mükemmelin de ötesinde bir kitap benim için bir arkadaşım üçüncü kez okumuştu sonra yanından ayıramadı kitabı.
her ne zaman bir sayfasını açsam ufaktan gözlerimi dolduran satırları görüyorum.
ben tutunamayanım demiycem ama hiç kimse tutunamıyor ne yazık.
son zamanların en iyi yerli dizisi...
çok tutar bu dizi ...efsane olmaya aday...
normalde yerli dizi seyretmiyorum .
film müzikleri seçimi filan iyi olmuş örneğin 6.bölüm sonundaki https://www.youtube.com/w...h?v=OumTi5buOSU&t=73s
tam olmuş
altıncı bölümünü zaman zaman açıp film niyetine izleyebileceğiniz bir dizi. daha önce böyle düşüneceğim hiç bir dizeye rastlamamıştım. duygusal bir aşığım sanırım. uzun soluklu bir dizi olur umarım.
oldukça beğendiğim dizidir. 6. bölümünün sonunda düşen elmaların 3. sü düştükten sonra, "aşk olsun üçüncüsü nerede acaba" dedikten sonra bir kötü oldum. hala etkisinden çıkamadım.
Türk tarihinin en iyi dizilerinden. Eminim ki bittiğinde leyla ile mecnun denen vasat diziyle karşılaştırıldığında çok daha iyi olduğu kabul edilecektir.
Bu tarz diziler bizim ulkemizde tutmaz.imdb de 9.2 puan almış Leyla Mecnun dizisini bile beğenmeyip eleştirenler mallar varken bu ulkede,Tutunamayanlar insallah tutar.
leyla ile mecnun’un ezip geçtiği alana öyle paldır küldür dalınmaması gerektiğini ispat etmiş olaraktan güzel bir iş başardı...
sağda solda piar yapılarak “çok iyi dizi ya la” algısıyla olmuyor bu işler; bir erdal bakkal’ın olacak, ismail abin olacak, üstüne üstlük buna mütenasib bir senaryon olacak, olacak da olacak...
çok iyi oyuncuları bir sete doldurunca o dizi çok iyi olmuyor. twitter’da piarını sana hayran olan insanlar değil de “bizim takım toplanın” kafasıyla kendini gündeme sokmaya çalışarak yapmak bile dizi yapımcılarının kendi dizileri hakkındaki özgüvenini gösteriyor...
işin garibi, bunların görülmüyor zannedilmesi daha da trajikomik...
ilk birkaç bölümü seyrettim ve daha o zaman “bu dizi patlar” hükmünü verdim... ne sebeble? leyla ile mecnundan etkilenmek, ona benzer bir dizi yapmak başka, onu çakması gibi zorlama yapmak başka bir şey...
bak, leyla ile mecnunun yönetmeni bile “dudullu postası” diye dizi yaptı, o bile kendini aşamadı...
“islamcı”ların yahut başka bir çakma tabirle söylersem “islamcı kesim”in temel problemi her zaman bu oldu; yani, coca cola’yı reddedip yerine le cola yahut mekke cola gibi absürt işlerle karşı olmak, yani yerine orijinal bir fikir yerine zıddının çakmasını koyarak ona karşı olduğunu, yahut ona galip geldiğini zannetmek...
(bkz: kültürel iktidar) diye bir şey var; en tepeye çıksanda, asıl ona hâkim olan iktidardadır. ha, dizi ismi güzel; dizi ekibi onu varsın romandan aldık zannetsin, oysa, trt’ye kapak atsanda, kim nerede ve nasıl “tutunamıyor” bunu anlatıyor bu isim...
bu kitabı okumaya başladığımda sosyal mecrada "olric" furyası başlamıştı. o dönemler popülizm karşıtı bir ergen olduğum için kitabı yarıda bırakmıştım.
popüler olan her şeyin kötü olmadığını geç idrak ettim.
bir çok kelimenin anlamını bugün de bilmem. 'ahmet ne kadar cahil' derler. daha bilmem ne kelimesini duymamış'. başımı sallarım. birlikte acırız ahmet'e. oysa o kelimenin anlamını ben de bilmiyorum.
Şu anda, sana güzel bir söz söyleyebilmek için, on bin kitap okumuş olmayı isterdim" dedi: Gene de az gelişmiş bir cümle söylemeden içim rahat etmeyecek: "Seni tanıdığıma çok sevindim kendi çapımda..."
"...Duygularını ifade edebilmek için bakkal, bakkal gibi bahçıvan da bahçıvan gibi düşünebilseler; kendilerine yakışacak bir ifade coşkunluğuna kavuşacak zamanı bulabilselerdi bütün şehir, gereksiz edebiyattan temizlenmiş olurdu..."
Türk okuyucusu için baraj kitabıdır. Bu kitaba kadar okursunuz ve okurluğunuzu test edecek olan tutunamayanları duyarsınız ve bu ne deyip okumaya başlarsınız ama bitiremezsiniz. bu kitaba hazır olmadan başlamayın ve eğer başladıysanız tek seferde bitirin ve barajı aşın. içerisi mükemmel.