Şu ikonik sözü ile bilinir: burada yaşayan en güçlü ve en zeki erkekleri görüyorum. bu potansiyeli görüyorum ve hepsi heba oluyor. lanet olsun, bütün bir nesil benzin pompalıyor, garsonluk yapıyor, ya da beyaz yakalı köle olmuş. reklamlar yüzünden araba ve kıyafet peşinde. nefret ettiğimiz işlerde çalışıp gereksiz şeyler alıyoruz.
bizler tarihin ortanca çocuklarıyız. bir amacımız ya da yerimiz yok, ne büyük savaşı yaşadık ne de büyük buhranı. bizim savaşımız ruhani bir savaş, en büyük buhranımız hayatlarımız.
televizyonla büyürken, milyoner film yıldızı ya da Rock yıldızı olacağımıza inandık, ama olmayacağız. bunu yavaş yavaş öğreniyoruz ve o yüzden çok çok kızgınız.
Tyler Durden, Chuck Palahniuk tarafından yazılan Dövüş Kulübü isimli romanın, 1999'da aynı adı taşıyan film uyarlamasının ve çizgi roman Dövüş Kulübü 2 ve Dövüş Kulübü 3'ün ana figürü olarak görünen kurgusal bir karakterdir.
'eğer bunu okuyorsan, bu uyarı senin için. bu anlamsız yazıda okuduğun her kelime hayatından harcanan diğer bir saniye demek. yapacak başka işlerin yok mu? hayatın gerçekten bu kadar boş mu da bu anları daha iyi geçirebileceğin bir yol düşünemiyorsun? yoksa saygı ve inanç beslediğin otoriteyi ortaya koyanlardan çok mu etkilendin? okuman gereken her şeyi okur musun? düşünmen gereken her şeyi düşünür müsün? sana alman gerektiği söylenen her şeyi satın alır mısın? apartmanından dışarı çık. karşı cinsten biriyle tanış. lüzumsuz alışverişi ve mastürbasyonu bırak. işinden ayrıl. bir kavga başlat. yaşadığını kanıtla. eğer insanlığını ispat edemezsen, bir istatistik olarak kalıcaksın. artık uyarıldın...
Tyler aslında narrator un içindeki canavardir. Tyler bir kişi değildi o narrator un kişilik bölünmesinin bir tezahürüydü. Aklı ona halüsinasyon yaparak bir nevi ikinci karakterini dışarı yansıtıyordu.
Hayata yeni toslamış erkeklere sikici erkek gazı verip kitap film parası kopartmak için yaratılmış bir karakter.
Gerçek hayatta ise ganyotçu gibi biri gelir ağzına balgam atarım burada kabadayılık yok der aklı başına gelir ergenin.
Kızlar dura dura hiç olur oğlan dura dura koç olur demişler. Sadece sabredin. 30'dan sonra vay amk karılar reddetse de sikimde değil toplum beni umursamasa da sikimde değil asıl mesele kimseye muhtaç olmadan karın doyurabilmekmiş diyeceksiniz malın teki değilseniz.
"bizler tarihin ortanca çocuklarıyız. bir amacımız ya da yerimiz yok, ne büyük savaşı yaşadık ne de büyük buhranı. bizim savaşımız ruhani bir savaş, en büyük buhranımız hayatlarımız." En sevdiğim repliğidir.
Eski bir dost gibi oldu resmen. Kitapta filmdekinin bin katı daha iyi işlenmiş karakterdir.
Kendisi baş karakterin işi seyahatleri yüzünden jet lag olup uyuyamayan, uyuyamayınca da bilincini kaybetmesi üzerine oluşturduğu ikinci benliğidir.
Acının insanlara yaşadığını hissettirdiğini gösteren, yoğun acılar yaşayamayan yeni nesle “acı hediye eden” ilk bakışta çöp görününen ama alt metinlerle donatılan karakter.
E okuyun artık, okumayanı dövüyorlar. Ay pardon izlemeyeni dövüyorlar ama bence okuyun kitap daha iyi, film hayal kırıklığı gibi (hep öyle olur). Tamam sustum ama okuyun işte.
Başarısız insanların motivasyon için idol olarak gördükleri karakter aynı zamanda Düzeni bozarak, kusursuz düzenin kurulacağını sanan, çift kişilikli bir arkadaşımız.
Yaptığı devrimden sonra ne olacak? Tıpkı hayvan çiftliği'ndeki gibi yeni gelenler diğerlerini sömürecekler. O insanlar ödeyemeyecekleri borçların altına girerek hayatlarını mahvettiler, onların borçlarını silmek onlara ikinci bir şans vermek değildir. Kaos ve güvensizliğin ortamında sınırsız özgürlük bulunur, şu soru aklınızdan geçmedi mi: sınırsız özgürlük gerçekten bireyi özgürleştirir mi?
Dükkanların yağmalanması, banka ve ekonomik yapının çöküşü, polislerin dahi anarşist olması bize ne sağlayacak? Gerçekten insan komün düzenini idare ettirebilecek kadar gelişmiş bir canlı mı?
Hiç zannetmiyorum. Kapitalizmle mücadele sistemi değiştirmeye çalışarak olmaz; kapitalizmin sağladığı olanaklardan faydakanarak, kapitalin daha çok insana aktarılmasıyla olur. Zenginleşmeyi bireyselden toplumsala çevirebilirsek asıl tokadı vurmuş oluruz.