okuma kültürünün içine sıçan insandır. yarın bi gün kütüphanenin ortasına sıçma olasılığı da yüksektir.
edit: eksileri görünce bi açıklama yapayım dedim.
tuvalet kitap okuma yeri değildir.kitap okumak dediğimiz eylem sakin bir kafayla kitaba konsantre olarak yapılır. alttan zorlanırken üste konsantre olmak biraz zordur. ayrıca anlamadığım nokta bu tuvallette kaç saat kalıyorsunuzda kitap okuyorsunuz.ha yok ben fantazi yapıyorum, sıçmasamda sırf okumak için giriyorum diyorsanız. zevklerinize saygım var.
vakitten tasarruf yapan bireydir, ayrıca konsantrasyonu üst düzeyde olduğundan okuduğu kitabın yahut derginin kendisine kattıklarının daha çok farkında olacak kişidir de aynı zamanda.
tuvallette kitap okumak ayrı bir uğraşı dalıdır. ne biliyim bir müzisyenin enstürmanını çalmasına benzer ya da bir insanın doğaya kaçıp başbaşa kalmasına. koltuk altına alınmış bir kitapla tuvaletin kapısı çalınır. ses gelmez ise rahat bir nefes alınır ve ardından asli amaç olan faaliyete geçiş süreci başlar. aslında bir saatçi titizliğiyle hazırlanılır. özellikle kalabalık evlerde yahut çokça insanla paylaşılan mahallerde kendimizle geçirdiğimiz, kendimize ait kısa sürede olsa bir alan yaratır tuvalet. tuvalet boktan ibaret değildir, kimileri için.
kafası en iyi tuvalette çalışan insanın amcaoğlusudur. tuvalette okurken okuduğu şeyleri daha iyi algılıyor olabilir.
(bkz: türkün aklı ya kaçarken ya sıçarken gelir)