elin gavurunun körpe dimağlarımıza zerkettiği smoking fantazyasının öz hakiki anadolu'nun bu kavruk topraklarına has değişik ve milli bir varyantı.
mes'ele "şeyimde şeettir diyen kız kanka" diyerek trollenemeyecek kadar ciddi beyler. çay çiğdem müessesemizden. toplanın anlatıyorum.
bir kadın tahayyül edin ki; artık kendi ayaklarının üstünde duran, çok düşüp kalkmış ama neticede yürümeyi öğrenmiş(!)
işte o kadın ki şimdi bu şark köşesinde(!) içine doldurduğu bu dumana kendinden bir aroma katıp her biri bir ibret vesikası binbir güzel kelimeyle harmanlayarak üflüyor.
dudaklarından çıkan o dumanın kokusuyla bir sufi şeyhinin zikir ritüelindeki tütsü gibi her bir dudak hareketi senin zihnine işliyor.
işte öyle bir an geliyor ki... tömbekiyi harlamak gerekiyor. kadın sehpadaki maşayı alıyor, közleri sehpaya çekiyor, dudaklarını büzerek bu topraktan mamul muhafazanın içindeki cevhere üflüyor, yeniden hayat veriyor.
tüm semavi dinlerdeki yaratılış kıssalarına kadının dudaklarında tanık oluyorsun o an.
dünyanın en seçme ressamları biraraya gelse bu güzelliği çizme imkanı yok. negzel. ahahaha.