Düşündükçe midem ağzıma gelir.
Güzel bir kahvaltıdan kalkmışsın, yapacak işin yok, işsizsin, alırsın Zaman gastesini-o oraya layık- gidersin önce floşş diye yığdırırsın (bkz: yığdırma sesleri) kendini rahatlatırsın, başlarsın okumaya boş gasteyi, derken alttan buharlar yükselir, e yükselen buhar yağış bırakır teoremi sebebiyle götünde buharlaşıp damla haline gelen sular göt kılının ucuna gelip lıp lıp damlamaya başlar sonra o damlayan sular tekrar buharlaşıp bu kısır döngüye devam ederken yukarı doğru bir koku yükselmeye başlar, o kadar kötüdür ki gözünden yaş gelir. Piiiii bi sifona bas be kardeşim nedir o yeni doğmuş bebekler gibi altı boklu duruyo. Git pislik. (bkz: şizofren senaryoları).
sıkılan birinin yaptığı eylemdir. bir rahatsızlıktan dolayı bir şeylerle uğraşması gerekiyor olabilir, dikkat toplama dağınıklığı ile ilgili olarak. ilerde yerini daha çok akıllı telefona bırakacaktır, diye düşünüyorum...
bunu yapan insanoğlunun, onca can sıkıcı haber içinde etkilenmeyecek sağlam bir boşaltım sistemine sahip olması gerekmektedir. çünkü bu zıçmak eylemi bozuk psikolojiden çabuk etkileniyor sonuçta.
o değil de topu topu 2-3dk lık bir ihtiyaç için tam teşekkülü bir halde girmeye ne gerek var tuvalete anlamıyorum. her daim kabız da olmaz ki insan.
en azından bir şey yapılıyor dedirten olaydır. gözünüzün önüne 10 dakika boyunca tuvalette oturduğu halde hiç bir şey yapmayan bir insan getirdiğinizde çok komik oluyor. nitekim 10 dkaika boyunca başka hiç bir yerde hiç bir şey yapmadan oturulmaz. koltukta oturup 10 dakika boyunca etfafa salak salak bakmak adı üstünde salakça olur. diğer yandan gazete okunmadığı zaman da insan ne yapacağını şaşırıyor. tuvaletteki fayansların çizgilerine bakmak, duvarlardaki yerdeki ayrıntıları incelemek bomboş bir iş. gazete okunmadığı takdirde 10 dakikanın sonunda boktan başka ir şey üretmez insan. fakat gazete okuduğunda en azından bilgi transferi yapmış olur. üretim olmasa bile yatırım olur. gazete okunmasına alternatif olarak yapılabilecek daha yapıcı fikri olanlar buyursun bizimle paylaşsın biz de öyle yapalım.
hazımsızlığı gideren en kesin çözümdür. nasıl başlayıp bittiğini anlayamazsın. yüzünde eşsiz bir gülümseme belirir. dünyanın en büyük hazzıdır o an. hiç bitmesin istersin. buarada okuduklarından eser kalmaz. çünkü gazete o an senin için amaç değil araçtır. işlem tamamdır.
sorgulanmasi gereken bir durumdur.. tuvalet bir okuma yeri degildir.. tuvalette ya cis yapilir ya da kaka. belki de kusulur. bazilari sacni tarar. ama ayna varsa..ayna yoksa civi ve bir adet cekic yardimiyla civi once cakilir, sonra ayna sabit hale getirilir. duvar aynasi istemeyen tavan aynasi da taktirir, ama bu tuvalet icin sacmadir. zaten hangi insan kafasini yukari kaldirip aynaya bakar ki. ben bakmam mesela, bakani da sevmem. sevsem de affetmem zaten..gazete yapimi icin emek harcana bir kagit butunudur. bazen icindeki haberler calinip cirpilmis da olabilir. iste o zaman o gazete tuvalette okunur. ama emek harcanmis gazete tuvalette okunmaz. cunku cis veya kakanin partikulleri bu yogun emek verilmis gazeteye siner. sinis bazen ani bazen de sinsice olur. koku orada murekkep kokusuyla birlesir.. bu kotudur, insani uzer, o gazeteyi de uzer, yaplimamalidir..aci...
alaturka tuvalette uygulaması zor olan eylemdir.alafrangada ise belirli bir zamandan sonra kollar yorulur ve gazete yere konularak kafa sağa veya sola dönük olarak okumaya devam edilir.tuvalette kalma süresinin uzunluğuna bağlı olarak boyun ağrıları da görülebilmektedir..