günahkarım ben battı balık yan gider deme, allah’ın açık çeki var, günahınız ne olursa olsun diyor rahmetimden ümidinizi kesmeyin bütün günahları bağışlarım diyor.
ama beyninin üstünde oturmayanlara bir şey söylüyor diyor ki; tövbeyi geciktirme
ne zaman kontak kapatacağını bilmiyorsun.
böyle bir allah’ımız var ya merhametlilerin en merhametlisi.
(bkz: arınmak)
insanı daha vahşi olmaya iter. bağışlanacağını bilmek vicdan azabını dindirir ve kişi bu sefer yaptığı suçun cezasını vicdanen tam çekmeden bir tanrı tarafından affedildiğini düşünerek kendini rahatlatır.
ayrıca tövbe insana umut verdiği için istismara çok açıktır. zaten bu yüzden vahşi dindarlar zulmettikleri halde asla vicdan azabı çekmezler çünkü onların şiddeti tanrı tarafından zaten onaylanmış ve vicdanları asalak tanrıları tarafından dindirilmiştir. dinin insanı vahşileştirmesinin bir aşaması da budur.
(bkz: teşuva) (bkz: tövbe etmek)
Dindarların kötülüklerinin sebebidir. Ruhban sınıfsız günah çıkarmadır. Tövbe etmek, insanı daha da vahşi ve ahlaksız yapar.
Tövbe etmek; yeni suçların, yeni günahların, yeni ahlaksızlıkların, yeni hırsızlıkların, yeni talanların, yeni iftiraların, yeni gaspların, yeni tecavüzlerin, yeni yalanların katlanarak artmasını finanse eden açık bir çektir. Kimse retorik yapmasın...
Ayrıca Allah, kul hakkını da yeri geldi mi affedebilir:
Nisa 116: "Şüphesiz Allah, kendisine ortak koşulmasını asla bağışlamaz. Bunun dışındaki günahları, dilediği kimseler için bağışlar. Allah’a ortak koşan; kuşkusuz, derin bir sapıklığa düşmüştür." Diyanet işleri Yeni Meali
Kul hakkı diye bir şey yoktur, bu da yılların yalanıdır. islam'a göre Allah'ın affetmeyeceği tek günah şirktir.
Yine onlar ki bir kötülük yaptıklarında ya da kendilerine zulmettiklerinde Allah'ı hatırlayıp günahlarından dolayı hemen tövbe ederler. Zaten günahları Allah'tan başka kim başlayabilir ki. Bir de onlar işledikleri kötülüklerde bile bile ısrar etmezler. Ali imran 135