kısaca bir reklam filmi deyip geçmek bu reklam için çok yazık olur.
'cumhuriyetimize sahip çıkalım' sloganının ön plana çıktığı ancak geri planında; günümüzde, türkiye cumhuriyet'ine sahiplenmiş, meydanlara çıkıp 'beni buraya milletim getirdi' diyerek avaz avaz bağıran, ben milletim, millet ben imalarını beyinlere işleyen recep tayyip erdoğan'ın padişahlığında hüküm sürdürdüğü partinin politikasına binaen, bir kadın sandığa yaklaşır, biraz daha yaklaşır, gözleri zarf deliği ile birleşir, ekranda yalnız kadının gözleri görünür, * bu karede çarşaflı bir kadın zihnimizde canlanır.
önümüzdeki 29 mart 2009 seçim sonuçlarının önemine, gelecekte türkiye'nin politik, siyasal anlamda nasıl bir kimlik kazanacağına zekice düşünülmüş güçlü bir gönderme yapar.
bir reklam filminin ötesinde politik bir düşünce yatıyor. belki de bu yüzden televizyonlarda yayınlanamadı.
bazılarını çöpe atarsak televizyonlar da haklı, devletin baştan sona tüm resmi kurumlarını ele geçiren akp, rtük'ü de ele geçirdi ne yazık ki!!!
bu reklam filminin altında yatan bir gerçek de, toplumun bilinçlenmesidir. şu an aklıma, bugün üniversitede işlediğimiz hukuk dersi geldi. derste hocamız, çevre 'bilinci', çevre 'tutumu' ve çevre 'duyarlılığı'ndan bahsetti. ve bu üç kavramı ele aldı: bilinç, tutum, duyarlılık. hepimiz yere çöp atmanın kötü olduğu 'bilincindeyiz' ama çoğumuz yere çöp atarız; bu da tutumumuzu gösterir. duyarlılık bu ikisinin bileşkesidir. davranışlarımız ne yazık ki bildiklerimizi yansıtmıyor. seçimler yaklaşırken cumhuriyet gazetesi böyle bir reklam filmi hazırlamış. iyi hoş ama ben zaten bilinçli bir toplum olduğumuzu düşünüyorum, en azından %50 miz, bilemedin %40 kanımca ama gün geçmiyorki sürekli azalıyoruz. aziz nesin 'türk milletinin %60 ı aptaldır derken sanırım türk milletinin davranışlarını ima etmişti. şimdi 29 martta seçimler var ve daha nice seçimler olacak türkiye'de. sonuç olarak bildiklerimizi yansıtan tutumlarımızı, o mührü elimize alıp bilmem ne partisine basmalıyız çünkü bize verilen tek vatandaşlık hakkı seçme hakkı. oyumuzu kullanalım!!!
cumhuriyetin her zamanki korkutarak gazete satma politikasının ürünü olan reklam. ayrıca yaratıcılık yoksunu. ortalama zekada bir insan herhalde rahatlıkla bu reklamda oldugu gibi hayal ürünü şeylerle insanları korkutmaya çalışabilir.
allahtan halkımızın çoğunluğu şuurlu ki böyle şeylere prim vermiyor.
yeri gelmişken bu cumhuriyet reklamları ile ilgili güzel bir yazı:
1938 den beri süren iktidarlarının son yıllarda ellerinden hızla kayıp gitmesinden hareketle , korkuya kapılmış bir avuç elitistin , halkın umut tarlalarına korkuluk dikme hezeyanları.
" siyasetciler cumhuriyet yanlisi reklam yayinlanmasina izin vermiyor ! medyayi da satin almislar ! " gibi sigir boku kivaminda yorumlanabilecek reklam olayidir.
bu saçma sapan gazetenin saf beyinleri kandırmak için kullandığı yine saçma sapan reklamsı.
2007 de yapılmış bu propaganda aracı sonra 2007 de abdullah gül cumhurbaşkanı olmuş, üstünden yaklaşık 3 yıl geçmiş, e şimdi sormazlar mı adama hani lan teokratik rejime giriyorduk, hani iran a, malezya ya benziyorduk diye? biraz akıllı olmak lazım, bu ülke nasıl laik düzende bugünlere kadar gelmişse aynen o şekilde ilerler, kimsenin gücü dini silmeye yada cumhuriyeti yok etmeye yetmez, ancak bu sahtekar bir gazetenin propaganda aracı olarak kullanılır.