türk pop müziğinin ufkunu genişletmiş başarılı manken ve ses sanatçısı. avrupa'da doğmuş olsa dünyaya açılması daha kolay olurdu. bu yeteneği ile türkiye'de bile bunu başarabilecek nadir sanatçılar arasında yer alır.
disko kralı nda, yargısız infaz isimli klibimi izleyen eşim çok duygulandı ağladı dediğinde stüdyoda ki seyirciyi ve konukları kopartmıştır.sonra tuğba saçmaladığını anlayınca okan seyirciyi gülmeyin diye ikaz etmiştir.kadının biri tuğba özay ı arayıp şarkının sözlerini dinleyince çok duygulandım kendi yaşadıklarını hatırladım demiş, bizim kızda bundan kendine pay biçip bu daha başlangıç inanıyorum ki kitlelerle buluşunca çok daha güzel tepkiler alacak demiştir.şarkı mı? ben dinledim hala etkisinden kurtulamadım.
(bkz: http://www.youtube.com/watch?v=qqNNMv8Bnmg)
içeriden* çıkıp da kendini şiire, edebiyata, doğaya veren klişe ex-mahkumların aksine direkt olarak fingirdek bir pop klibiyle ekranlara dönmüş olan psychedelic kadın. işin ilginç yanı bu klasik zottirik pop klibini izleyince duygulanıp ağlayabilen insanlar* ile beraber yaşıyor kendisi, kocası italyanmış bir de şanssız herif, ha bir de üniversitelerde konservatuar diye bir bölüm olduğunu sanar durur bu kızceğiz.
deniz seki geldi gözümün önüne bir an. aynı klişe sözler, aynı klişe mağdur ifadeler; ulan hepiniz sütten çıkmış ak kaşıktınız da zorla içeri tıktılar, sonra çıkınca buraya gelip "mağdur" rollerini oynarsınız. hayır bir de hapiste 30-35 sene kalıp boyuna işkence gördüler, hücrelere atıldılar sanırım; ramiz dayı tadında cümleler kurmalar, "hayat bilgini" rollerini oynamalar, "en büyük acıları ben çektim" ayakları falan. kürşat yılmaz'ın sana selamı varmış tuğba'cım.
en son olarak;
bu kadın albüm yaptı arkadaş, inanmak istemeyenleriniz olacak ama bu kadın "şarkı" falan söylüyor. ben gerçek sanatçıların artık pılını pırtını toplayıp bu ülkeden uzak diyarlara uçmasını istiyorum, atmosfer zehirlenmesi geçirebilirler. aynı disko kralı programındaki esra bilmemne isimli popçuyu** da gördükten sonra mordor gezegenindeki sanat(?) seviyesine çok da uzak değiliz artık.
ya gerçekten ama gerçekten b*k atmak için yazmıyorum. bu kadına benzeyen insan manken olmuşsa ben de top model olmalıydım ya da annem, en azından ayşe teyze çamaşır suyu pazarlamacılığından öteye gitmeliydi. yüzünde "aa kaşı güzelmiş veya burnu da maşşalllahh" vs. gibi ilgi çekici güzellikte bi yanı yok. fiziğe bakarsan veli efendi hipodromundan fırlamış gibi. *
ama onları allah bizim memleketimize bağışlamış, faydaları, yararları bize dokunuyor.
bu yüzden şanslı hissetmeli, şükretmeliyiz.
ben de diyorum ki, buralarda harcamayın kendinizi. gidin avrupa'ya, amerika'ya. orda dünya starı olun bakalım. madem bu kadar kolaymış? hala çok geç değil. valla, sizin düşündüğüm için diyorum.
şu final günlerinde sabah saatlerinde televizyonla içli dışlı olmanın sonucunda görmekten kustuğum, manken, şarkıcı, yapay insan. eğer birgün burayı okursa şunu bilsin; sadece mankenlik yaparsa onu sevicem.
hapishaneden sonra hayatın anlamını çözen ve nirvanaya ulaşan ünlülerden.
(aslında merak etmiyor değilim, bu "içeri" denilen yerde, insanı bir anda aydınlatıveren ne var.)
kendisinin bu müthiş hapishane hayatını ve nirvanaya giden yolda yaşadığı deneyimleri bütün halkımızla paylaşma lutfunda bulunması pek tabii ki gerekliydi. ben de oturmuş kaç zamandır "acaba tuğba'cım bize o engin hayat görüşleriyle ne gibi yeni ufuklar açacak?" diye kara kara düşünürken az önce tv'de rastladım kendisine. meğersem albüm çıkarmış! ah canım benim.
içerdeyken yazdığı şarkılarıyla mest oluverdim birden.
hele "adam olmayan madam" diye bir şarkısı varmış ki, "bütün erkeklerden çeken kadınlara" ithaf edilmiş. (yav o değil de, erkeği aşağılarken bile "madam" diyorsun hacım, olacak iş mi? anlayamadım valla erkeği mi aşağılamış kadını mı, yoksa yüceltmiş mi... neyse araştırmalarım sürecek.)
bir de aynı programda tuğba'cım engin bilgilerini konuştururken şöyle bir altyazı gördüm
"dünyaca ünlütop modelimiz tuğba özay"(!)
yahu demek ki kadın "dünyaca ünlü" imiş meğersem. bunu daha yeni öğrendiğim için kendimden ne kadar utansam azdır. hemen gidip "dünyanın tanıdığı türkler" başlığına tuğba'cımın ismini bknz. olarak vermeliyim, belki o zaman bu cahilliğimi bir şekilde telafi etmiş olurum.
küçük göğüsleri bulunan eski mahkum,manken... yani o vücuda o boyutta göğüsler hiç gitmemiş be anam... nese herşeyi geçtim efenim, ya bu hanım kızımızın yeşil ile bilmem kim ile münasabetleri haber programlarında flaş flaş haberler olarak lanse edildi... düşünün ya bir manken, hapse atılıyor, akabinde derin devletin elemanlarıyla ilişkisi olduğu iddaları çıkıyor,tabi bunlar iddaa. yok efendim tuğba özay'ın derin devletin bazı elemanlarıyla görüşmeleri olmuş, yok chp'nin üyesimiş, şu programa çıkmış, şunları söylemiş falan filan... şaşkınlıkla izlemiştim o süreci....
bugünkü gazetede, bir alışveriş merkezinde önümüzdeki günlerde çıkacak albümünün tanıtımı yaptığı yazan şahıs. kendisi sanatçı olmak için albüm çıkardığını söylemiş ve eklemiş " bir çok sanatçının benden şarkı isteyeceğini düşünüyorum."
vakt i zamanında chp'ye üye iken, sanki chp konusunda bir otoriteymiş gibi 5n 1k proğramına chp'yi temsilen çıkmış, çıkartılmış kişi.
bir gerçek var ki chp'nin şu anda yapmış olduğu enteresan açılımların mihenk taşı bu hatundur evet.
5n 1k da; chp hakında ne düşünüyorsunuz vıdı vıdı şeklinde devam eden sözümona, siyasi ciddilik arz ederek ağır konular işlenirken bir otorite olarak tuğba özay'a sıra geldiğinde bu yarmagül "cumhuriyetçi hareket partisi" diyerek chp'ye bu müstesna açılımı hediye etmiştir.
hayır ben, tuğba özay'ın üyesi olduğu partinin ismini bilmediğine değil, böyle bir kişi üye yapana şaşırıyorum.