evet sevince zamanla unutulur ama;tutkuyla sevmek başkadır.o zamanla unuttuğunu sandırır.
sen düşünmesen içimde bir şey yok desen hissetmesen bile sadece içindekini bastırmışsındır.çünkü gün gelir o kadar zaman sonra öyle bir cız eder ki o yara o zaman anlarsın yıllar geçse de bununla yaşıyacağını.
insana en çok koyanlar top 5 te mutlaka olandır. göte girer. kazığa oturtulmuş gibi hissettirir. seni deli gibi seven adam uçup gideverir. yıllar sonra sevdiceğiyle olan fotoğraflarını görüp içinize öküz oturmasıyla da geçer.
geçmiş zaman işte. varsın unutulayım ya.
n'apayım bi hayalet gibi onun ve yeni sevgilisinin peşinden mi gideyim.
sokaklarda
şarkılarda
şiirlerde
sinemalarda
şehirlerde
tatil günlerinde falan hep yine ben mi olayım, dolaylı da olsa.
unutsunlar, unutulalım. varsın böyle olsun unutulmak.
gölge etmeyelim. başka da ihsan istemeyelim.
bir insanın canını mı yakmak istiyorsunuz işte bu yöntemle yakabilirsiniz. insan sevgiye çabuk alışır, alıştıkça fazlasını ister ve karşısında ki tutkuyla sevince ona karşı bir şey hissetmese bile o hep sevsin ister. zamanla öyle alışır ki o şahıs artık onu sevmezse sudan çıkmış balığa döner. ne yapacağını şaşırır ve onu düşünmeye başlar. ' neden sevmeyi bıraktı?' diye. ona çektirdiği acıları hiç düşünmeden kızar, söylenir:' insafsız alıştırdı bari hiç sevmeseydi.' diye. tüm nankörlüğü ve sevgi açlığıyla küfreder unutulmaya ama elinden de bir şey gelmez. hep bir yerlerinde kalır bu durum ve artık onu sevenleri kaybetmekten korkar. tutkuyla sevilip zamanla unutulmak insanın canını yakar ve unutulan insan artık asla eskisi gibi olamaz.
bazen hak etmeyen insanlara veririz, vermememiz gereken o değeri... en derinlerimize yerleştiririz onu. hiç kimse incitmesin isteriz. hatta kırmamak için kırılırz bile ama yine de kırarlar bizi. sanırım en çokta o kadar sevmeye rağmen unutulmak acıtıyor insanın canını. ne olursa olsun siz unutmazken onun unutması acıtıyor zaten derin yaralar ile sarılı yüreğinizi.