kimi insanların daha kibar olsun, işemek/sıçmak ayıptır diye düşünmesi sonucu kullandığı biçim. yahu insanoğlunun temel ihtiyaçlarından biridir tuvalet, bunda utanacak, ayıplanacak ne var? ayrıca bana sorulduğunda aklıma soran kişinin lavaboya işeyeceği fikri gelmekte, böyle soran kişilere "tuvalet ihtiyacını gidereceksen klozet lavabonun yanında" demek farz olmaktadır.
tuvalet demenin kabalık olduğunu sanan insanlardır.
ama bazen biz bayanlar gerçekten sadece lavaboya gideriz.
efenim ruj tazelemek, allık sürmek, saç baş dağılmışmıyı kontrol etmek ve eğer erkek arkadaş dışarda bekliyorsa onu uyuz etmek için.
''bok'' kelimesinin kabalık olduğunu sanan zihniyetin ürünüdür. efendim, bu kişiler ''boka'' ''bok'' demezler. Ne dedikleri ise hala çözülememiştir, aylarca süren gözlemlerin sonucunda gördüğüm insanların %98.6'sı bok gelimesini kullanmamışlardır. örnek vermek gerekirse, geçen gün şöyle bir muhabbet olmuştur:
falcata: ya geçen gün bir sıçasım geldi tuvalete koştuğum gibi öyle bir sıçtım ki tuvalet tıkandı.
etraftakiler:öghhghg, ne diyor ya, ıyyyy, iğrençsiiein.
falcata: abi bunlar sıçmıyor galiba?
Sıçıcı bir abi: Onlar sıçmaz yavrum, onlar bokunu doktorlar iğneyle götünden alırlar.
evet efendim görüldüğü üzere bu bok mevzularını insanlar bir türlü kabullenememiştir. amuna koyayım nedir bu kabullenememek anlamıyorum ''ulan o da bir ihtiyaç sonuçta'' ama bu insanlar çok garip yaratıklardır. kuş bokunun güzelliğine bakıp hayran olurlar. kendi bokunun lafını bile etmezler. kötü kokuyor filan ama bunlar doğal şeyler sonuçta...
genellikle türkiyede hatta türkiyenin metropol şehirlerinde gerçekleşen bir deyimdir. hatta bu söyleyişe almancı yadaa gurbetçi diye tabir ettiğimiz kişilerde özenilen avrupanın göbeğinde olduğu halde yazları tatile geldiğinde dalga geçmek amaçlı aaa ben şeye ımm siz nasıl diyorsunuz lavobaya gidiyorum diyerek dalga geçmektedirler.
okan bayülgen'in lavaboya gidiyorum diyen insanlar için programında kendi taburesini lavabo gibi görüp üzerine çıkarak uygulamaya soktuğu görüntüyü akla getiren sözdür.
türkçe olmamakla beraber orjinali hela olan kelimenin yerine, zamanla daha kibar olsun diye fransızcadan transfer edilen tuvalet sözcüğü kullanılmaya başlanmıştır. sonuçta yapılan iş sıçmak olduğu için, güzel halkım artık bundan ne rahatsızlık duyduysa, "hela" kelimesine uyguladığı aforoz vari davranışı bu sözcük için de devreye sokmuştur. gerçekleşen eylem sıçmak olduğundan, yarın öbür gün "lavabo" yu da kaba olarak nitelersek hiç şaşırmam. bütün bunlar dilin yaşayan bir varlık olduğunun kanıtıdır.
tuvalet lan işte nesi kötü. cem yılmaz'ın dediği gibi içimizde mi özüteceğiz?
sevmiyorum böyle denmesini ya. böyle söyleyenlere de lavaboya mı sıçacaksın diyorum. yok arkadaşım öyle bişey. bokumu seviyorum ben gururla da söylerim sıçmaya gidiyorum diye. patavatsızlık değil bu , gerçekçilik. arada ince bi çizgi var aman kaçmasın efenim,lütfen.