tipik bir ingiliz sineması aydınlık değil içinde solgun, kasvetli bir hava var güzel sonu ile izlenmesi gereken bir film özellikle ingiliz sinemasını seviyorsanız. biraz tutuk geçiyor hareket arayan bir izleyici pek zevk alamaz izlerken.
joseph isimli şiddete eğilimli 5 sene önce eşini kaybetmiş ve bu yüzden çok sinirli, çevresine zarar veren en yakın arkadaşı kanserden ölmek üzere olan yaşlı bir adam 50 li yaşlarının sonunda ya da 60 lı yaşların başında.
hannah ise dinine bağlı bir kıyafet dükkanı olan durumu gayet iyi fakat eşiyle sorunları olan iyilik meleği gibi bir kadın film bu iki karakterin yollarının kesişmesi ve ardından olayların gelişmesinden ibaret.
kafamdaki iyi ve kötüyü alt üst eden film. başta yüce isa bilmem ne ayaklarına yatılacak klasik filmlerden sandığım sonra bambaşka bir boyuta geçen harika film. ağlatan film... peter mullan ın oyunculuğuna hayran kaldım. özellikle kadınlar günü yaklaşırken izlemem tesadüftür ama şiddetin boyutunu açık seçik gösteren bir film. izlenmeli derim.
edit: filmin sonunda joseph yürürken çalan şarkıya bayıldım.*
yaklaşık bir buçuk senedir izlemeyi planladığım, fakat saçmalıklar saçması kuruntularım yüzünden izlemeyi her seferinde reddettiğim film.* ne var ki az önce izledim bu harikalar harikası yapıtı. evet öyle gerçekten de, yağmurlu, çamurlu, ingiliz argosunun bol bol tekrarlandığı klasik bir ingiliz filmi değil bu. bilmiyorum belki de bu tarz kasvetli ve bunalımlı kişiliklerden biri olduğu(m)uz içindir.
isim gerçekten de biraz zorlama olmuş gibi ama oyunculuklara diyecek yok, özellikle de olivia colman* için. peter mullan abimiz zaten yine formunda.
1- Çok iri etçil ve 12 metre boyunda bir dinozor.
2- arka ayakları üzerine dikilmiş bir şekilde yürüyen iri bir dinazor türünün ismi. (afişte de görüldüğü üzere)
filme gelince.. on numara bir film. ilk 5 dakikada sizi içine alıyor. tavsiye edilir.