ömrümüzden yediğimiz o süre zarfında can sıkıntısını gidermek için yapılan aktivite. karakter sınırına takılmamasına rağmen sırf bir sonraki cümlemde bahsedeceklerim yüzünden başlığı 'cep telefonundaki' şeklinde açmadım, zira şuna değinmeyi de kendime bir borç biliyorum: eğer tuvalete normal veya ankesörlü telefonla giriyorsanız, veya klozetiniz salondaki telefonun yanında ise ve geçtim bunları o telefonlarla oyun oynayabiliyorsanız, size saygı duyar, korkumdan ağlarım.
işyerinde tuvalete girdiyseniz, java oyunlarını açıp kafanızı dağıtabilir, başka dünyalara uçabilirsiniz. ben genelde kendimi anfield road'da freekick atarken buluyorum. bir de çalıştığınız departman bilgi işlem gibi bu tür şeylere ilgisi olanların bol olduğu bir yerse, diğer kabinlerden de tuş seslerini duyar, yalnız olmadığını düşünürsünüz.
+ ben bu bölümü geçemiyorum ya.
- abi bak orda 3 ile zıplayıp, 5 ile vurcaksın.
+ yok abi olmuyor.
- dur geliyorum ben geçivereyim. (ataride bölüm geçici çocuk olarak işe başlayan arkadaş, mesleğin yaş haddi yüzünden burada şimdi)
+ kalsın abi ben çıkıyorum. anam bacaklar uyuşmuş.
bir de şu hali var:
- kamikkkazzzzzzzzeeeee... bullop.
+ benjcev sen misin ordaki?
- evet abi.
+ ne oynuyosun?
- freekick atıyorum abi. bu vieri çok kabız atamıyor.
+ burdan kabızmış gibi gelmiyor ama. döşüyor sanki 'fantastic goal'leri.
cep telefonu yokken, başka şekillerde canımın sıkıntısını gideriyordum. misal ansiklopedi okuyarak. sorun bana a'dan k'ya kadar herhangi bir ülkenin başkentini, para birimini, demografik bilgilerini, hane sayısını; söylerim size 85-95 yılları arası toplanmış bilgileri. ama k'dan sonrasını sormayın, yüksekteydi ansiklopediler, alamıyordum o boyumla.