Efendim, malumunuz, Bering boğazı yoluyla Amerika kıtasına geçen Türkler (sonradan Kızılderili olarak adlandırılacaklardır) kıtayı keşfe başlarlar. Bir müddet ilerledikten sonra önlerine korkunç gürültüler çıkaran bir şelale çıkar. Bu durumdan çok etkilenen Türkler “ne yaygara! ne yaygara!” derler. Zamanla “ne yaygara” yerini Niagara’ya bırakır.
Kıta keşfine devam eden Türk boyları Güney Amerika’ya kadar gelmişlerdir. Burada ucu bucağı olmayan bir nehir görürler ve tüm çabalara rağmen sonunu bir türlü bulamazlar. Hayretler içinde kalıp “amma uzun!” demişler. Zamanla bu “amma uzun”, “Amazon”a dönüşmüştür.
Tebessüm iyidir, yıllarca biz de bunları okuduk, güldük, anlattık, güldürdük.
Bugün akşam itibariyle bu bölüme ilave edebileceğimiz bir yenisini daha öğrendik.
Sıkı durun; Shakespeare esasen Şeyh Pir imiş.
Şimdi bana kaybolan yıllarımı kim verecek bilemiyorum ama…
Hayat işte.
insan devamlı bir şeyler öğreniyor.
Hayret işte.
insan devamlı bir şeyler uyduruyor.
Bir de düzeltme...
To be or not to be değil...
Töbe or not töbe...