bugün ilk defa reklamını denizden de yaptığına tanık olduğum reklam konusunu abartmış marka.
yer ortaköy,istanbul. gece 11 suları. rıhtımdaki bir teknede aniden bir ışık belirir, kocaman bir pano tekne boyunca yerleştirilmiş ve üzerindeki twigy reklamı aydınlatılmıştır. allah allah dedirtir önce, geçip gitmesi beklenir. ancak tekne reklamı insanların gözüne sokmaya kararlıdır. 10 metrelik git-gel alanıyla ortaköylünün tüm manzarasının içine eder. inadına tam da ay ışıklarının yansımasının olduğu yerde durmaktadır.
reklamın sloganı ise çok hoştur:
- parmakarası diye boğazımızı yırtıyoruz! -
yaklaşık yarım saat öylece tam da insanların baktıkları yerin önünde duran tekne kimilerinin öfkeli yorumlarına neden olmuş kendiminse istersen kıçını yırt terliklerinden almayacağıma artık emin olabilirsin* diye düşünmeme olanak sağlamıştır. reklamların insanın günlük hayatına tecavüzü başlığı altında incelenmelidir bu olay.
bu firmanın dört büyüklerin maçlarında kale arkalarında hoplayıp zıplayan, gol olduğunda alkışlayarak kendi ekseni etrafında dönen terlik şeklinde maskotları vardır. bugün ibrahim üzülmez'in çıkardığı olayları düşünürken aklıma geldi bunlar. bence bu olay için alternatif ceza olarak kullanılabilir. ibrahim üzülmez sezonun ilk haftalarında oynanacak maçlarda * terliklerin içine girmekle görevlendirilebilir. en güzelide ibrahim toraman'ın atacağı olası bir golden sonra reklam panolarını aşarak ibrahim üzülmez'in hayat verdiği terliğe uçan tekme atması olur ki tadından yenmeyecek görüntüler bizi bekler bu durumda.
beni kendilerinden soğutmaya yetecek kadar berbat bi reklam müzikleri var, tamam pazarlama fena değil ama kendimi eminönünde, zenci isportacılardan saat alır gibi hissediyorum bu reklam müziğiyle.
