sırf film afişinden bile bir şeye benzetemediğim, film aldığım yerdeki eleman yüzünden zorla aldığım ama hala izlemediğim film.. pek de merak ediyor değilim doğrusu..
çevremde okuyup beğenen tiplerin genelde gençlik dizileri izleyip aşk romanları okumasından mütevellit okumak istemediğim kitap. zaten king amca da beğenmediyse ben hiç beğenmem.
yemeyen, içmeyen, osurmayan, sıçmayan, uyumayan, ölümsüz, voltran gücünde, garajında 10 tane super lüks araba bulunan ve dünyanın en yakışıklı erkeği şeklinde anlatılan edward cullen diye bir vampirin peşinden sürüklenen bella isimli bi sübyanın hikayesini anlatan stephenie meyer saçmalığıdır.
sırf filmi çekilsin diye insan kitap yazar mı? yazıyorlar artık. sabi sübyanı heyecanlandırıp 5 kitaplık seri şeklinde burnumuza dayayarak iyi bir pazarlama stratejisi ile best seller bile yapıyorlar günümüzde. burdan kitabın andaval yazarına sesleniyorum; bizim kahvenin garsonu lipton memet'in hatıralarını böyle bir reklamla pazarlayalım bakalım, görelim o zaman kim best seller kim kahve garsonu.
ilk izlediğiniz anda çok güzelmiş ya diyorsunuz. ama filmin üzerinden biraz zaman geçince biraz düşününce anlıyorsunuz ki standart bir süper kahraman filmi. spiderman, superman gibi bir şey bu da. yine kahramanımız süper güçleriyle kızı kurtarıyor, kız kahramana aşık oluyor, kahraman benden uzak dur vs. vs. diyor sonunda sevgili oluyorlar... ve kahramanımızın özel durumundan dolayı yaşanan bir dizi sorun. kötü film diyemem ama abartmamak gerek. sevgilinizle evde sarmaş dolaş seyredilecek hoş bir film sadece.
gecenin bir vakti 3 tane arkadaşımın izledikten sonra fikirlerinin değişmesiyle beraber kendileri hakkında değişik duyumlar almama neden olan vampirli aşk filmi.**
harry potter ve narnia'dan sonra 12-17 yaş arası genclerin en sevdiği filmlerden biri. okullarda ödev olarak afişleri hazırlanan; kitapları bestseller olan; edward'ın genc kızların odalarını süslemesine sebep olan; bella'nın cirkinliğiyle ilgili türlü yorumlara yol açan; vampir, insan, kızılderili, yağmur ve kandırmaca beşgeninde ergenlerin rüyalarını süsleyen filmcik.
izlediğim en dandik filmlerdendir. kitabını okumadım. ama filmi büyük beklentilerle izledim. the da vinci code'da yaşadığım hayalkırıklığının bir benzerini yaşadım.
sevgili ilçemde bizler kitaplarını okuduktan, filmini izledikten sonra ancak sinemelarda gösterime girebilmiş filmdir. iyi de olmuştur. boş yere 6 tl miz gidecekti.
not: hala filme gidenler varmış. yuh be yazık paranıza gençler!
beysbol sahnesinde supermassive black hole şarkısıyla insanı büyüler. neyse, hızlı bir giriş oldu bu(spoiler içerebilir):
filmin dizi tarzında hazırladığı görüşündeyim çünkü oynanan beysbol sonucu rastlanılan bir psikopat vampirin bella'yı kafaya takması ana konu olmamalıydı. daha farklı şeyler olabilirdi.
yine de zaman geçirmek için izlenilmelidir. ashley greene için.
son dönemlerde çok moda olan, edebi açıdan beş para etmeyecek böyle edebiyat mı olur *ancak duygusal açıdan çok güzel olan kitap. filmi de çıkmıştır. devamı da var sanırım new moon falan.
13 - 18 yaş gençlerin ağzının suyunu akıtacak bir senaryo ve kendi içinde * romantikliğe sahip film . 18 yaşından büyükseniz izlemeyin aynı hataya düşmeyin. *