Eskiden çok güzel gelen, şimdi arkaya dönüp bakınca "bu ne lan?!" dedirten kitap/sinema. Kitabın yazarı Stephanie Meyer, filmin başrol oyuncuları ise Kristen Stewart ve Robert Pattinson. Artık klasikleşmiş bir vampir/aşk serisidir.
play store'da bulunan mükemmel bir uygulama. geceleri uzun süre telefonun ekranına bakanlar için gözleri dinlendiriyor , ayrıca daha rahat uyumanıza da fayda sağlıyormuş.
Uzun süre sonra, izleyecek film bulamadığımdan dolayı açtım izledim bugün. Çoğu sahnesini hatırlayamadım Bile. Filmin çekildiği yer gerçekten çok güzel ve etkileyici. Hava hep kapalı ve yağışlı. Tam da yaşamak istediğim yer.
Ayrıca filmin renk tonları da çok iyi. Böyle normal bi film olmadığını hissettiriyor.
vaktinde linç kurbanı olduğunu düşündüğüm, o kadar da kötü olmayan bir uyarlamadır. atmosfer yaratmada da, oyuncu seçimlerinde de, senaryo aktarımında da yeteri kadar başarılıydı.
mesela insanlar kristen stewart tercihine baya bir laf etmişti ama kitapta tasvir edilen kızla birebir uyumluydu, bana göre şahane bir casting örneği idi.**
1998 yapımı, zengin kadrosunun başrollerinde Paul Newman, Gene Hackman, Susan Sarandon ve Reese Witherspoon'un olduğu dram ve gizem filmi. Film geneline diyalogların hakim olduğu finalinde ise bekleneni veremeyen bir yapım. Efsane oyuncuları bir araya getirmişler ama performansları açısından bir kahvehane sohbetinden öteye gitmiyorlar. izlenebilir kılan yanı ise filmin sonuna kadar hakim olan gizem unsuru ve sizi de davayı çözme yönünde olaya dahil etmesi. Türkan Şoray kanunları olan Reese Witherspoonun ise soyunduğu tek filmi yanılmıyorsam.
isabella denen kaşarın mimikleri yüzünden 1 saat dayanabildiğim film. konuşurken yutkunmalar, o garip ağız hareketleri, boynu öne eğmeler, gözleri böğürtmeler.
sinema tarihinin açık ara en rezil oyunculuk performansı olabilir. bu kadının bu rolden sonra simit satıp onurlu yaşaması gerek.
"Gözleri bögürtmeler"... düşünüyorum, ne olduğunu bi' türlü çözemedim. Hakikaten kaşar ablanın ne kadar rezil bir oyunculuk gösterdiği bu kelimeden anlaşılıyor. Simit satsın bence de.
vampirler, kurt adamlar, insanlar, ask, dostluk, mucadele, sevdigini olumune koruma, sevdigin icin goze alabilecegin seyler ana konularıdır.
--spoiler--
-edward: ne kadar farklı olduguma bak.
-bella: senden korkmuyorum. bana zarar vermezsin.
-ve aslan kuzuya asık olur.
-ne kadar aptal bir kuzu.
-ne kadar aptal bir aslan
--spoiler--
Kitaplarini filmler piyasaya surulmeden once, daha liseli bir ergenken okumaya basladigim icin sacmaliklarini goz ardi edebildigim, ve bende yeri farkli olan seri (ozellikle kitaplar diyorum, cunku filmleri her izledigimde hayal kirikligina ugruyorum—muzikleri, atmosferleri vs. hosuma gitse de).
Yalniz dunyaya baskin bir “her seyi elestirme” geniyle gelmis gen z‘nin, seriyi bir cok meseleyi göz ardi ederek elestirdigi de bir gercek. Misal edward’in bella’ya toksik davrandigini, gaslighting vs. Yaptigini cok vurgulayan var. Koca koca Film elestirmenleri dahi var youtube’da bunu savunan. Hayret ediyorum. Bahsi gecen edward cullen bildigimiz akli havada liseli bir insan evladi degil. Ölümüne Gizlemeye calistigi bir kimligi var, ve bu kimligin ortaya cikip cikmamasi sadece kendisini baglamiyor. her seye Bu bakis acisiyla bakacak olursak fantasy janrasindaki filmlerin cogunu elestirmemiz gerekir. Buffy’sinden angel’ine, true blood’una, vampire diaries’ine (ergenlik yillarimin vampirlerin populer oldugu doneme denk gelmesinden mütevellit bu ornekler).
Serinin hikayesine gelecek olursak soyle de bir gercek var ki, edward diger kizlarinki gibi bella’nin hafizasini okuyabilseydi, muhtemelen ona asik olmayacakti. Kaninin Kokusunun diger insanlara gore daha hos kokmasi bile kurtaramazdi durumu. Boyle bir seyin edward’in basina ilk kez gelmesi sebebiyle bella onda buyuk bir merak uyandirdi, ve olaylar gelisti.