşfetmedi?" sorusuyla başlar ve bu sorunu ta kökünden itibaren anlatmaya başlar.
guns, yani silahlar yani siyasi çekişmeler insan beynini olabildiğince kurnaz ypmıştır. yiyecek üretiminin sistemleşmesi ve bu sistemlerin de iyice gelişerek karışık* hale gelmesi iktidarları doğurur. iktidar da -hepimizin bildiği gibi- bağımlılık yaratan bir hastalıktır. bir kişi ya da grup iktidarı bir kere eline geçirince bırakmak istemeyecektir; statükoculuk denen nane... yakın coğrafyalarda oluşmuş, yiyecek üreten insan toplulukları arasında çeşit çeşit sebeplerden iktidar çekişmesi yaşanmaya başlaması da insanın siyaset yeteneğini geliştirecek, yönetici sınıfa farklı bir bakış açısı kazandıracaktır. kitapta bu durum için verilen örnek hem çok hüzünlü hem de biraz komik. ispanyollar amerika kıtasına ulaştıklarında orada büyük bir imparatorlukla karşılaşırlar. atahualpa'ın hükmettiği inka imparatorluğu, tarihinde pek siyasi çekişme yaşamamış, dolayısıyla diplomasi ve siyaset isimli iki eski dünya kurnazlığından uzak bir insandır. 160 civarında adamı olan ispanyol francisco pizarro, atahualpa'yı anlaşma yapmak için yanına çağırır. bu gariban da konuşup anlaşmak için buluşma yerine gider ve asla bunun bir tuzak olacağını düşünmez. tabii esir alınır ve öldürülür. ondan sonra da ispanyollar güney amerika'nın anasını ağlatır zaten. işte bu örnek, siyasi ilişkilerdeki tecrübenin önemini, bu tür ilişkiler içinde yetişen insanların kafa yapılarının içerik olarak diğer insanlardan ne kadar farklı olabileceğini anlatır.
kitabın mikrop* kısmı, salgın hastalıklarla ilgilidir. avrupa, eski filmlerden de bildiğimiz gibi sürekli salgın hastalıklarla boğuşur. ben de şahsen birkaç filmde veba salgınından kaçan insanlar figürünü gördüm, siz de görmüşsünüzdür. yüzyıllarca hayvanlarla birlikte yaşayan ve onlardan kaptıkları hastalıklarla telef olan avrupalar yıllarca öle öle bu hastalıklara karşı bağışıklık kazanmışlardır. mesela yine güney amerika'da ispanyolların öldürdüğü insan sayısı, ispanyolların vücudunda oraya ulaşan hastalık mikroplarının sayısının yanında devede kulak kalır. çok farklı hastalıklara bağışıklık kazanmış, avrupalı mikroplarla tanışmadığı için bunlara karşı bir tedavi geliştirmemiş zavallı inkalar telef olur gider. bu da yaşanan çekişmede yabana atılamayacak bir parametredir. abd'li piçlerin, kızılderililere verdikleri çiçek mikrobu bulaştırılmış battaniye örneğini de bu minvalde düşünürsek, bu çekişmenin yakın zamana kadar yaşanmaya devam ettiğini anlayabiliriz.
çelik yani madenlerle alakalı kısım, hem tarıma geçişle birlikte aletler yapmayı hem de silah yapmayı kapsıyor. ürün ekip biçmek için gerekli aletlerle başlayan alet yapma serüveni, sulama kanalları, daha büyük aletler, daha büyük sulama kanalları vs diye devam eder. tüm bunların da iktidar ilişkilerinde, siyasi ilişkilerde çok önemli olduğunu filan yazmaya gerek yok herhalde.
neyse efendim kitap çok güzel bir kitaptır. benim yukarda kuşa çevirip anlattığım hikayeler esasında çok ilginç olup, ufuk açıcıdır. ayrıca kitap boyunca o kadar çok trivia saklıdır ki, sırf bunlar için bile okunabilir. mesela hayvanat bahçelerinde en fazla bakıcı yaralayan hayvanın zebra olması sizce de biraz garip değil mi? ya da teksas kadar bir toprak parçası olan yeni gine'de toplam 1200 farklı dil olması ve bu dilleri konuşan insanların büyük bir kısmının birbirini hiç anlamaması?
yazar kitabı şöyle özetler: tarih farklı halklar için farklı yönde gelişti ama bu çevresel faktörlerden dolayı böyle oldu, o halkların biyolojik farklılıklarından dolayı değil.
"Neden Avrupalılar Amerika'yı keşfetti de Amerikalılar Avrupa'yı keşfetmedi?" Bu basit sorunun ardında insanlığın MÖ 11.000'den günümüze tarihi gizli. Fizyoloji profesörü Jared Diamond, Tüfek, Mikrop ve Çelik'te, aklımıza gelmeyen, geldiğinde çocukça bulduğumuz soruların yanıtlarını araştırırken, tarımın başlamasından yazının buluşuna, dinlerin ortaya çıkışından imparatorlukların kuruluşuna, tarihin seyrini belirleyen pek çok önemli adımı ayrıntısıyla inceliyor. insan toplulukları arasındaki farklılıkların, eşitsizliklerin nedenlerini, temellerine inmeye çalışarak sorguluyor; günümüz dünyasını biçimlendiren etkenlerin izini sürüyor... biyoloji, jeoloji, arkeoloji, coğrafya gibi değişik bilim dallarından beslenen, "Batılı" koşullanmalardan arınmış, geleceği gösteren bir tarih kitabı.
insan toplulukları arasındaki farklılıkların, eşitsizliklerin nedenlerini temellerine inmeye çalışarak sorgulayan, geleceğe ışık tutan bir tarih kitabı.
ben kitabı okurken çoğu arkadaşımın arkasını okumadan önce sayfa sayısına baktığı kitaptır. yazarın yaptığı derin analizler her sayfada insanı şaşırtmaktadır. insanın ne olduğunu, nasıl bir geçmişten geldiğini bilimsel bir bakış açısıyla ele almıştır. okuyunuz okutturunuz...