yurdumun bütün evleri neredeyse. bir satır kitap okunmaz, iki nota düzgün müzik dinlenmez. bütün geceler ve ömürler boyu herhangi bir özürlüye bile sıkıcı gelebilecek dizileri, yarışmaları seyrederler ağızlarının kenarlarından salyaları sıza sıza. aslında bir çeşit beyin ölümü ve insanların tercihlerine normalde saygı duymak lazım ama çocuk yetiştirip oy falan atıyolar sonra, bir takım insan vasfında olmayan keko bunlar yüzünden kendini "adam" sanıyor, "halkım" falan diye konuşup bana da hakaret ediyor embesil hayranları (müşterileri) yüzünden.
Açıkçası bu bir tercih meselesi değil çünkü böyle yaşamayı, aklını kullanmamayı, evrilmemeyi, kültürden, sanattan, yaşamsal bilinçten nasiplenmemyi seçen bu kara kafalı güruh yüzünden bu ülke yaşanmaz hale geliyor. epidemic hırtlığın ve geri zekalılığın, alt kültürlerin savunusunu demokrasi zannedenler veya bunu benimsediği sınıfsal bilincin ayıbını örtmek için sahiplenenler de bu pis, yoz ve ahlaken retarded topluluktan farklı değiller. insan haysiyetine yakışan şekilde yaşamak ve kendini, kendinden sonra gelenleri evriltmek bireyin sorumluluğudur ve bunun hiçbir özrü yoktur. taksitle milyarlara alınan televizyonlar, her hanede üçer beşer bulunan abuk subuk telefonlar benzeri şeylere harcanan parayla temel kültüre ulaşabilirsiniz. bir evde bilgisayar varsa çoğu "insan" gereksinimi için bağlantı ücreti dışında paraya gerek de yoktur.
edirneden ardahan'a kimin kimi düdüklediğini konuşan bir halk için erdemden nasıl bahsedebiliriz?