tuvalette kakamızı yaparken birinin kapıyı tıklatması ya da açma girişiminde bulmasıyla insanda 'dolu' derken oluşan ses tonudur. o kadar garip bir ses tonudur ki o. çaresizlik kokar, iş üstündeyim lan sırası mı şimdi, aman sakın açma gözünün yağını yiyeyim duygusu alınır o tondan. bir insan ne kadar karizma olursa olsun işte o anda karizma bitiyor. ne insanın ayağının kayıp yere düşmesi ne kafasına kuş sıçması. bir insanın en rezil olduğu, en çaresiz olduğu an o andır. insan o anda kendisine tek bir şeye vermiş. dersleri, işleri, borcu, hastalığı umrunda değil. o boku deliğe düşürmeye uğraşıyor, ona konsantre olmuş. ıkınmaktan kıpkırmızı olmuş. derken biri kapıyı zorluyor, açma girişiminde bulunuyor. aman kimse girmesin diye 'doluuu' diye bir ses. açıkça anlaşılıyor ki adam ıkınıyor, sıçmak üzere. gıcık olduğunuz biri varsa o insan tuvalette sıçarken kapıyı hafif açıyormuş gibi yapın, o 'doluu' sesini duyun ve rahatlayın. kenan ışık, wenthworth miller, rutkay aziz ne kadar karizma adam varsa o anda o buğulu, cool sesleri çıkmaz. sıkıyorsa dolu derken de karizma ol. olamazlar.
biraz, nasıl olsa o da bu iğrenç işi yapacak, biraz, gelip üzerime sıçacak hali yok ya fikriyatından kuvvet alan, kapıyı çalanın ya doluysa diyerek ağzında çoktan hazırladığı pardonuyla halihazır beklediği, yaşanmaz olsun denilebilecek bir hadisenin kuvvetli aksi.
yankılanan ses tonudur. osurmadan önce gelen son sestir.
ya da
o anki kakanın profilini ses tonundan da çıkarabiliriz. mesela büyük ve katı tek seferde çıkan cinsten bir şeyse o sırada dolu kelimesi çıkmakta çok zorlanır. dol da tıkanır. ardından gelen tuvalet kapağı matiğinin lak sesi olayı özetler.
bir de ishal kakası vardır ki dillere destan. patır patır gelir. o sırada dolu sesini duyuramaz bile. sen kapıyı tıklatmadan kaçarsın.
çok sinirli, gergin ve soğukkanlı bir ses tonudur. genelde, ben bu lafı söyledikten sonra bi de küfrederim fısıltı halinde. ardından da, "inşallah diğer tuvalet boşalır da yüz yüze gelmeyiz bu kapı tıklatan malakla" diye düşünürüm ama her seferinde soğukkanlı bir şekilde kapıyı açarken, o götlek, evet o patlamaya hazır bomba beni kapıda ellerini bağlamış vaziyette bekliyor oluyor.
bakışmalar... ve lavaboya yönelen ben.
-demek o "doluuuaa" diyen sendin.
-hıı
-sıçıyosun yani?
-hee
-güzel kızlar sıçmaz sanırdım oysa ki.
-yalan o yalan abla. yemişler seni.
iğrenç bi andır o kapı tıklatan kişiyle karşılaşmak. sıçtığınızı biliyordur. tüm karizmanız yerlerdedir. şimdi istediğin kadar loreal glam shine'ı sür dudağına, istediğin kadar mini eteğini çekiştirip düzelt, dekolteni kontrol et... bitti olayın kızım. az önce sıçtın. var mı ötesi? boklu seni.
tam sıçarken bağırsaklarınızda oluşan 435345 barlık basıncı dışarı vermenin zevkine varırken, tak tak diye bir ses gelir, siz o an oluşan rahatlamanın huzuru eşliğinde hülyalara dalmıştırsınız.şaşkınlık ve sinir duygularının karışımıyla oluşan bir ses tonuyla dolu denilen ses tonudur*.içinizden hay amına koyim diyerek götünüzü yıkayıp çıkarsınız.
arkadaş kabız olmuştur bi güzel rahatlarken dışardan birisi kapıya vurar
bizimki ses vermez ama dışardaki ses zorlar kapıyı ve
-pardon birader dolumu
arkadaş kabız verdiği etkiyle
-ne ıhh şey doluuuuuuuuuuu
o sırada bağırırken dışkının son tutamınıda çıkarmıştır.
yurtta ikamet ediyoruz efendim. aslında burası bir etüt merkezi ama kimsenin etüt yaptığı yok. yurt, iskambil oyuncuları ve yancılar olmak üzere ikiye ayrılmış vaziyette. yancılığın kutsal görevleri arasında çay yapmak, çay getirmek, bakkaldan tane sigara falan almak var. yeminli yancıyız sanki. olmaz diyemiyoruz.
günler böyle geçerken yurdun kurucularından biri baskın verdi. ersan abi böyle değişik bir adamdı. hızlı hareket eder, hızlı konuşur, hızlı soru sorar, cevabı beklemeden cezayı keserdi. biz iskambil partimizde kaybolmuşken her yanı kolaçan etmiş, en sonunda bizi suç üstü kağıt kağıda yancı yancıya yakalamıştı.
cezamız ise temizlenmediğini iddia ettiği tuvalete 14 kişi (on dört) beraber girmemiz ve yaptığımız sorumsuzlukları düşünmemiz oldu. 2 metrekare yere 14 kişi nasıl sığdık, içeride nasıl nefes aldık, o halimize nasıl güldük henüz anlamamıştık ki kapı çaldı;
(tık tık)
yurdun karşısında hububat dükkanı olan nusret abi günlük ziyaretine gelmiş, kapıyı iki kere tıklatmıştı.
+ dolu! (14 kişiyle)
hakikaten dolu, hem de ne dolu.. nasıl başardı bilmem yine de kapıyı zorlayarak açtı.
- nusret abi dolu diyoruz gel avucumuza sıç! (iskoç cengiz)
+ hahaha (14 kişi)
