bir zaman sonra hakkınızda yemiş yemiş sıçmamış gibi tabirlerin kullanılacağı hadisedir. en kısa zamanda ev içi adres değiştirilmelidir. mutfakla girilen yakın temas ve ziyaretler en aza indirilerek yaşanmaya devam edilmelidir.
(bkz: yasamak icin yemek ve yemek icin yasamak)
bir gece yarısıydı, uykulu ve bir o kadarda dalgındım. nasıl olduğunu anlamayamadım. aslında sadece bir ihtiyacı gidermekti amacım. sonra kapıyı açtım, içeri bile girmeye ihityaç duymamıştım.kapıyı açmamla yüzüme bir soğuk vurmuştu aslında ama ben gözlerimi açmamk için inatçıydım...sonra donumu sıyırdım işi gördüm... böyle bir rahatlığın, böyle bir duygunun başka kimse tarafından duyulamayacağını düşünmüştüm...gözümü açıp baktığımda karşımda duran elmayı gördüm; alıp yemeye başladım...sonra sabah annemim bağırışlarıyla uyandım:"pardayaaaaaan!!!! allah belanı versin gene mi buz dolabına işedin?..."
çocuk olduğum zamanlarda şahit olduğum olaydır, şöyleki;
abim gittiğimiz yerde * yine uyuyakalmıştı. dürttük felan bunu kalk eve gidiyoruz diye, bu da kalktı uyku sersemi tuvalet diye doğruu mutfağa. mutfak dolabının kapağına işerken bulmuştuk bunu en son.
küçük kuzenimin uyku sersemi tuvalet yerine mutfağa gitmesi ardından annemin farketmesi ve bağırmasıyla telaşlanan çocuğun dış kapıya doğru gidip kapının arkadasındaki annemin ayakkabılarına işemesi.sonuç daha komik : annem ayakkabıları hemen çöpe atar ve sinirden çılgına döner.
gitmekte sorun yoktur. sorun teşkil eden "sanmak" tır. gece uykulu kalkıp banyonun yerine bi kaç adım daha gidip mutfağa sandalyenin üstüne def-i necaset eylerseniz sorun odur; yoksa isterseniz bahçede tur atın o kadar sorun değildir...