kesinlikle doğrudur. en azından pozisyonları daha net görebilirsiniz. yıllar evvel 250 km yol tepip duisburg'a türkiye - finlandiya maÇını izlemeye gitmiştik. maÇa 10 dakika geÇ kalmıştık ve sanki biz geldik diye bizimkiler stadyumun kapısından girerken Çakmışlardı ilk golü. ilk golü izleyememiştik. neyse oturduk izlemeye başladık. sıkıcı mı sıkıcı bir maÇ. dakika 85, peder bey hadi kalk gidelim sıkıldım dedi. haklı tabii. kalktık gidiyoruz tam merdivenlerden aşağıya inicez hoop ikinci golde geldi. biz de ne bahsız bedevi Çıktık böyle diye mırıldana mırıldana tıpış tıpış eve doğru yol aldık. uzun lafın kısası maÇ ta iki gol oldu ve biz ikisini de göremeden geri geldik. hey gidi hey (gülümseyen sımayli).
tvde maç seyretmek stattan seyretmekten zevkli olması mümkün değildir çünkü anı canlı yaşarsın oranın heyecanı her zaman farkı olur. atmosfer her zaman farklıdır. fakat ince detayları statta göremezsin. evde tv karşısında tüm detayları en ince ayrıntısına kadar görme şansı var. parasız ve masrafsız olup yorgunluk olmaz. çekirdek ve kuru yemiş yiyerek ailece toplu bir şekilde. daha zevkli bir hale gelebilir.
eğer hava soğuksa "soğukta maça mı gidecem? evde sıcacık oturur, biramı, çerezimi alır, ayaklarımı uzatır izlerim rahat rahat." diyen bir kişinin söylemi. bir de televizyon plazma ise tadından yenmez kardeşim emin ol.
özellikle formula tarzı organizasyonlar için yüzde yüz doğrudur. Pistin sadece 50-100 metrelik bir bölümünü görebilirsiniz ve önünüzden vızır vızır geçen arabalardan hangisi önde , hangisi arkada, kim kaçıncı durumda hiç bir bok anlamazsınız.
malesef türkiye'de doğrudur. lan yeri geliyo sevgilinle gidemiyosun stadyuma. gidecen kavga kıyamet küfür yabancı madde. her zaman böyle değil ama genelde olan şeyler. stadyuma göre avantajları daha çok tv nin tabi. maç anlatımı, pozisyon tekrarı, oyunu oturacağın yere göre daha rahat izleyebilme gibi durumlar. zevki tartışılabilir ama avantajları fazla.