kendimi hazır hissetmediğimden, belki okuduğumda henüz anlamayacağımı ya da gereken ilgiyi gösteremeyeceğimden başlamadım hiç tutunamayanlar romanına.
başlayıp yarım bırakmaktan iyidir sanırım
bak şimdi bu topluluk önce behzat ç ile başlayan melankoli yolculuğuna poyraz karayel ile devam edince Albayım furyasına katılmış oluyorlar. albayım be,
allah kahretsin albayım, albayım yakalım mı bu dünyayı, sevilmiyoruz be gibi şahane edebi cümlelerden sonra hasbelkader albayım ibaresinin Oğuz Atay'a dayandığını öğrenince en yakın d&r 'ına koşup rast gele tutunamayanları almıştır. bunun bir diğer versiyonu da tehlikeli oyunları yarıda bırakmaktır. olsun, çok da şey yapmamak lazım hala halihazırda sizler için raflarda sıla'nın şiir kitabı mevcut. sanıyorum onu yarım birakmazsınız.
Herkes her şeyi sevmek zorunda olmadığından bitirmemiş olabilir.
Yarım bırakmak için illa anlamamış olması veya okuma alışkanlığının olmaması gerekmez. Sevmemiştir, bu kadar net.
4 kez bitirmiş olarak rahatlıkla söyleyebilirim ki herkesin kapasitesine uygun değil, çoğunluğun anlamayıp bırakması normal. Zaten okumaya da üşenen bir toplumuz normal yani...
Oğuz atay okumaya tutunamayanlar'dan başlayanlardır. Cidden okumak isteyenlere tüyo burda: korkuyu beklerken, tehlikeli oyunlar, tutunamayanlar olarak takip edin sırayı. Hacı ben tutunamayanlar'ı okuyup bırakırım oğuz atay'ı diyorsanız bitmez tabii o kitap.
Oğuz atay'ın üslubunun sarmaması gibi bir durumdan bahsedilemez.
başkadığım bir şarkıyı, bir filmi, bir diziyi bile -sevmesem dahi- yarım bırakmayan ben, hayatımın mottosu olacağını düşündüğüm bir kitabı yarım bıraktım. 2 yıldız başucumda durur, o bana bakar ben ona. her göz göze geldiğimde iç geçiririm.
tutunulduğunun göstergesidir.
kişinin kendinden herhangibir şey bulamamasıdır sebep..
yoksa kitabın ağırlığıyla ilgili değildir.
eğer tutunamayanlardansa kişi kitap akıcı ve zevkli gelecektir.
(bkz: tutunanlara karşı düşmanlık besleyen tutunamayan)
kaç kere ele alınır kitap kaç kez yol yarılanır ama bir türlü olmaz, olamaz. kitabın adına nazire yaparcasına tutunamazsınız kitaba. belki de bitirmek istemezsiniz tutunamadığınız için kitaba tutunmak istersiniz belki de..
kim bilir tutunamayanlar hayatın tadıdır sizin için. o kitap olmasa, hep yeniden başlanmasa eksik kalır bir yerde bir şeyler. oğuz atay'a saygıdan belki. selim ışık, turgut özben belki evde bekliyor diye sizi bitirmezsiniz kitabı. olric sade turgut özbenin değil sizin de hayali arkadaşınız olduğu için belki. belki de....tutunamayanlar!
(bkz: Yazarların içinde kalan ukteler) Hiç kusura bakma canım 724 sayfa ederinde bir ukteyi kimse dolduramaz, başlamasaydın sende aaa bir yılımı verdim ben o Selim'e, ışığımı söndürdü...
gerçek tutunamayanlardır. tutunamayanlar gibi bi metni bitiren, bence elbet-tutunamayan olamaz. kaldı ki, selim de bi zamanlar okumadığı bi kitap hakkında ileri-geri yapmıştır. battalgaazi romanları gibi abi yaa, ne kadın var ne bişey..sayfa oldu ikiyüzdört haala süleyman haala kargı...ironisine de aydınına da sakallıoğuza da...ne
en yüce duygunun insanıdırlar. en azından bitirmiş olup da 'okunması zorunlu'
diyerek, kitabı kıçından okuduğu belli olanların arasına katılmamışlardandırlar.
birde şöyle birşey var...aileden şanslı olmayıp kendi çabalarıyla düşe kalka
iyi bir okur olmaya çabalayanların, öylesine ellerine alıp okumaya başlamalarındansa
önce ben buradayım'ı okumaları hem daha faydalı hem de daha haz verici olabilir
zira bir kitabın derinliğine inmek 1.sayfadan başlayıp 724.sayfaya dek okumakla
olmuyor ne yazık ki...
bir kitap okudum hayatım değişti diyemeyecek insanlardır. iç konuşmaları belli bir yoğunlukta kalacaktır ve hayatı anlama konusunda tek başlarına kalcaklardır. tehlikeli oyunları bitirmeleri dileğiyle...
okuyanların ne bulup ne kaybettiklerini anlamaları bir ömür sürecek. o kesin. ama okumayanlar ne kaybettiklerini asla bilemeyecekler.. hep çekip gitmelerden bahseden özenti siyah tşörtlü kardeşlerim; maçanızı biraz sıkın da gidip de geri gelmenin destanıyla tanışın..