zulümdür.
genellikle köy evlerinde rastlanır bunlara. hepsinde musluk olmaz. o yeşil plastik testiyi kaldırırken yüreğiniz hop hop eder. içinde su yoksa işler iyice "boka" sarmıştır zira. tahtadan transparan bir kapısı vardır. aslında tek güzel tarafı budur. yani sıçarken doğayı temaşa etme lüksü sunar size. fakat bu sırada arka taraftan biryerlerden birinin de sizin kıçınızı temaşa etmediğinden emin olmalısınız.
kışın karla karışık bir rüzgar vurur göte. balkanlardan gelen soğuk ve yağışlı havanın ne demek olduğunu gerçekten anladığınız andır bu. kışın zifiri karanlığında bir köy evinde soğumakta olan sobanın arkasında battaniyenizle sevişirken ve de dışarıda rüzgarın tehdit eden sesiyle uyumaya çalışırken idrar kesenizde damla damla biriken bir korkudur tuvaleti bahçede olan ev.
şehir hayatından taşra hayatına misafir olarak gelmiş ve henüz ergen yaşa gelmeyip hayal gücü dinamik halde olan bir çocuğun gece vakti kalkıp o meşakatli yolu gitmek yerine farklı şekilde ihtiyaçlarını giderme yolunu seçebileceği durumdur.eğer seçim sonucu yatağa işemek değilde yola devam etmek olursa gidip gelene kadar geçen sürede üç buçuk attığı,ve yatağa geri döndüğünde kolay kolay uyuyamayacağı;hele bir de yakınlarda bir cami varsa ve sabah ezanı okunuyorsa genç arkadaşımızın 1-2 hafta boyunca etkisinden çıkamayacağı durumlara bile sebep olabilecek potansiyele sahip ev tipidir.
şahan gökbakar bir skecinde uğur dündar ın ev yapma programını tiye almıştı ve tuvaletin evin içerisinde olmasına isyan etmişti: evin içine sıçılır mı !? diye.
gece gitmek eziyettir. zira börtü böcek sesleri, tahta kapılar, me'leyen koyun, kuzu ve türevleri... atmosfer fenadır kısaca. bide çoğunda lambayı tuvalette değil, yolun yarısında biyerde yakarsınız. zira arka bahçededir tuvalet.
to grandpa;
allah seni bildiği gibi yapsın büyükbaba. yazlarımı rezil ettin pis insan. gitmiş tuvaleti bahçenin en ücra köşesine yaptırmış mal. lan çoluk, çocuk hiç mi düşünmedin beyinsiz. zaten köy ıssızdı. ne senaryolar yazdım ben o tuvalet yollarında sen biliyor musun ha?
köy evi olması muhtemel evdir. köyde yetişmeyipte ara sıra köyünü ziyareti giden şehirli bünyeler için ızdırap olan tuvalettir. zira gece gece her yer karanlıktır; yılandan, akrepten, böcekten korkulur. **
özellikle çocuklar için korku sebebidir. köylerde olur bunlardan böyle şirin küçük bir yerdir. örümcek ağları ve mahlukat-ı böcekler siz işinizi yaparken adeta şarkı söylerler... şölen havasında geçer, tuvalette geçen dakikalar.
benim için sıradan evdir. zira bursa/osmangazi/garajaltı mahallelerinde, taşranın şehir merkezi olmasıyla köy evleri şehir merkezinde kalmıştır. birkaç sene önce tarla olan yerler şimdi lüks semttir; tabi lüks semt olmak tuvaleti içeriye almayı gerektirmez.
bir bakıma eve metrekare kazancıdır da bu durum. satarken bahçesiz ve bahçeli olarak farklı farklı söylenir bu evlerin alanları, "tuvalet hariç X metrekare" diyebilirsiniz.
babamın köyüne gittiğimiz zamanlarda yaşanan olaydı. tuvalet ihtiyacını gidermek bir işkence olurdu. bahçede herkesin önünden geçerek tuvalete gidilirdi. hemen hemen köydeki bütün evlerin de dışarıdaydı zaten.
bir de, baraka şeklinde olan bu tuvaletlerin, kapı boyları hep kısadır ve tahtalar aralıklıdır, ışık sızar içeriye. içerisinin gözüktüğünü zanetmem, ama yine de gözüküyormuş gibi bir his olurdu insanda.
hava karadıktan sonra tek başına gitmek zaten cesaret isterdi. birkaç kişi birden gidilir, bir kaç kişi birden dönülürdü.
bahsetdilen ev amcamın evidir. yıllar sonra evini yenilemeye karar vermişti. çok güzel de ev yapmıştı. ama hangi akla hizmetse,*tuvalet yine evin dışındaydı. bu sefer bahçenin ortasında değildi de, evin dış duvarına pitişikti. yani yine tuvalete gitmek için dışarıya çıkılmaktaydı.
Amcacığım yeni evinde çok oturamamıştı ama.
nerden nereye rahmetlik amcamı da anmış oldum. nur içinde yatsın.
genelde köyler de vardır bu tip tuvaletler. ben de kullandığın için iyi bilirim, tek sorun genelde ahşaptan olur ve içeri çok fazla haşarat girer bir taraftan işini yaparsın bir taraftan da bir taraflarına birşey olmasın diye sürekli tetikte beklersin.
efendim avantajları vardır;tuvalletten eve yayılan kokuyu kafadan engellenmiş olur sonrasında tuvalette nizami bir kuyruk durumundan söz edilebilir yine bahçede ağaç vb. bitki varsa tuvaletten sonra mideyi ufaktan canlandırma imkanı sağlar.
dezavantajları vardır;gecenin bir yarısı buz gibi havada insanın kıçı donar sonracıma seyyar çeşme vaziyetinde elde kap taşınır yine sifon benzeri pratik temizleme aracı olmadığı için temizleme problemi ortaya çıkar-hele basket girmemişse olay daha vahimdir-
kimi zaman beşerden gelen sesler tuvalatte akustik yapar tedirgin eder insanı dışkı anüste çekilme yapıp kararsız kalır.
eğer bu ev çorum'un osmancık ilçesi sınırları içerisindeyse, tuvaletiniz de yazın ortasında geliverdiyse gerçekten zulümdür. zira siz tuvaletteyken birden sivrisinek dostlarınız da partiye katılıverir. ama bir iki değil, yüzlerce.
(bkz: çeltik tarlası)
klasik doğu karadeniz evlerinde sıkça rastlanılabilecek evlerdir. çocukluğum geçti o evlerde. rize nin pazar ilçesinde darılı köyü vardır. kimileri onun için "allah ın unuttuğu çukur" der. işte o ev de bunlardan birisi.
gecenin bir yarısı tuvalete kalkmak eziyettir. çocukluğun ve yan evdeki siyah köpeğin de vermiş olduğu korku yüzünden daha bir çekilmez hale gelir. bir de araknafobi sahibiyseniz afedersiniz ama y.rrağı yediniz efenim. köy halidir örümcekler eksik olmaz sağolsunlar. mesela ben "acaba götümde örümcek var mı lan" korkusuyla büyüdüm. fakat bende güzel anılar da bıraktı o tuvaleti bahçede olan ev. gecenin karanlığında havada uçuşan ateşböceklerinin ışıltısına şahit olmak, onların gökyüzündeki dansını izlemek, bu tek kişilik gösterinin tadını çıkarmak... ya da... tuvalet ihtiyacının bastırmasıyla gösteriye geç kalmak, ertelemek..
genelde tahtadan yapılır. içinde musluk yoktur, bir tas suyla gidilir. kafam kadar da deliği vardır. koca delik yüzünden, çocukların korkulu rüyasıdır. deveboynu gibi aparatları yoktur, gayet ilkeldir. bol koku yayar. arısı eksik olmaz, toto derdinden rahat rahat işini göremezsin. bir de içinde ne var ne yok meydandadır, öeghh...
büyük ihtimalle köy evidir. ve klozeti yoktur onun yerine tuvalet taşı vardır, sifonu yoktur onun yerine ibrik vardır, tuvalet kağıdı yoktur, onun yerine el örgüsü bezler vardır. kapısının kilidi yoktur hatta kapısı kapanmaz ve tahtaların arası 2 parmak boşluktur.
bilecik ilinin bözüyük ilcesinde bulununan köyümüzdeki evimizde var bahçede tuvalet. arkasıda mezarlık tamamen çam ağaçlarıyla kaplı. insan gece bahçeye cıkınca bile bir korkudan falan işiyesi geliyor valla.