tystnaden

entry8 galeri0
    1.
  1. 1963 yapımı ingmar bergman filmi.

    filmde anna isimli karakter küçük oğlu ve ablasıyla bir tren yolculuğu yapıp neresi olduğunu anlayamadığımız bir yere gelip bir otele yerleşirler.

    film boyunca kardeşlerin birbirleriyle olan kopukluğunu; çocuğun annesiyle olan tinsel yakınlığını görürüz. karakterlerimizin dillerini hiç bilmedikleri bu ülkedeki insanlarla olan iletişimleri hep işaretlerle olur. filmin sadece bir yerinde ester* ile otelin kahyası aynı dili konuşurlar, evrensel bir dili:
    kahya içeri girmiştir, masaya ester'in içeceğini bırakır. radyoda bach çalmaktadır. ester kahyaya dönüp şöyle der: müzik?
    kahya başını sallayıp "müzik" der. ester "sebastian bach" der, kahya da yine başıyla onaylayarak "john sebastian bach" der.
    film boyunca ortak hiç bir söz edemeyen bu insanlar müziğin ortaklığında konuşabilmişlerdir.*
    0 ...
  2. 2.
  3. 3.
  4. "you are full of hate. (...) you hate me just like you hate yourself!"

    tren. abla ve kardeş. nefret. sessizlik. mutsuzluk. paranoya. hastalık. mastürbasyon. seks. alkol. yazı. hesaplaşma. acımak. yalnızlık. çözümsüzlük. tren.

    bergman yine ışıkları söndürüyor. "bu karanlık böyle iyi. afferin bergman'a."
    1 ...
  5. 4.
  6. türkçesi sessizlik olan, iletşimsizlik temalı bergman filmi.
    nuri bilge ceylan'ın izlediği dönemde ruhunda çok derin izler bırakmış ve sinemaya başlamasına sebebiyet vermiş filmlerden biriymiş.
    0 ...
  7. 5.
  8. 1963 yapımı ingmar bergman filmi.

    film ismini iletişimsizlikten alır. bu iletişim kopukluğu, iki kızkardeş arasındaki mücadeleden, acıma, nefret, kıskançlık duygularının kaosundan kaynaklanır. abla 'ester' kuralcı, eğitimli, cinsel arzusunu mastürbasyonla tatmin eden hasta bir kadındır ve kendisini bu durumda aşağılanmış hisseder. çünkü yüksekte olmaya alşmıştır.'anna' uçkura zaafı olan daha 'özgür' bir kadındır. yıllarca ester'in gölgesinde kalmıştır. şimdi kendisini öne çıkarmak adına eylemler yapmaktadır. ester'in önceden yaşadığı bazı olumsuzluklar nedeniyle arasına mesafe koyduğu durumlar var. anna'yı da korumaya çalışmakta. iletişememe de burada başlıyor. anna'nın oğlu johan ise bu sessizliğin arasında kalmıştır. ayrıca savaş döneminin etkisi altındadır. tankları hayranlıkla izler. oyuncağı ise bir silahtır.

    filmin en akılda kalıcı repliklerinden. ester:

    - "kalkmış penisler...kanın ve dölsuyunun dolmasıdır bu. son ayinden önce itiraf etmeliyim: spermanın kokusu kötü geliyor bana. kokuyu iyi alırım ben. gebe kaldığım zaman gördüm ki kokmuş bir balıktan farkım yok. insan seçmekte hürdür. şu zavallı durumu kabullenmek istemiyorum. ama şimdi yalnızlık güzel ve iyi. insan, hayatında çeşitli davranışlar dener ve hepsini anlamsız bulur. üzerimizde öyle büyük kuvvetler var ki...yani bizi ürperten, titreten kuvvetler var demek istiyorum. ruhların ve anıların arasında ihtiyatlı davranmak gerekiyor."
    1 ...
  9. 6.
  10. asmis bir filmdir, siyah beyazdir. varolussal bir bergman yapitidir. herkese tavsiye etmeyin, zaten herkes izlemesin.
    0 ...
  11. 7.
  12. nuri bilge ceylan büyük yönetmen.. Bu filmi izledikten sonra, nuri bilgenin bergman'dan etkilendiği aşikar. ve psikoljik film yapma konusunda bergman'la rahatlıkla kapışır.. izleyin bu filmi..
    0 ...
  13. 8.
  14. bu hepten allahsız bir film içinde çok afedersiniz ayıp sahneler falan var, kimse konuşmuyor falan zannedersin ki herkes huşu içinde dua ediyor! pehhh. ateist filmi geçiniz...
    0 ...
© 2025 uludağ sözlük