ülkücü zihniyetin yansıması olan kişidir. adam mhp'yi babasının malı sanıyor. siz kimsiniz beni kovacaksınız diyor. yani bi nevi polat alemdar modunda takılıyor.
ama en efsanesi ise akp denen, saray denen zihniyetin dizinin dibine gitmesi.
diyorum ya arkadaş; tipik ülkücü zihniyet işte.
partisini satıp satmadığı tartışılır. ama önce partiyi tartışmak gerek. çünkü parti şu anda tamamen bahçeli'nin ve çevresindeki bir kaç ismin egosundan ibaret.
alınan hiç bir karar myk'ya danışılmıyor. genel başkan yardımcılarına bile bir şey danışılmıyor. sadece bazı genel başkan yardımcıları zaman içinde belli konularda bahçeli'nin kanına girmeye çalışıyorlar. başarılı oldukları miktarda bahçeli'nin kararları etkilenebiliyor. ama bu isimler de şefkat çetin tipi adamlar olduğu için olayın rengi zaten baştan değişmiş oluyor.
mhp'yi az tanıyanlar şefkat çetin'i pek bilmez ama baraj altı kalındığı zaman teşkilatların başında yine şefkat çetin vardı.
adamı kovdular. sonra bahçeli kongrede kaybedecek gibi olunca teşkilatları ayarlasın diye tekrar geri getirdiler.
adamın metodları belli, eski asker mitçi mafya vs ilişkileriyle tehdit şantaj teşkilatları kontrolünde tutmaya çalışıyor.
böyle bir yapıya da her insan yanaşmak istemiyor. zaten kendileri de uzaklaştırıyorlar. tek olmak istiyorlar.
onlara benzemiyorsan tu kaka oluyorsun. yükselmene parlamana izin verilmiyor. kısaca olay sadece behçeli değil.
mhp dava partisi falan da değil artık zaten. en azından bu yönetimle değil.
engin alan, meral akşener, sinan ogan, kemal çelik, tuğrul türkeş ve daha nicesinin durumu ortadayken burada davaya ihanetten bahsetmek ya saflıktır ya da art niyetliliktir.
Paralel evrende yasayan bir cakma milliyetci. Babamin partisi, babamin mezari vs. E tamam da sen kimsin? Ne yaptin sen? Alpaslan turkes'in oglu olmak disinda ne icraatin var?
bakan olunca şöyle bir açıklama yapmış; devlette ülkücülere iş,aş kapısı açtım. fatih portakalda buna cevaben yazıklar olsun diyor. demek sistem böyle işliyor diyor. kpss filan hikaye diyor.
mahkemeyle geri döner. yusuf ziya irbeç bile geri dönmüştü ki, kendisini seven destekleyen bir allah'ın kulu yoktu. hatta tanıyan bile yoktu ve ihraç gerekçeleri daha bi gerçekçiydi.
bir insan artık ölümüne az bir zaman kala böyle bir omurgasızlığı "neden" gösterir anlamak zor.
sadece bu kişi için geçerli olan bir durum değil. akp, chp, mhp, hdp vs. olayından bağımsız değerlendirmeli yaşananlar. ülke siyasetinin hatta iş hayatının genelinde var bu sıkıntı.
bir insan inandığı değerleri 30 yaşındayken de, 80 yaşındayken de satmamalı. hadi diyelim genç olsa bir derece denilebilir her ne kadar haklı kurtaracak bir yanı olmasa da. ya da ekonomik durum için, çocuklarımın geleceği için böyle bir şey yaptım diyebilir kişi.
peki ya bolluk içerisinde yaşayan, türkiye'Nin en kadim partilerinden birinin kurucusunun oğlu olan ve artık bir gözü toprağa bakan biri "neden" böyle anlamsız bir hareketle karakterini ayaklar altına alıyor.
her şey bir yana kendisi yarın öldüğünde çocuklarının utanç dolu bir hayat yaşamasına hiç mi içi sızlamaz bir insanın. yaşanan akıl tutulması idrak edebilmek gerçekten çok zor.
kendisi zaten mhp liler tarafından hiç bir zaman sevilmedi. soyadının ekmeğini yedi o kadar. daha önce partiden uzaklaştırılıp yıllarca alınmamıştı ama daha sonra soyadının hatrına bahçeli tekrar kendisini partiye davet etmişti. mhp genel başkanlığı için aday olduğunda çok komik bir oy alıp rezil olmuştu zamanında.