Doğum günlerinde pastalardan fırlayan güzel kızlar gibi
yazgısal bir süprizle karşılaştık seninle,
hem hazırdık, hem şaşırdık
yineleyen her kader sohbetimizden yepyeni tatlar aldık
Jeff Buckley'le andık kardeşliğimizi
ey 'Dream Brother!'
birbirimizin dillerini biledik
sözlerle
sarhoş olduk
onları kıvrak birer yılana dönüştürdük
böylece uzatıp, tüm göbekleri ve toprak ana'nın klitorisini gıdıklamaya hazır olduk!
Çünkü biz biliyorduk, bu yılanın, sonsuzlukta yeni yeni evrenler doğurtmak için var olduğunu!
çok şey biliyorduk da söylemiyorduk önceleri
zamanla söyleyerek boşalttık
akıllarımızı bilgilerden ve anladık
bir olduğumuzu
Dream Brother!
ne çok dolaştık seninle geceleri ellerimizde şaraplarla
iskoçya'da Vikinglerin Odin'i, Pi filminde üstad Sol olduk
ŞiMDi hatırladın mı
bir okul bahçesinde, 14 yaşında bir kız çocuğunun klitorisi de olduğumuzu
peki ya bir italyanın ürkütücü uzay müziği eşliğinde küçücük, camdan bir küpe girişini
izlediğimiz kırmızı noktalı geceleri ve o italyanın asistanları olan ucuz ve güzel kadınları?
ne günlerdi onlar,
hani günlerin parıltısı olduğumuz,
ışıldayarak Beyoğlun'da dolanıp durduğumuz
ve
gizemimizi gölgelerde sakladığımız;
işte o anlarda anladık
Biz An'ız!
hem de düşlerden gerçeğe yansıyan en güzel an
düşan kardeş!
Ortada kuyu var yandan geç dercesine
kimbilir kaç kyu atladık böylece seninle?
alanlarımızı genişleterek başladık her anla, her anlamda genişlemeye
ve sonunda,
gündüzleri tabutuna dönen bir vampir gibi buhar olduk genleşerek!
Buhar olarak yükselmeye başladık göğe,
geçtiğimiz yerlerde buhranı kaldırıp keyif saçarak,
bulutlar gibi gökyüzünü düzerek ilerliyor ruhlarımız
kollarımızda yahudi meleklerimiz
söyle artık, kimi, neyi sikleriz?
böyle fotorağfımızı çekebilseler
şaşırır kalırlar
samanyolu gibi bir film şeridiyle karşılaşınca,
Herşey bir anda
ve o an bu an
düşan brother
o an bu an, en güzel an bu
AN!
